DEMOKRAT PARTİ DÖNEMİNDE BASIN - YAZAN: Mehmet Önder DURAN

DEMOKRAT PARTİ DÖNEMİNDE BASIN - YAZAN: Mehmet Önder DURAN
26 Mayıs 2020 - 22:28 - Güncelleme: 26 Mayıs 2020 - 22:34

DEMOKRAT PARTİ DÖNEMİNDE BASIN

14 Mayıs 1950 seçimlerinde iktidara gelen Demokrat Parti, basın özgürlüğünü sağlamayı da programına aldığı için basından geniş destek görmüştür. DP’nin iktidara gelmesinden çok kısa bir süre sonra, 15 Temmuz 1950’de Basın Kanunu ilan edilmiştir. 1950 Basın Kanunu, hükümetin basın üzerindeki denetimini büyük oranda kaldıran liberal bir kanundur. Yasa, gazete ve dergi çıkarmak için hükümetten ön izin ve ruhsat alınması zorunluluğunu kaldırmıştır. Adı kötüye çıkan kişilerin basına girmesini yasaklayan maddeyi geçersiz kılmıştır. Basın suçlarının yargılanması özel mahkemelere verilmiştir [1].

sorumlu tutulmuştur. DP iktidarının ilk yılları basının en verimli ve rahat dönemidir. Kovuşturmaya uğrayan, tutuklanan gazeteci bulunmamaktadır. Hükümetle gazeteciler arasında genellikle yakın ilişkiler kurulmuştur. Uzun süredir sosyal güvencelerden yoksun olarak çalışan gazeteciler, 13 Haziran 1952’de “basın mesleğinde çalışanlarla çalıştıranlar arasındaki münasebetleri düzenleyen 5953 sayılı kanunla” ilk kez sosyal güvenlik sistemi kapsamına alınmıştır. Sendika kurabilmek, sosyal sigortalardan yararlanmak, işverenin gazeteciyle yazılı i ş sözleşmesi yapma zorunluluğu, işten çıkarıldığı takdirde tazminat talep hakkı gibi ayrıcalıkları basın mensupları, DP iktidarında kazanmıştır [2].

DP’nin ilk yıllarında gazetecilerle hükümet arasında genellikle yakın ilişkiler kurulmuştur. Gazete sahipleri ve Başbakan Adnan Menderes arasında bir balayı dönemi yaşanmıştır. Başbakan 20 Aralık 1952’de Ankara’da gazete sahipleri ve başyazarlarıyla işbirliği toplantısı yapmıştır. Toplantıya katılanlar arasında Milliyet (Ali Naci Karacan), Vatan (Ahmet Emin Yalman), Hürriyet (Sedat Simavi), Akşam (Necmettin Sadak) dönemin önemli yazarları bulunmaktadır. Ahmet Emin Yalman bu dönemi “Basının Altın Devri” olarak adlandırmaktadır. Seçim sonrası Demokrat Partililer, basın mensuplarına “siz çalıştınız, siz kazandınız, sizin eserinizdir bu bayram” diye iltifat dahi etmişlerdir. 1952’ye kadar başlıca gazeteler Cumhuriyet, Milliyet, Hürriyet, Akşam, Tasvir, Yeni Sabah, Yeni İstanbul, Gece Postası, Vatan Demokrat Partiyi desteklemişlerdir. Bu gazetelerin 1952’den destekleri devam etmemiştir. Ulus ve Halkçı CHP’nin Zafer DP’nin Kudret Millet Partisinin yayın organı olduğu için tavırlarında önemli bir değişme olmamıştır [3]

Basınla hükümet arasında balayı olarak nitelendirilen dönem, Kore Savaşı ve ekonomide artan bunalımların etkisiyle kısa sürede sona ermiştir. 1954’ten sonra hoşgörüsüz, sert bir tavra yönelen iktidar partisi bir dizi yasa çıkarmıştır. 1954 yılında yayınlanan 6334 sayılı kanunla “namus, şeref veya haysiyete hakarette bulunulması, itibar kıracak, şöhret veya servete zarar verebilecek konuların yayınlanması” yasaklanmıştır. Kanunla birlikte ispat hakkı da işlemez duruma getirilmiştir. Gazeteciye yaptığı haberi ispat hakkı tanımayarak basın özgürlüğünü kısıtlayan bu uygulama tepki çekmiştir. Demokrat Parti döneminde 1954’te Hüseyin Basınla hükümet arasında balayı olarak nitelendirilen dönem, Kore Savaşı ve ekonomide artan bunalımların etkisiyle kısa sürede sona ermiştir. 1954’ten sonra hoşgörüsüz, sert bir tavra yönelen iktidar partisi bir dizi yasa çıkarmıştır. 1954 yılında yayınlanan 6334 sayılı kanunla “namus, şeref veya haysiyete hakarette bulunulması, itibar kıracak, şöhret veya servete zarar verebilecek konuların yayınlanması” yasaklanmıştır. Kanunla birlikte ispat hakkı da işlemez duruma getirilmiştir. Gazeteciye yaptığı haberi ispat hakkı tanımayarak basın özgürlüğünü kısıtlayan bu uygulama tepki çekmiştir. Demokrat Parti döneminde 1954’te Hüseyin Cahit Yalçın, 26 ay hapse mahkûm edilmiştir. Bu karar Hüseyin Cahit’in yaşından dolayı da tepkiyle karşılanmıştır. Yetmiş yaşını aşmış bir gazetecinin hapse girmesini kimse beklememiştir [4].

Demokrat Parti döneminin gazeteleri arasında Hürriyet öne çıkmaktadır. İlk çıktığı y ıldan itibaren artan tirajı zamanla bir milyona ulaşmıştır. Dönemine göre önemli olan bu sayı daha sonra diğer gazeteler tarafından da yakalanmıştır. Kıbrıs meselesini ortaya koyarak adada yaşayan Türklerin sorunlarını kamuoyuna taşımıştır. 1950 seçimlerine kadar Hürriyet, Demokrat Partiyi desteklemiştir. Gazete seçimlerden sonra ise CHP’nin üzerine gitmedi ve muhalefetin gelişmesinden yana olmuştur. Kore Savaşı sırasında hükümetin Meclis’in kararı olmadan Kore’ye asker göndermesini eleştirmiştir. Türkiye’nin NATO’ya girmesi için kampanya başlatmıştır. CHP’nin mallarına el konulmasına karşı ç ıkan Hürriyet, Menderes’i uyarmıştır. Daha sonra gazetenin başyazarı olan Sedat Simavi’ye dönemin Dışişleri Bakanı tarafından hakaret davası açılmıştır. Sedat Simavi bu davadan beraat etmiştir [5]

1950 seçimlerine kadar Vatan Demokrat Parti’yi desteklemiştir. DP liderleri sık sık Vatan’a giderek Ahmet Emin Yalman’la fikir alışverişinde bulunmuşlardır. 1950 seçimleri Yalman’a göre büyük zaferdir. Ama 1950-1960 yılları Yalman için hayal kırıklığıdır. Vatan bu kez DP’ye karşı muhalefetin sesini yansıtmıştır. Vatan gazetesinde aydınların çoğu yazmıştır. Bunlar arasında Samet Ağaoğlu, Tevfik Rüştü Aras, Şevket Süreyya Aydemir, Ali Fuat Başgil, Burhan Belge, Ali Fuat Cebesoy, Rauf Orbay, Kemal Tahir, Tarık Zafer Tunaya gibi isimler bulunmaktadır. İktidara karşı gelen gazetenin ilan gelirleri kesilmiş, kâğıt ihtiyaçları karşılanmamıştır. Kâğıt eksikliği yüzünden Vatan’ın tek yaprak çıktığı günler olmuştur.

Cumhuriyet gazetesi ilk başlarda DP’yi desteklemiştir. Sonrasında yavaş yavaş muhalefete geçmiştir. Cumhuriyet gazetesinin sol görüşe yakın bir çizgisi vardır. Cumhuriyet gazetesinin başyazarları DP iktidarı süresince sıkıntılar yaşamıştır. Akşam ise 1950 seçimlerinden sonra tarafsız bir politika izlemeye yönelmiştir. Necmettin Sadak dışişleri bakanı olduktan sonra Akşam gazetesine geri dönmemiştir. Nadiren uğrasa da gazetenin politikasına karışmadığı belirtilmektedir.

Gazete maddi imkânsızlıklarla mücadele etmek zorunda kalmıştır. Buna rağmen önemli yazarları bünyesinde tutmuştur. Bunlar arasında Vala Nureddin, Şevket Rado, Refik Halit Karay, Semih Balcıoğlu gibi kişiler yer almaktadır.

Milliyet gazetesi ilk çıktığı zamanda DP’yi desteklemeyi vaat ettiğinden büyük mali destek almıştır [6]. Milliyet’in doğuşunda Ali Naci Karacan- Adnan Menderes dostluğu etkili olmuştur. Milliyet kurulurken Karacan, Menderes’e basın dünyasında iktidarı manen koruma, ülkeyi biran önce kalkındırmak için çaba harcayan DP’yi ve onun şahsında Menderes’i büyük bir içtenlikle destekleme teminatı vermiştir. Karşılığında Menderes Milliyet’i kuruluş a şamasında maddi olarak desteklemiştir [7].

YAZAN: Mehmet Önder DURAN

NOTLAR:

A. Gevgili, Yükseliş, s. 69-71

F. S. Oral, Türk Basın, s. 113.

Mükerrem Sarol, Bilinmeyen Menderes, İstanbul 1983, s. 205.

O. Koloğlu, Basın Tarihi, s. 125.

M. Sarol, Menderes, s. 206.

Orhan Koloğlu, Osmanlıdan Günümüze Türkiye’de Basın, İstanbul 1992, s. 70.

M. Sarol, Menderes, s. 207.

KAYNAKÇA:

GEVGİLİ, Ali; “Türkiye Basını”, Cumhuriyet Dönemi Türkiye Ansiklopedisi, C. I, İletişim Yayınları, İstanbul 1983.

ORAL, Fuat Süreyya; Türk Basın Tarihi (1919-1945), Yeni Adım Matbaası, Ankara 1968.

SAROL, Mükerrem; Bilinmeyen Menderes, İnkılap Kitabevi, İstanbul 1983.

KOLOĞLU, Orhan; Osmanlı’dan 21. Yüzyıla Basın Tarihi, Pozitif Yayıncılık, İstanbul 2006.

SAROL, Mükerrem; Bilinmeyen Menderes, İnkılap Kitabevi, İstanbul 1983

KOLOĞLU, Orhan; Osmanlıdan Günümüze Türkiye’de Basın, İletişim Yayınları, İstanbul 1994.

Kaynak: BİLGİPEDİA

http://www.bilgipedia.org/

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum