Dede Korkut hikayesi bitmedi

Milli hafızamız Dede Korkut Destanı’yla ilgili geçtiğimiz ay iki önemli gelişme yaşandı. Prof. Dr. Metin Ekici destanın bir boyluk devamını, Prof. Dr. Necati Demir ise 7 yeni boy bulduğunu açıkladı. İlker Nuri Öztürk-12 Mayıs 2019,

Dede Korkut hikayesi bitmedi
12 Mayıs 2019 - 13:13

Türk kültürünün en önemli miraslarından biri olan Dede Korkut Destanı, 12 anlatıdan oluşuyor. Geçtiğimiz ay Türk dili, kültürü ve halk bilgisi alanında çalışmalarda bulunan iki akademisyenimizin yaptığı açıklamalar, Dede Korkut’un yeni metinlerinin bulunduğuna işaret ediyordu. Prof. Dr. Metin Ekici, Dünya Kültür Mirası Dede Korkut Uluslararası Sempozyumu’nda 13. boyu bulduğunu açıklarken Prof. Dr. Necati Demir sosyal medya hesabından, 7 yeni boy ve ek metinler bulduğunu açıkladı. Henüz ortada yayınlanmış eserler olmadığı için kültürel ve akademik anlamda elimizde net bilgi yok. Yeni Şafak Pazar olarak bu iki önemli gelişmenin kahramanları Ekici ve Demir ile buluşlarını ve Dede Korkut’u konuştuk.

DİL, TARİH VE FELSEFE İÇİN KAYNAK

Dede Korkut’un yeni nüshasının bulunması, büyük bir heyecanla karşılandı. Öncelikle şunu sormak isterim Dede Korkut neden bu kadar önemli?

Türk Dili ve edebiyatının en güzide eserlerinden bir olan Dede Korkut Kitabı Türk Dilinin tarihsel gelişimini anlamak, Türk edebiyatının sanatsal değerini kavramak, Türk kültürünün nasıl bir gelişim gösterdiğini görmek, Türk düşünce tarihini incelemek, Türk felsefesini bilmek için bir temel kaynaktır. Gerek Türkiye’de ve gerekse Türk Cumhuriyetleri ve dünyanın geri kalan bölgelerinde Türkçe, Türk edebiyatı ve kültüründen bahsetmeden bir dil, tarih ve edebiyat, sanat eseri kitabı yazılamaz. Türk dili ve edebiyatı, Türk tarihi, Türk sanatı ve kültüründen bahsederken de en çok başvurulan kaynak eserlerden biri Dede Korkut Kitabı’dır. Bu yeni nüshanın, Türkiye ve diğer Türk boyları başta olmak üzere farklı ülkelerde bu kadar heyecanla karşılanmasının nedeni de bundandır.

Bir edebi metin olarak Dede Korkut destanları Türkler için ne gibi anlamlar ifade ediyor?

Dede Korkut Kitabı sadece bir dil ve edebiyat eseri değil, aynı zamanda bir kültür hazinesi olarak görülmelidir. Dünya üzerinde kimlikli bir millet olarak yaşayabilmemiz geçmişimizi, atalarımızın hayatını iyi ve doğru anlamakla mümkündür. İşte bu doğruları bulabilmek için de doğru kaynakları, doğru bir şekilde okumak ve onların içinde günümüze verilen mesajları doğru anlamakla gerçekleşebilir. Burada vurgulamak istediğimiz husus, Dede Korkut Kitabı’nın sadece bir macera kitabı, geçmişte yaşanmış olayların aktarıldığı bir kitap olarak değil, gerçek değerini anlamaya çalışarak mümkün olur.

 

 

 
Prof. Dr. Metin Ekici

Bütün dünya edebiyatının başlangıcı gibi gösterilen Homer’in eserleri olan İlyada ve Odysseus destanlarını herkes bilip, öğrenirken, aynı derecede güçlü bir dil ve edebiyat içeren Dede Korkut Kitabı da yanı derecede bilinmeli ve öğrenilmelidir. Bunu sağlamak için 2016 yılında UNESCO’ya yaptığımız başvuru uygun bulundu ve 2018 yılında yapılan Hükümetlerarası Komite Toplantısı’nda “Dede Korkut- Korkut Ata Mirası: Kültürü, Efsaneleri ve Müziği” adıyla İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesi’ne Türkiye, Azerbaycan ve Kazakistan’ın ortak mirası olarak kayıt edilmiştir.

Örnek verebilir misiniz?

Dede Korkut Kitabı içinde Türklerin renk estetiği vardır örneğin. Toplum içindeki bir ayıplama kişiye doğrudan söylenmez ama bey de olsa renklerin Türk kültürü içindeki sembolik anlamı üzerinden bu ayıplama ifade olunur. “Dirse Han Oğlu Boğaç Han Boyu” adlı destani hikâyede Dirse han çocuksuz olduğu için “kara otağa oturtulur, altına kara keçe serilir, önüne kara koyun yahnisinde yemek konur”. Bütün bu eylemlerde kullanılan “Kara” sıfatı ile onun bir eksikliği olduğu ifade edilmiş, yani aile birlik ve bütünlüğünü sağlamadığı karalık sıfatı üzerinden aktarılmıştır.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum