Cumhuriyet Neden 29 Ekim 1923'te İlan Edildi?

"Atatürk'ün İhtilali ve Hukuk" isimli yeni bir kitap çıkaran Taha Akyol, Mustafa Kemal'in Cumhuriyet'in ilanı için neden 29 Ekim tarihini seçtiğini açıkladı?

Cumhuriyet Neden 29 Ekim 1923'te İlan Edildi?
31 Ocak 2012 - 20:32

Taha Akyol son kitabında cumhuriyetin ilanını Meclis sürecinin 6 saatte bitirildiğini belirterek, “Tasarıya karşı çıkacak bütün muhalifler 29 Ekim’de Ankara dışında olduğu için Atatürk bu tarihi özellikle seçti” diyor.

Gazeteci yazar Taha Akyol’un yeni kitabı “Atatürk’ün İhtilal Hukuku” 30 Ocak’ta raflardaki yerini aldı. Doğan Kitap tarafından yayımlanan 632 sayfalık kitapta Taha Akyol, Mili Mücadele döneminden başlayarak 29 Kasım 1937’ye  Atatürk dönemindeki son kanuna kadar hukuk uygulamalarını inceledi. Akyol değerlendirmesinde, “Daha iyi bir gelecek, daha mutlu ve güçlü bir Türkiye inşa edebilmek için Kemalist devlet hukuk anlayışı değil, demokratik devlet ve hukuk anlayışı rehber olmalıdır. Türkiye’nin artık ihtilal rejimine değil, demokratik bir hukuk devletine ihtiyacı vardır” değerlendirmesinde bulunuyor.

Akyol, Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay’ın daha önce yayınladığı Atatürk ve Hukuk konulu kitabını yazmaya karar verdiğini belirterek “İki kitap da Atatürk ve hukuk konusunu tam ele almıyordu. Halbuki bu devasa bir konu, Milli Mücadele dönemindeki hukuk ve rejimle Takrir-i Sükun dönemi ve 1930’lardaki hukuk ve rejim çok farklıdır. 1921 ve 1924 Anayasaları farklıdır, TBMM’nin seçim ve çalışma tarzları farklıdır” diye anlatıyor. 

Muhalifler olsaydı engellerdi

1921 anayasasının yapım sürecinin toplamda 6 aya kadar uzandığını hatırlatan Akyol kitabında Cumhuriyetin ilanının ise ilgili komisyonlarda toplam 6 saat görüşülmesinin ardından sevkedildiği Meclis’te onaylandığını anlatıyor. Akyol bu ‘acelenin’ nedeni olarak da Atatürk’ün kendi hazırladığı metnin Meclis’te aşındırılmasını önleme ve dönemin muhalefetinin önemli isimlerinin Ankara dışında olduğu 29 Ekim günü Meclis’ten geçirme isteği olduğunu belirtiyor. Akyol “Rauf Bey, Karabekir, Cebesoy, Adnan Bey gibi etkili isimlerin tepki gösterince de ‘Cumhuriyet düşmanı’ diye suçlanacaklardır. Böylece reisicumhurun Tek Parti lideri olabileceği bir düzenleme gerçekleştirilmiştir” değerlendirmesini yapıyor. 

1921 anayasası kalsaydı  darbeler olmayabilirdi

Akyol kitabında Atatürk’ün 1921 anayasası için “1921 Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’nu Kuran’ı Kerim’i ezberler gibi ezberlemek” gerektiğini söylecek kadar yücelettiğini belirtiyor. Akyol, şu değerlendirmeyi yapıyor: Herhalde anayasa uygunluk, hukukun üstünlüğü, otoritenin hukukla sınırlanması konusunda duyarlılıkları olan bir rejim Dersim faciasına sebebiyet vermezdi. (...) 1924 Anayasası’na aykırı olarak doğu bölgesinde yapılan uygulamalar, sürgünler, dil yasakları, zaman içinde alttan alta öfkeli bir Kürt hareketinin gelişmesini tahrik etti. Dinin toplumdan çıkartılarak vicdan ve mabed inhisar ettirilmesi şeklindeki laiklik anlayışı da toplumsal gerilimlere, dışlamalara yol açtı ve ileriki askeri müdahalelere zemin hazırlayan bir gelişme oldu.”

Küçütülmüş Meclis Projesi 

Akyol Atatürk’ün Teşkilat-ı Esasiye Kanunu Lahiyası (Halkçılık programı) ile önerdiği ‘küçük meclis’ projesi’nin tarihçilerin dikkatinden kaçtığını belirterek “Mustafa Kemal Paşa’nın lahiyasının 13. maddesine göre, TBMM her yılın sadece ilk dört ayında Genel Kurul halinde, yani bütün mebusların katılımı ile çalışacaktı. Dört ayın sonunda Genel Kurul gizli oyla üçte bir sayıda mebus arayacak, kalan sekiz ay içinde bu üçte bir oranındaki mebuslar göreve devam edecek ve meclisin bütün yetkilerine fevlakade salahiyete sahip olacaklardı. Mebusların diğer üçte ikisi ise memleketlerine dönecekti. Özetle milletin seçtiği mebuslar içinde küçültülmüş bir meclis seçilerek sekiz ay bütün yetkilerini onlara devretmiş olacaktı. 

Atatürk kuvvetler birliğini savunurdu

Atatürk’ün ömrü boyunca yasama, yürütme ve bir ölçüde yargı üzerinde ‘milli hakimiyeti’ esas alan Kuvvetler Birliği’ni savunduğunu antalan Akyol, “Mevcut bir otoriteyi sınırlamak değil, yeni bir meşruiyet ve daha güçlü yeni bir otorite kurmak isteyen bütün ihtilallerin temel prensibi kuvvetler birliğidir. Türk ihtilalinin de kuvvetler birliğini kabul etmesi tabiidir, amacı için kullandığı yargı da İstiklal Mahkemeleri olacaktır” saptamasını yapıyor.

star gaz.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum