Coşkun Oluz: "Azerbaycan`ın olmadığı yerde Türkiye, Türkiye`nin de olmadığı yerde Azerbaycan vardır" - bu bizlerin şiarıdır."

Iğdır Ata Ocağı Kültür Sanat Sokağı'nı oluşturan kişi, kendisini Azerbaycan kültürünü yaymakla mükellef bilen gönül insan Coşkun Oluzla assasmedya bir söyleşi gerceklestirdi.

Coşkun Oluz: "Azerbaycan`ın olmadığı yerde Türkiye, Türkiye`nin de olmadığı yerde Azerbaycan vardır" - bu bizlerin şiarıdır."
03 Temmuz 2020 - 17:00 - Güncelleme: 03 Temmuz 2020 - 17:05

-Coşkun bey, Iğdır`da böyle bir kültür sanat sokağı nasıl oluştu? 

-Melekli beldesinde Babadan kalma evimiz yapı olarak Azerbaycan Türk Kültürü mimarisine özgün Balahana dediğimiz bir mimari özellik taşıyordu, Balahana evlerine bu coğrafyada sıkça rastlamanız mümkündür. Bende babadan kalma bu yöresel ev yada bir diğer adıyla ocak sönmesin diye  geçmişten günümüze  millet olarak nasıl bir varoluş sergilemişiz, hangi elbiseleri giymişiz  tarımda ve mutfakta neleri kulanmışız, Iğdır’ın halk kültürünün sergilendiği , bir etnografya müzesi haline getirdim ve isminide Ata ocağı kültür ve sanat evi koydum, biliyorsunuz ata ocağı oğuz kültüründe ayrı bir özellik taşır, Ayrıca evin bahçesinde hobi olarak yaptığım biblo ve heykel sanatıyla uğraşmak için bir atölye inşaa ettim  bu atölyede ,Azerbaycan Türk tarihinde adı geçen bir çok Türk hükümdarının biblo ve heykelerini yapmaya başladım, yaptığımız sanatsal çalışmalar zamanla sanatseverlerin ilgisini çekti ve burası sıkça ziyaret edilmeye başlandı, yine Ata ocağına paralel cadde üzerinde doğasever arkadaşlarla bir gezi parkuru oluşturduk, (Nuh’un İzinde Gezi Parkuru)  irem bağlarına giden bu gezi parkuru zamanla doğaseverlerin bisikletli gezi, atlı safari ve doğa yürüyüşü yapmaları için en ideal yerlerden biri oldu. Ata ocağını sık sık ziyaret eden  doğa ve sanat severler bu sokağın bir sanat sokağı olabileceğini bizlerle paylaştılar bizde hemen işe koyulduk. Ata ocağının bulunduğu sokak sanat severler tarafından kültür ve sanat sokağı olarak ilan edildi, sokakta yaptığımız  gönüllü çalışmaları sosyal medyada paylaşınca doğa ve sanata ilgisi olan insanların dikkatini çekti ve onlarda gönüllü olarak gelip bizlerle birlikte sokağğın güzelleşmesi için çalıştılar. Sokakta yaptığımız resim çalışmalarında Türk kültürünün izlerini taşıyan motif ve desenlere özellikle özen gösteriyoruz. Özen gösterdiğimiz bir diğer konuda sokağın doğallığının asla  bozulmamasına büyük özen gösteriyoruz. Sokağın bir diğer özelliğide başta Tebriz, Bakü olmak üzere doğu karadeniz Akdeni ve iç anadolu olmak üzere çeşitli yerlerden evlenerek  burya gelin olarak gelenlerin sayısının çok olmasıdır, bu demektirki burada ayrı bir mutfak kültürü ayrı bir nevruz kültürü oluşmuştur, buda sokağımızın zenginliklerinden birisidir. 

- Peki, toplum nasıl karşıladı bu projeyi? 

-Sokağımızı sanat sokağına dönüştürtükten sonra sokağımızda bulunan herkes hemen benimsedi ve sokak sakinlariyle aldığımız kararda tüm sokak duvarları beyaza boyandı kapı pencereler ise açık maviye, yani sokağımızın  sembol rengi mavi beyaz oldu.  Yine sokak sakinleriyle aldığımız kararda herkes evinin bahçe duvarlarını sarmaşık güllerle donatacaktı bunuda herkes severek yaptı. Daha sonra herkes evinde ne yetiştiriyor veya üretiyorsa  mesela kaysı suyu, keçi sütü, salça, pekmez, erişte, bahçe ürünleri lavaş doğal köy yumurtası ve tavuğu gibi ürünler eski tahtalara yazılarak bahçe duvarlarına asıldı. Şu an doğal köy ürünlerinin satıldığı bir Pazar haline dönüşmeye başladı burası. Bu tür sokaklara genelde ege tarafında rastlamanız mümkündür fakat doğuda bu sokak bir ilk olarak yapıldı ve ığdır merkez ve il dışından yapılan ziyaretçi sayısı her geçen gün artıyor. Şu an mahalle sakinleri oldukça memnun.

- Gelen misafirlerin en çok ilgilendikleri, en çok sevdikleri nelerdir? 

-Sokağımıza gelen misafirlerin en çok ilgi gösterdikleri şey Ata ocağında bulunan Iğdır başta olmak üzere  Nahçivan, İran ve Anadolu  coğrafyasını  kapsayan kitapların  bulunduğu  kent arşivi, Yine Ata ocağında bulunan yöresel kafkas elbiselerini giyip   Sokak sakinlerinden bir at temin edip fotoğraf çektirmeleri ve sokata mahalle sakinlerince üretilen bahçe doğal bahçe ürünlerinden almaları. 

-İleriye yönelik daha neler var aklınızda?

- Yaptığımız gönüllü çalışmaların zaman zaman projelendirip ilgili kurum ve kişilere sunarız. Mesela ığdır’da Haydar Aliyev adına bir parkın ve büstün olmasını proje taslağıyla birlikte dönemin ığdır belediye başkanına sundum kabul gördü şu an Iğdır’da böyle bir park var, bu projeyi belediye başkanına sunduğumuzda yerel ve ulusal basında çıkmıştı haber gazete arşivlerimizde mevcuttur şuan.  yine Iğdır’ın üç ülkeye komşu olması özelliğini göz önünde bulundurarak merkezde bir arsası olan vatandaşa Iğdır Nahcivan Tebriz adına bir Pazar kurulması gerektiğini söyledik oda uygun gördü birlikte böyle bir Pazar oluşturduk halen ığdır’a hizmet vermektedir, Ağrı Dağının turizme açılması için valilik ve Türkiye dağcılık federasyonuyla bir çalışma yaptık şu an Iğdır’da dağcılık sporuyla ilgilenen bir çok gencimiz var, birlikte kurduğumuz Akud kulübü ile İranlı turizm şirketleriyle bir anlaşma yaptık ve o şirketler halen Iğdır’a tur getirmektedirler, Melekli beldesinde Melekli halkıyla birlikte neredeyse kaybolmaya yüz tutmuş kültürümüz olan Nevruz şenliklerini yeniden canlandırarak Melekli’de bir marka haline getirdik. Ayrıca yine sanat sokağına paralel yaptığımız Nuhun İzinde gezi Parkurunun bitiminde bulunan Kültepe üzerinden Ağrı Dağı korhan yaylasına giden eski ipek yolunu harekete geçirip Ağrı dağına çıkışlar için yeni bir rota oluşturmayı hedefliyoruz burada gönüllü doğa severlerle bir takım çalışmalar yaptık, ileride projeyi tamamlayacağız,  benim temennim  bu çalışmalarımızı ilgili kurumlar yakın bir zamanda projelendirip hayata geçirsinler o zaman Iğdır turizmde bölgede marka bir şehir olarak adından söz ettirir. 

- Azerbaycan`a söylemek istediğiniz neler var? 

- Şu ana kadar yaptığımız tüm çalışmalarda Azerbaycan Türk kültürünü hep ön planda tuttuk, merhum Haydar Aliyevin “ Biz bir millet iki devletiz” sözünü hep kendimize ilke edindik, yaptığımız tüm çalışmalarda Türkiye ve Azerbaycanı hep bir bütün olarak gördük, ve dili bir kültürü bir yolu bir bu ikiz ülkeyi hep eşit olarak işledik, bundan sonrada bu şekil devam edeceğiz. Dünyanında kabul ettiği gibi Azerbaycanın olmadığı yerde Türkiye vardır, Türkiyeninde olmadığı yerde Azerbaycan vardır bu bizlerin şiarıdır. 

Söyleşi: Oktay Hacımusalı

Kaynak: https://asasmedya.info/news/culture

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum