ÇANAKKALE ZAFERİ - Ahmet SEVGİ

ÇANAKKALE ZAFERİ - Ahmet SEVGİ
17 Mart 2021 - 19:48

25 yıldır basında karınca kararınca bir şeyler yazıp çiziyorum. Genellikle tarihe mal olmuş şahsiyetlerimizi anmaya, millî ve dinî günlerimizi/bayramlarımızı kutlamaya çalışıyorum. Bilhassa "İstiklâl Marşı" ve "Çanakkale Zaferi"yle ilgili hemen her yıl yazı yazdım. Bu yazılarda tabii ki tekrara düştüğümüz oluyor. Varsın olsun, böyle önemli günlerde tekraren de olsa tarihî değerlerimizin anılması, zafer ve bayramlarımızın kutlanması önemlidir diyerek 23 yıl önce yazdığım bir yazıyı yarın kutlayacağımız "Çanakkale Zaferi"nin 106. yıl dönümü dolayısıyla sizlerle paylaşmak istiyorum…
Çanakkale Savaşı'nın düşündürdükleri
Çanakkale Harbi bizim için bir ölüm kalım savaşı idi. Maazallah, Çanakkale'de mağlup olsaydık sanırım bugün Anadolu'da başkaları olurdu... İşte bunun içindir ki Mehmet Akif, "Çanakkale Muharebesi"yle "Bedir Savaşı" arasında bir ilgi kurarak Mehmetçiğe şöyle seslenir:
      "Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker!//Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.//Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor TEVHÎDİ//Bedr'in arslanları ancak bu kadar şanlı idi".
      Basit bir benzetme gibi görünen Akif'in bu ifadeleri aslında büyük bir hakikate işaret etmektedir. Müslümanlar Bedir'de mağlup olsalardı ne olurdu biliyor musunuz? Müminlerin ocağı Medine düşer ve İslâm güneşi daha doğmadan batmaya mahkûm olurdu. Aynı şekilde, şayet düşman Çanakkale'de o gün muvaffak olsaydı başta İstanbul olmak üzere bütün İslâm dünyası işgal edilerek ezân-ı Muhammedî susturulacaktı.
      Bu acı gerçeği önceden gören Mehmetçik 250 bin şehit pahasına yurdunu düşmana çiğnetmedi. Dolayısıyla Mehmet Akif'in söz konusu benzetmesi bence yerindedir, yadırganmamalı...
      Mehmetçik Çanakkale'de sadece bir zafer kazanmakla kalmadı. Aynı zamanda büyük bir insanlık dersi de verdi dünyaya. Batı; kan dökücü, barbar diyerek karalamaya çalıştığı Türk insanının, göz yaşartıcı örnek davranışlarına şahit oldu bu savaşta... Çanakkale'de savaşan ve daha sonra Avustralya Genel Valisi olan Üsteğmen Lord Casey'in şu sözlerini birlikte okuyalım:
      "25 Nisan 1915 günü Conkbayırı'nda Türkler ve Birleşik Kuvvetler arasında korkunç siper savaşları oluyor. Siperler arasında 8-10 metre mesafe var. Süngü hücumundan sonra savaşa ara verildi. Askerler siperlerine çekildi. Yaralılar ve ölüler toplanıyor. İki siper arasında açıkta ağır yaralı ve bir bacağı kopmak üzere olan İngiliz yüzbaşısı avazı çıktığı kadar bağırıyor, ağlıyor. Kurtarın diye yalvarıyordu. Ancak hiçbir siperden kimse çıkıp yardım edemiyor. Çünkü en küçük bir kıpırdanışta yüzlerce kurşun yağıyordu. Bu sırada akıl almaz bir olay oldu. Türk siperlerinden beyaz bir iç çamaşırı sallandı. Arkasından aslan yapılı bir Türk askeri silahsız siperden çıktı. Hepimiz donup kaldık. Kimse nefes alamıyor ona bakıyorduk. Asker yavaş adımlarla yürüyor, siperdekiler kendisine nişan almış bekliyordu. Asker yaralı İngiliz subayını okşar gibi yerden kucakladı. Kolunu omzuna attı ve bizim siperlere doğru yürümeye başladı. Yaralıyı usulca yere bırakıp geldiği gibi kendi siperlerine döndü, teşekkür bile edemedik. Savaş alanlarında günlerce bu kahraman Türk askerinin cesareti, güzelliği ve insan sevgisi konuşuldu.
      Dünyanın en yürekli ve kahraman askeri Mehmetçiğe derin sevgi ve saygılar".
      Çanakkale savaşıyla ilgili aktarmak istediğim ibret verici bir başka olay da şöyledir:
      Anlatıldığına göre, ANZAK askerleri Türk şehitlerinin yattığı yerlerin yakınından geçmek
mecburiyetinde kaldıklarında tıkırtı yapmasın diye ayaklarına bir bez geçirirlermiş. Ufak bir gürültüden, onların mezarlarından kalkacaklarına inanırlarmış.
      ANZAK askerlerinin bu kadar hassasiyet gösterdikleri topraklar üzerinde, yarı çıplak dolaşan insanları görüp de kahrolmamak mümkün mü?..
      Çanakkale zaferinin yıl dönümünde şehit Mehmetçiklere C. Allah'tan rahmet niyaz ediyoruz. Ruhları şâd olsun... (21 Mart 1998)
ACZİMİN GİRYESİ:
SEVİNÇ ve KEDER
Ey milletim, unutma sevinç ve kederini,
Sevinç de keder de değiştirir kaderini...

                                       (Li-müellifihî)

Yeniçağ Gazetesi - 17.03.2021


FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum