CAHİT GÜNAYDIN: "YEŞİL YENİ DÜZENİN MİMARI MARİANA MAZZUCATO"

10 Ocak 2021 - 23:38
Mariana Mazzuccato, La Repubblica'daki yazısında, zihniyet değişikliği şart, diyor:
“1980'lerden beri devlete, sen arka koltuğa otur, direksiyonu şirketlere bırak, onlar refahı sağlar, diyoruz. Bunun sonucu olarak hükümetler Covid-19 ya da iklim değişikliği gibi krizlerle başa çıkmak için hazır değil. Öte yandan özel sektörün kamusal hayatta baskın olması, devletin kendi başına yapabileceklerine olan güvenin sarsılmasına yol açtı. Bu kriz sayesinde kapitalizmin yeni biçimlerini kurgulayabiliriz. Devletler piyasalar başarısız olduğunda müdahale etmek yerine, sürdürülebilir ve bütüncül bir büyüme sağlayacak piyasaların düzenlenmesinde ve oluşturulmasında aktif olarak yer almalıdır.”
Link-1 yeşil yeni düzenin mimarı Mariana Mazzucato
https://www.ted.com/talks/mariana_mazzucato_what_is_economic_value_and_who_creates_it?utm_campaign=tedspread&utm_medium=referral&utm_source=tedcomshare
Küresel şirketler sanılanın aksine ne inovasyon yatırımlarında ne de covid19 salgınında krizi yönetmekte başarı değildir. ABD , İngiltere ve Fransa dan çok daha iyi bir şekilde wietnam, yeni zellanda , kore gibi ülkeler korona salgını ve ekonomik krizi yönetmeyi başardılar. Sosyal devlet yeniden çok önemli oldu.
Mazzucato ‘nun yaptıkları bir araştırmaya göre, 2003-2013 arasında S&P 500 listesinde yer alan halka açık şirketler, kazançlarının yarısından fazlasını araştırma ve geliştirmeye değil, hisse fiyatlarını artırmak amacıyla hisselerini geri almaya harcadı. Örneğin ilaç firması Pfizer, hisse geri alımına 139 milyar dolar harcadı. Jobs döneminde bu tür finansa mühendisliklere girişmeyen Apple da, 2012’den itibaren aynı şeyi yapmaya başladı. Şirket, 2018 itibariyle hisselerin geri alımına yaklaşık 1 trilyon dolar harcadı. Mazzucato, “Bu kâr, araştırmaları finanse etmek ve çalışanları eğitmek amacıyla kullanılabilirdi; bunun yerine hisseleri geri almak ve golf oynamak için kullanıldı” diyor.
Bu durum ortaya çok daha ciddi ve acil bir sorun çıkardı. Havacılığın, nükleer enerjinin, bilgisayarların, nanoteknolojinin, biyoteknolojinin ve internetin ortaya çıkışını sağlayan riskli girişimleri özel sektör değil devlet finanse ettiğine göre, iklim değişikliği, antibiyotik direncinin yaygınlaşması, demansın yükselişi gibi acil meselelerle başa çıkacak yeni teknolojileri nasıl geliştireceğiz? Mazzucato, “Tarih bize inovasyonun, California’daki küçük bir grup beyaz gencin değil, geniş çaplı bir kolektif çabanın eseri olduğunu söylüyor. Dünyanın en önemli problemlerini çözmek istiyorsak bunu aklımızdan çıkarmamalıyız” diyor. Mazzucato’nun çocukluğuna dair unutamadığı şeylerden biri, Princeton Üniversitesinde nükleer fizik profesörü olan babası Ernesto’nun haberleri izlerken bağırmasıdır. Mazzucato, “Baba, sadece bilgi veriyorlar” dediğinde babasının yanıtı “Bunlar bilgi değil, inanmamızı istedikleri şeyler” olurmuş. Mazzucato, “Babamın haberlere küfrederken bana öğrettiği şey, eleştirel bakış oldu” diyor.
Asıl sorun insanların, Google, Apple, Glaxo ve Pfizer gibi şirketlerin vergi politikası konusunda maliye bakanlıklarıyla yaptıkları gizli pazarlıklar hakkında hiçbir şey bilmemesi. Silikon Vadisi girişimcileri devletin omuzunda durduklarını kabullenmek istemez. Teknoloji devi Tim O’Reilly, “Son kırk yıldır devlete ve vatandaşa, bundan yararlanan iş insanlarınca desteklenen bir serbest piyasa masalı yutturuluyor. Bu masalın yalan olduğu net şekilde ortaya çıktı. ABD başkanı Eisenhower’ın 1958’de, Sovyetler’in Sputnik’i fırlatmasının ardından kurduğu araştırma ajansı DARPA’ydı. Bu kamusal ajans, Microsoft Windows, video konferanslar, Google Haritalar, Linux ve bulut sistemi gibi teknolojilere milyarlarca dolar yatırmıştı. İsrail’de devlet destekli bir girişim sermayesi fonu olan Yozma, 1993-1998 arasında 40’tan fazla şirkete destek vermişti. İngiltere’de 2010’da kurulan Devlet Dijital Hizmetler Kuruluşu, ödüllü “gov.uk” alan adını ortaya çıkararak devletin IT harcamalarından 1,7 milyar pound tasarruf etmesini sağlamıştı. Mazzucato, “Devlet derken farklı kamu kurumlarından oluşan ademi merkeziyetçi bir ağdan söz ediyorum. Bu kurumlar, misyon odaklı şekilde problemleri çözmeye ve risk almaya yöneldiğinde, inovasyon motoru haline gelebilir” diyor. Mazzucato’ya göre misyon odaklılığın en somut örneği, Amerikalıları Ay’a götürmeyi ve sağ salim dünyaya geri getirmeyi hedefleyen Apollo uzay programıdır. Amerikan devleti 1960-1972 arasında bu hedefe ulaşabilmek için 26 milyar dolar harcadı. Bu doğrultuda uzay ve havacılığın yanı sıra, gıda, tekstil, elektronik ve tıp gibi alanlarda 300’ü aşkın projeyi hayata geçirdi. Bu projelerde dondurulmuş gıdadan serin tutan kıyafetlere, yaylı tekerleklerden ticari uçaklarda kullanılan dijital uçuş kontrol sistemlerine dek 1800 farklı ürün geliştirildi. Program, o dönem henüz başarısı kanıtlanmamış bir teknoloji olan entegre devreler ile uzay mekiği, uluslararası uzay istasyonu gibi diğer uzay projelerini de ortaya çıkardı
2017 başında Avrupa Komisyonunun araştırma, bilim ve inovasyondan sorumlu üyesi Carlos Moedas’ın özel danışmanlığı teklifini kabul etti. Avrupa İnovasyon ve Araştırma Programının yapısının değiştirilmesini ve 2020’den itibaren Horizon Europe adında, 100 milyar euro bütçeli, misyon odaklı bir inisiyatifin hayata geçirilmesini önerdi. Moedas bu projenin gerçekleştirilmesi konusunda kendisine açık çek verdi. Mazzucato’nun misyon kavramı, bu anlayışı somut projelere dönüştürüyordu. Raporda bu misyonların neye benzeyeceğini üç farazi örnekle açıklar: Plastikten arındırılmış denizler; 2030 yılı itibariyle 100 karbonsuz kent; demansın yüzde 50 oranında azaltılması. Temiz deniz misyonu, plastiklerin yüzde50’sinin temizlenmesini ve otonom plastik toplama istasyonları ya da dağıtılmış ağlar aracılığıyla denizlere atılan plastik miktarının 2025’e dek yüzde 90 azaltılmasını içerebilir. Çözüm, plastiğe alternatif geliştirilmesini, yeni gıda paketleme yöntemleri tasarlanmasını, atıkları otomatik olarak ayıracak yapay zekâ sistemi yaratılmasını gerektirebilir. Mazzucato’ya göre Yeşil Yeni Anlaşma, 1969’da, Ay’a ayak basılması kadar cesur bir hamledir. Mazzucato’ya göre, Yeşil Yeni Anlaşma, “tüm ekonominin yeşil hale gelmesini” sağlayarak, sadece yenilenebilir enerji sektörünü değil, imalat sektörünün her alanını da dönüştürebilir. Avrupa Parlamentosu bu yıl Mayıs ayında yaptığı oylamada Mazzucato’nun misyon odaklı Horizon Europe programını kabul etti. Kapsamlı bir çalışmanın ardından beş misyon alanı seçildi: İklim değişikliğine uyum; kanser; sağlıklı okyanus, deniz, kıyı ve içsular; iklim nötr ve akıllı kentler; toprak sağlığı ve gıda. Avrupa Komisyonu her alanda 15 uzmandan oluşan bir kurul oluşturacak ve bu kurullar da Mazzucato’nun kriterleri doğrultusunda ilk misyonları belirleyecekti. Mazzucato, “Moedas bana, şakayla karışık misyonların ilham perisi olma görevini önerdi. Bu rapor, kaleme aldığım en önemli şeydi. Şu anda yasal bir belge halini aldı. Yeni bir oylama yapılmadan yürürlükten kaldırılamaz” diyor. “Daha önce politikacıları etkilediğim olmuştu ama parlamentonun, benim kaleme aldığım bir şeyi oylaması kesinlikle muhteşem. İstediğim şey tam da buydu: Bir değişim yaratmak.”
A.B. Gümrük Birliğine girerek Avrupa ya ekonomik olarak entegre olan sanayicilerimiz A.B. yeşil yeni düzenine –EU GREEN DEAL- uymak için B.M. sürdürülebilir kalkınma hedeflerine odaklanacaklar. Tüm siad/giad lar ve tüm sanayi ve ticaret odaları ve diğer STK lar sürdürülebilirlik günleri yapıyor. Global şirketler zaten sürdürülebilirlik raporları yayınlıyor yıllardır. Covid19 yeşil yeni düzene geçmeyi hızlandırdı.
Küresel ısınmaya karşı 2050 de sıfır karbon emisyonu yarışına Türk Milletinin katılması gerek.#karezcanal2050 sıfır karbon emisyonu dijital tamgası ile iklim değişikliği konusunda ki raporları sosyal medya hesaplarımda yayınlıyorum. Her kurum , her dernek, her oda, iklim şampiyonunu seçerek doğayı savunmaya geçmeli
Döngüsel ekonomide var olmak için tüm şirketler ürünlerini yeniden tasarlayacak. Ürünler hammadde üretiminden tüketiciye ulaşan tüm tedarik zincirinde havayı, suyu, toprağı kirletmediğini kanıtlamak zorunda.
Sürdürülebilir yaşam felsefesi doğa ile iç içe yaşamak demektir. Doğaya, ormanlara, denizlere, göllere, nehirlere saygı Türk Kültürünün doğasında vardır. Atalık tohumlarımızı zehirden arınmış topraklara atarak yeniden doğal beslenmemiz gerek kanser olmamak için. İnsan ne yerse odur. Giysilerimizi sürdürülebilir modaya göre seçelim artık. Kullan at devri bitti, eşyalarımız, makinalarımız, telefonlarımız tüm cihazlar artık tamir edilebilir ve uzun süre kullanılacak . Yeşil yeni düzende yaşamak için bilgi kirliğini silip covid19 sonrası yaşama yeşil bir sayfa açalım. Maske, mesafe ve hijyen ile kapandığımız evlerden doğaya dönmek için hazırlık yapalım. Doğayı korumak için herkes iklim aktivisti olmalı ve ağaçları sökülen köylülerin yanında olmalı. Suyun her damlası altından kıymetli olacak. Ata tohumdan üretilmiş sebzeleri arayalım organik pazarlarda. Giysilerimizi sürdürülebilir modaya gere yeniden tamir edelim. Attığımız her plastik torba doğada asırlarca kalıyor, kuşlar ve balıklar yiyor, ölüyor. Herşey birbirine bağlıdır. İklim değişikliğine destek olmak için sürdürülebilir yaşam filimlerini izleyelim. Üzüm üzüme baka baka yeşerir. Bir değişim yaratabilirsiniz Mariana Mazzucato yu twitter da takip ederek ve Koç Üniversitesi yayını https://press.ku.edu.tr/authors/mariana-mazzucato/ HER ŞEYİN DEĞERİ kitabını okuyarak (Mariana Mazzucato değer kavramını çok geniş bir perspektifte ele aldığı kitabında, zenginliğin nereden kaynaklandığını hatırlamamız gerektiğini savunuyor. Değeri hangi etkinlikler yaratıyor, hangileri gasp ediyor ve hangileri tahrip ediyor? Mevcut asalak sistemin yerine sürdürülebilir, ortaklaşa yaşamaya müsait bir sistem getirmek istiyorsak, bu soruların cevapları büyük önem taşıyor. Her Şeyin Değeri yaşamak istediğimiz bir dünya modeli hakkında uzun zamandır unutulan bir tartışmayı yeniden ateşliyor.) Siz de bu tartışmayı başlatabilirsiniz çevrenizde.
Yeşil yeni düzenin savunucusu olabilirsiniz; tüm yoksullar adına ve tüm doğa adına. Biruni-Ahi Evren AKI teşkilatı yüzyıllardır “yeşil düzen” ile yönetiliyordu. Aklın yolu bir. Ahi Evran’ın Doğumunun 850. Yıl Dönümü UNESCO Anma ve Kutlama Yıl Dönümleri Programı’na alınmak üzere Genel Konferansta karara bağlanmak suretiyle Yürütme Kurulunca kabul edildi. Akı teşkilatından gelen doğa dostu yaşam kültürümüzü yeşil yeni düzenle ile yeniden organize edebiliriz şu beton kafalarımızı yeşil kafa ile değiştirebilirsek. AB yeşil düzeni ABD başkanı Biden de destekliyor. Çin , Japonya, Kore yeşil düzenin önderliğini yapıyor asyada. Türk sanayicisi ve iş adamları sürdürülebilir yaşam için döngüsel ekonomide yer almak için yeşil düşünmeye başlamalıdır. Zihniyet değişimi şart… Tüm millet yerli malı yurdun malı diyerek yeniden kendi ürettiği ürünleri yemeğe, kendi ürettiklerini giymeye başlamalı. Kişisel olarak toprağa, suya, havaya borcunu ödemeli.Yeşil yol dışında başka yol yok sürdürülebilir yaşam için. İklim değişimi sadece döngüsel ekonomi ile kontrol edilebilir ve 2050 de sıfır karbon emisyonu hedefine ulaşabilir.
LİNK-2 Belgeseller dünyayı değiştirebilir mi?
https://surdurulebiliryasam.net/
CAHİT GÜNAYDIN-YENİLEŞİM MÜHENDİSİ
#KarezCANAL2050 RACE TO ZERO CO2 FORESIGHT.
“1980'lerden beri devlete, sen arka koltuğa otur, direksiyonu şirketlere bırak, onlar refahı sağlar, diyoruz. Bunun sonucu olarak hükümetler Covid-19 ya da iklim değişikliği gibi krizlerle başa çıkmak için hazır değil. Öte yandan özel sektörün kamusal hayatta baskın olması, devletin kendi başına yapabileceklerine olan güvenin sarsılmasına yol açtı. Bu kriz sayesinde kapitalizmin yeni biçimlerini kurgulayabiliriz. Devletler piyasalar başarısız olduğunda müdahale etmek yerine, sürdürülebilir ve bütüncül bir büyüme sağlayacak piyasaların düzenlenmesinde ve oluşturulmasında aktif olarak yer almalıdır.”
Link-1 yeşil yeni düzenin mimarı Mariana Mazzucato
https://www.ted.com/talks/mariana_mazzucato_what_is_economic_value_and_who_creates_it?utm_campaign=tedspread&utm_medium=referral&utm_source=tedcomshare
Küresel şirketler sanılanın aksine ne inovasyon yatırımlarında ne de covid19 salgınında krizi yönetmekte başarı değildir. ABD , İngiltere ve Fransa dan çok daha iyi bir şekilde wietnam, yeni zellanda , kore gibi ülkeler korona salgını ve ekonomik krizi yönetmeyi başardılar. Sosyal devlet yeniden çok önemli oldu.
Mazzucato ‘nun yaptıkları bir araştırmaya göre, 2003-2013 arasında S&P 500 listesinde yer alan halka açık şirketler, kazançlarının yarısından fazlasını araştırma ve geliştirmeye değil, hisse fiyatlarını artırmak amacıyla hisselerini geri almaya harcadı. Örneğin ilaç firması Pfizer, hisse geri alımına 139 milyar dolar harcadı. Jobs döneminde bu tür finansa mühendisliklere girişmeyen Apple da, 2012’den itibaren aynı şeyi yapmaya başladı. Şirket, 2018 itibariyle hisselerin geri alımına yaklaşık 1 trilyon dolar harcadı. Mazzucato, “Bu kâr, araştırmaları finanse etmek ve çalışanları eğitmek amacıyla kullanılabilirdi; bunun yerine hisseleri geri almak ve golf oynamak için kullanıldı” diyor.
Bu durum ortaya çok daha ciddi ve acil bir sorun çıkardı. Havacılığın, nükleer enerjinin, bilgisayarların, nanoteknolojinin, biyoteknolojinin ve internetin ortaya çıkışını sağlayan riskli girişimleri özel sektör değil devlet finanse ettiğine göre, iklim değişikliği, antibiyotik direncinin yaygınlaşması, demansın yükselişi gibi acil meselelerle başa çıkacak yeni teknolojileri nasıl geliştireceğiz? Mazzucato, “Tarih bize inovasyonun, California’daki küçük bir grup beyaz gencin değil, geniş çaplı bir kolektif çabanın eseri olduğunu söylüyor. Dünyanın en önemli problemlerini çözmek istiyorsak bunu aklımızdan çıkarmamalıyız” diyor. Mazzucato’nun çocukluğuna dair unutamadığı şeylerden biri, Princeton Üniversitesinde nükleer fizik profesörü olan babası Ernesto’nun haberleri izlerken bağırmasıdır. Mazzucato, “Baba, sadece bilgi veriyorlar” dediğinde babasının yanıtı “Bunlar bilgi değil, inanmamızı istedikleri şeyler” olurmuş. Mazzucato, “Babamın haberlere küfrederken bana öğrettiği şey, eleştirel bakış oldu” diyor.
Asıl sorun insanların, Google, Apple, Glaxo ve Pfizer gibi şirketlerin vergi politikası konusunda maliye bakanlıklarıyla yaptıkları gizli pazarlıklar hakkında hiçbir şey bilmemesi. Silikon Vadisi girişimcileri devletin omuzunda durduklarını kabullenmek istemez. Teknoloji devi Tim O’Reilly, “Son kırk yıldır devlete ve vatandaşa, bundan yararlanan iş insanlarınca desteklenen bir serbest piyasa masalı yutturuluyor. Bu masalın yalan olduğu net şekilde ortaya çıktı. ABD başkanı Eisenhower’ın 1958’de, Sovyetler’in Sputnik’i fırlatmasının ardından kurduğu araştırma ajansı DARPA’ydı. Bu kamusal ajans, Microsoft Windows, video konferanslar, Google Haritalar, Linux ve bulut sistemi gibi teknolojilere milyarlarca dolar yatırmıştı. İsrail’de devlet destekli bir girişim sermayesi fonu olan Yozma, 1993-1998 arasında 40’tan fazla şirkete destek vermişti. İngiltere’de 2010’da kurulan Devlet Dijital Hizmetler Kuruluşu, ödüllü “gov.uk” alan adını ortaya çıkararak devletin IT harcamalarından 1,7 milyar pound tasarruf etmesini sağlamıştı. Mazzucato, “Devlet derken farklı kamu kurumlarından oluşan ademi merkeziyetçi bir ağdan söz ediyorum. Bu kurumlar, misyon odaklı şekilde problemleri çözmeye ve risk almaya yöneldiğinde, inovasyon motoru haline gelebilir” diyor. Mazzucato’ya göre misyon odaklılığın en somut örneği, Amerikalıları Ay’a götürmeyi ve sağ salim dünyaya geri getirmeyi hedefleyen Apollo uzay programıdır. Amerikan devleti 1960-1972 arasında bu hedefe ulaşabilmek için 26 milyar dolar harcadı. Bu doğrultuda uzay ve havacılığın yanı sıra, gıda, tekstil, elektronik ve tıp gibi alanlarda 300’ü aşkın projeyi hayata geçirdi. Bu projelerde dondurulmuş gıdadan serin tutan kıyafetlere, yaylı tekerleklerden ticari uçaklarda kullanılan dijital uçuş kontrol sistemlerine dek 1800 farklı ürün geliştirildi. Program, o dönem henüz başarısı kanıtlanmamış bir teknoloji olan entegre devreler ile uzay mekiği, uluslararası uzay istasyonu gibi diğer uzay projelerini de ortaya çıkardı
2017 başında Avrupa Komisyonunun araştırma, bilim ve inovasyondan sorumlu üyesi Carlos Moedas’ın özel danışmanlığı teklifini kabul etti. Avrupa İnovasyon ve Araştırma Programının yapısının değiştirilmesini ve 2020’den itibaren Horizon Europe adında, 100 milyar euro bütçeli, misyon odaklı bir inisiyatifin hayata geçirilmesini önerdi. Moedas bu projenin gerçekleştirilmesi konusunda kendisine açık çek verdi. Mazzucato’nun misyon kavramı, bu anlayışı somut projelere dönüştürüyordu. Raporda bu misyonların neye benzeyeceğini üç farazi örnekle açıklar: Plastikten arındırılmış denizler; 2030 yılı itibariyle 100 karbonsuz kent; demansın yüzde 50 oranında azaltılması. Temiz deniz misyonu, plastiklerin yüzde50’sinin temizlenmesini ve otonom plastik toplama istasyonları ya da dağıtılmış ağlar aracılığıyla denizlere atılan plastik miktarının 2025’e dek yüzde 90 azaltılmasını içerebilir. Çözüm, plastiğe alternatif geliştirilmesini, yeni gıda paketleme yöntemleri tasarlanmasını, atıkları otomatik olarak ayıracak yapay zekâ sistemi yaratılmasını gerektirebilir. Mazzucato’ya göre Yeşil Yeni Anlaşma, 1969’da, Ay’a ayak basılması kadar cesur bir hamledir. Mazzucato’ya göre, Yeşil Yeni Anlaşma, “tüm ekonominin yeşil hale gelmesini” sağlayarak, sadece yenilenebilir enerji sektörünü değil, imalat sektörünün her alanını da dönüştürebilir. Avrupa Parlamentosu bu yıl Mayıs ayında yaptığı oylamada Mazzucato’nun misyon odaklı Horizon Europe programını kabul etti. Kapsamlı bir çalışmanın ardından beş misyon alanı seçildi: İklim değişikliğine uyum; kanser; sağlıklı okyanus, deniz, kıyı ve içsular; iklim nötr ve akıllı kentler; toprak sağlığı ve gıda. Avrupa Komisyonu her alanda 15 uzmandan oluşan bir kurul oluşturacak ve bu kurullar da Mazzucato’nun kriterleri doğrultusunda ilk misyonları belirleyecekti. Mazzucato, “Moedas bana, şakayla karışık misyonların ilham perisi olma görevini önerdi. Bu rapor, kaleme aldığım en önemli şeydi. Şu anda yasal bir belge halini aldı. Yeni bir oylama yapılmadan yürürlükten kaldırılamaz” diyor. “Daha önce politikacıları etkilediğim olmuştu ama parlamentonun, benim kaleme aldığım bir şeyi oylaması kesinlikle muhteşem. İstediğim şey tam da buydu: Bir değişim yaratmak.”
A.B. Gümrük Birliğine girerek Avrupa ya ekonomik olarak entegre olan sanayicilerimiz A.B. yeşil yeni düzenine –EU GREEN DEAL- uymak için B.M. sürdürülebilir kalkınma hedeflerine odaklanacaklar. Tüm siad/giad lar ve tüm sanayi ve ticaret odaları ve diğer STK lar sürdürülebilirlik günleri yapıyor. Global şirketler zaten sürdürülebilirlik raporları yayınlıyor yıllardır. Covid19 yeşil yeni düzene geçmeyi hızlandırdı.
Küresel ısınmaya karşı 2050 de sıfır karbon emisyonu yarışına Türk Milletinin katılması gerek.#karezcanal2050 sıfır karbon emisyonu dijital tamgası ile iklim değişikliği konusunda ki raporları sosyal medya hesaplarımda yayınlıyorum. Her kurum , her dernek, her oda, iklim şampiyonunu seçerek doğayı savunmaya geçmeli
Döngüsel ekonomide var olmak için tüm şirketler ürünlerini yeniden tasarlayacak. Ürünler hammadde üretiminden tüketiciye ulaşan tüm tedarik zincirinde havayı, suyu, toprağı kirletmediğini kanıtlamak zorunda.
Sürdürülebilir yaşam felsefesi doğa ile iç içe yaşamak demektir. Doğaya, ormanlara, denizlere, göllere, nehirlere saygı Türk Kültürünün doğasında vardır. Atalık tohumlarımızı zehirden arınmış topraklara atarak yeniden doğal beslenmemiz gerek kanser olmamak için. İnsan ne yerse odur. Giysilerimizi sürdürülebilir modaya göre seçelim artık. Kullan at devri bitti, eşyalarımız, makinalarımız, telefonlarımız tüm cihazlar artık tamir edilebilir ve uzun süre kullanılacak . Yeşil yeni düzende yaşamak için bilgi kirliğini silip covid19 sonrası yaşama yeşil bir sayfa açalım. Maske, mesafe ve hijyen ile kapandığımız evlerden doğaya dönmek için hazırlık yapalım. Doğayı korumak için herkes iklim aktivisti olmalı ve ağaçları sökülen köylülerin yanında olmalı. Suyun her damlası altından kıymetli olacak. Ata tohumdan üretilmiş sebzeleri arayalım organik pazarlarda. Giysilerimizi sürdürülebilir modaya gere yeniden tamir edelim. Attığımız her plastik torba doğada asırlarca kalıyor, kuşlar ve balıklar yiyor, ölüyor. Herşey birbirine bağlıdır. İklim değişikliğine destek olmak için sürdürülebilir yaşam filimlerini izleyelim. Üzüm üzüme baka baka yeşerir. Bir değişim yaratabilirsiniz Mariana Mazzucato yu twitter da takip ederek ve Koç Üniversitesi yayını https://press.ku.edu.tr/authors/mariana-mazzucato/ HER ŞEYİN DEĞERİ kitabını okuyarak (Mariana Mazzucato değer kavramını çok geniş bir perspektifte ele aldığı kitabında, zenginliğin nereden kaynaklandığını hatırlamamız gerektiğini savunuyor. Değeri hangi etkinlikler yaratıyor, hangileri gasp ediyor ve hangileri tahrip ediyor? Mevcut asalak sistemin yerine sürdürülebilir, ortaklaşa yaşamaya müsait bir sistem getirmek istiyorsak, bu soruların cevapları büyük önem taşıyor. Her Şeyin Değeri yaşamak istediğimiz bir dünya modeli hakkında uzun zamandır unutulan bir tartışmayı yeniden ateşliyor.) Siz de bu tartışmayı başlatabilirsiniz çevrenizde.
Yeşil yeni düzenin savunucusu olabilirsiniz; tüm yoksullar adına ve tüm doğa adına. Biruni-Ahi Evren AKI teşkilatı yüzyıllardır “yeşil düzen” ile yönetiliyordu. Aklın yolu bir. Ahi Evran’ın Doğumunun 850. Yıl Dönümü UNESCO Anma ve Kutlama Yıl Dönümleri Programı’na alınmak üzere Genel Konferansta karara bağlanmak suretiyle Yürütme Kurulunca kabul edildi. Akı teşkilatından gelen doğa dostu yaşam kültürümüzü yeşil yeni düzenle ile yeniden organize edebiliriz şu beton kafalarımızı yeşil kafa ile değiştirebilirsek. AB yeşil düzeni ABD başkanı Biden de destekliyor. Çin , Japonya, Kore yeşil düzenin önderliğini yapıyor asyada. Türk sanayicisi ve iş adamları sürdürülebilir yaşam için döngüsel ekonomide yer almak için yeşil düşünmeye başlamalıdır. Zihniyet değişimi şart… Tüm millet yerli malı yurdun malı diyerek yeniden kendi ürettiği ürünleri yemeğe, kendi ürettiklerini giymeye başlamalı. Kişisel olarak toprağa, suya, havaya borcunu ödemeli.Yeşil yol dışında başka yol yok sürdürülebilir yaşam için. İklim değişimi sadece döngüsel ekonomi ile kontrol edilebilir ve 2050 de sıfır karbon emisyonu hedefine ulaşabilir.
LİNK-2 Belgeseller dünyayı değiştirebilir mi?
https://surdurulebiliryasam.net/
CAHİT GÜNAYDIN-YENİLEŞİM MÜHENDİSİ
#KarezCANAL2050 RACE TO ZERO CO2 FORESIGHT.
FACEBOOK YORUMLAR