Bizim kadınlarımız

Mustafa Uçurum Bey "Dünyabizim" sitesinde Ihlamur Dergisinde yazdığımız "Fatih Sultan Mehmet'in Annesi: Hüma Hatun" yazımızı değerlendirdi.

Bizim kadınlarımız
08 Mart 2020 - 21:56 - Güncelleme: 08 Mart 2020 - 23:15

Bizim kadınlarımız

Dergide Gök Kubbenin Kadınları yanında tarihte yer edinmiş, adından söz ettirmiş kadınlar da bu ay işlenen konular arasında. Dünya Kadılar Günü gibi neresinden tutsak çok da muteber olmayan bir günü, bizim değerlerimizin sesi soluğu olan kadınlarını anlatarak anlamlı bir hale getiren Ihlamur dergisini kutluyorum.

“Bir insanın yetişmesinde ailesi, aldığı eğitim ve yetiştiği çevrenin birinci derecede etkili olduğu bilinmektedir.

Tarihe yön vermiş şahsiyetlerin hayatlarının incelenmesi sadece tarihçilerin görevi olmamalıdır. Tarihçiler kadar psikolog, sosyolog ve kişisel gelişim uzmanlarının da örnek ve önder şahsiyetlerin hayatlarını, ailesi, gelişim çağlarını, şahsiyetlerin olaylar karşısındaki tavır ve karar alışlarını ve düşünce dünyalarını incelemesi gerektiği ortadadır. Aksi halde önder şahsiyetlerin hayatlarının incelenmesi eksik kalacaktır.

Fatih Sultan Mehmet gibi Türk ve Dünya tarihine yön veren devlet adamının hayatını bütün yönleriyle ele almak için anne ve babasının tanınması, hatta aile ve milli karakterlerinin bilinmesi gerekmektedir. Fatih Sultan Mehmet’in babası II. Murat’ın soyu hakkında yeterince bilgi bulunmasına rağmen annesi Hatice Alime Hüma Sultan ile ilgili çok detaylı bilgilere sahip değiliz. Hüma Hatun hakkında başta batılıların kendilerine göre vermiş olduğu bilgilerin doğruluk derecesini dikkat etmeden yazılan bilimsel çalışmalar da az değildir. Hatice Hüma Sultan ile Hüma Hatun’un aynı kişiler olmadığı ile ilgili araştırmalar gerçeğe daha yakın durmaktadır.”

“Batı literatürüne geçen Fatih’in annesi Hüma Hatun hakkında ilk yorumların 1341-1462 yılları arasında yaşayana olayları yazan ve o dönemde yaşayan Dukas Kroniğine dayandığını görmekteyiz. Halbuki Dukas “Mehmed, babasının cenazesini defnolunmak üzere Prusa (Bursa) gönderdikten sonra babasından kalan servet ve hazineleri araştırmaya başladı; (…) Mehmed bilahare babasının meşru karısı olan Sinop Beyi İsfendiyar’ın kızından doğan ve henüz sekiz aylık küçük bir çocuk olan kardeşi şehzade Ahmed’i (zira Mehmed bir cariyeden doğmuştu).13 İfadelerine yer verir. Ancak Dukas’ın verdiği bilgiler doğru kabul edilecekse II. Murat’ın İsfendiyar Beyin kızı olan Hüma Hatun’la evlendiği açıkça ortaya çıkmaktadır. II. Murat’ın İsfendiyar Beyin başka bir kızıyla evlendiğine dair hiçbir bilgi mevcut değildir. Dukas’ın parantez içinde verdiği bilgilerden II. Murat’ın İsfendiyar Beyinin kızını bir anlamda zorla aldığını söylemek de mümkündür. Aksi halde Türklerin saraya cariye olarak gelmeyeceği herkesçe malumdur.” 

Naci Yengin

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum