BİR YAŞLI DİL MERKEZİ - FİLOLOJİK ARAŞTIRMA VE DİL İZLEME MERKEZİ (FADMM)
11 Mart tarihi dili seven ve atalarımızdan miras kalan dil mirasına sahip olmak isteyen her Azerbaycanlı için önemli bir gündür.
15 Mart 2021 - 09:45
BİR YAŞLI DİL MERKEZİ - FİLOLOJİK ARAŞTIRMA VE DİL İZLEME MERKEZİ (FADMM)
11 Mart tarihi dili seven ve atalarımızdan miras kalan dil mirasına sahip olmak isteyen her azerbaycanlı için önemli bir gündür. Çünkü bu tarihte, yalnızca anavatan ve dil sevgisiyle birleşmiş insanların oluşturduğu bir dil koruma merkezi - Filolojik Araştırma ve Dil İzleme Merkezinin (FADMM) kurulması, tek bir merkez etrafında birleşmişmesi tarihidir. Bu 1 yıl Merkezin her üyesi için anadilinin milli kimliğini ve ruhunu korumak bir onur olmuştur. Onlar dilin yabancı kelimelerle uygunsuz yüklenmesine karşı çıkarlar ve dilin işleyişine dikkat ederler.
Modern zamanlarda, dünya gittikçe daha fazla bütünleşirken, dilimize çok sayıda yabancı kelime yapay olarak getirilir, bu da bilerek veya bilmeyerek şehrin sokaklarındaki ve caddelerindeki reklam panolarını "süslüyor". Elbette bu mesele, kalbinde dil sevgisi olan her entelektüeli, her vatandaşı endişelendiriyor. Ancak bu sorun tek başına çözülemez. Bu nedenle Filolojik Araştırma ve Dil İzleme Merkezi (FADMM) bir kamu kuruluşu olarak süreci protesto etmeyi, güçlerini birleştirmeyi ve bu olumsuz durumla mücadele etmeyi taahhüt etti. Merkezin dil seven çalışanları, ana dilimizin saflığını korumak için "silahlı asker" oldular.
Bazı insanlar bir dilin zenginliğinin o dildeki kelimelerin bolluğundan kaynaklandığını düşünür. Hayır, dilin zenginliği kapsamının genişliği, saflığı, anlaşılabilirliği ve kapsamlılığında yatmaktadır. Büyük şairimiz Rasul Rza'nın sözleriyle: "Dilin zenginliği kelimelerin bolluğuyla ölçülmez - dil, toplumsal değişimlerin, tarihsel gelişimin bir sonucu olarak bilincin kendisi olarak sürekli değişmektedir. Dilin uyumlu gelişimi için gerekliliği önemli bir koşuldur. Kullanılmazsa metal paslanacaktır. Dil de kullanılmazsa, yavaş yavaş keskinliğini, doğruluğunu, anlam derinliğini, ifadenin inceliğini, güzelliğini kaybeder ve gelişimde geride kalır. "
Bu nedenle dilimizi her alanda kullanmalı ve gözbebeğimiz gibi saflığını korumalıyız. Çünkü ana dilimiz bizim ulusal kimliğimiz, kökenimizdir. Bir milleti millet olarak yaratan da, yok eden de onun dilidir. Dili olmayan bir millet ölüme mahkumdur. Bu anlamda, anadilimize ait kelimelerin yabancı kelimelerle değiştirilmesi kabul edilemez: reklam veya işletme adı olması fark etmez ...
Filolojik Araştırma ve Dil İzleme Merkezi (FADMM) bir yıldır ki, bu sorunla kararlılıkla mücadele ediyor. FADMM çalışanları, engelleri aşmak için edebi dilimizin çözülmemiş dil sorununu çözmeye çalışıyor. Merkez personeli bu yöndeki tüm olasılıkları değerlendirir, entelektüellerin birliğini ve gücünü kullanarak sorunu çözmenin yollarını araştırır.
Tüm gelişmiş dillerin şu ya da bu şekilde diğer halkların dilinden yararlandığı doğrudur. Bu doğaldır. Ne yazık ki, dilimizin kelimeleri, yasaları ve uyumları dikkate alınmadan zorla dile getirilir.
Her dilin yüzyıllar boyunca gelişen şekli, tadı ve tuzu vardır. Her milletin dili sözde tarihsel bir hafızadır. Kadim tarihi ile insanların manevi kültürü ve yaşamı diline, sözlü ve yazılı formlarına ve anıtlarına yansımaktadır. Ana dil, ait olduğu ulusun, halkın ruhudur ve onun birincil dış işaretidir. Milli psikoloji, düşünce tarzı, karakter, sanatsal yaratıcılık, dini ve manevi durum gibi milletin önemli özellikleri ve elametleri dilde ve dil vasitesile ortaya çıkar. Tüm dillerin kelime, ifade ve ifadelerinin kendine has özellikleri olduğu da unutulmamalıdır. Bu gölgeler bazen engebeli, bazen hemen-hemen hissedilir. Dilin bu inceliklerine dokunduğunda inliyor. Dolayısıyla bu inceliklere dokunulamaz.
Ana dilimiz Molla Penah Vagifin:
"Ay önceli, bulut zülflü güzelin,
Duruban başına dolanmak gerek.
Bir evde ki, böyle güzel olmadı,
O ev berbad olub talanmak gerek. "
ve ya,
"Başına döndüyüm düğün adamları,
Siz de deyin, düğüne gelen oynasın.
Adını demirem, elden ayıptir,
Filankesin kızı filan oynasın" - misralarında eks olunmuş güzel bir dilin ruhunu, enenelerini koruyarak gelişmiştir.
Bugün çok yol kat eden Azerbaycan dilimiz saf, akıcı, müzikal, sade ve güzeldir. Bu dil, inceliği, çok yönlülüğü, mükemmelliği ve ihtişamı ile ayırt edilen bir dildir Hatta Azerbaycan dilinin büyük Tanrımızın halkımıza büyük bir armağanı olduğunu söyleyebilirim. Ünlü şairimiz Bahtiyar Vahabzade'nin dili ile söylesek;
"Bu dil bizim ruhumuz, aşkımız, canımızdır,
Bu dil, bir-birimizle ehdi-peynamızdır.
Bu dil tanıtmış bize bu dünyada her şeyi,
Bu dil ecdatımızın bize miras verdiyi
Kıymetli hazinedir... onu gözlerimiztek
Koruyup, nesillere biz de hediyye verek. "
Tanrı tarafından bize verilen ve atalarımızdan miras kalan Ana Dilimizin saflığını ve varlığını korumak her birimizin manavi görevidir. Bu nedenle anadilimizin saflığı ve temizliyi tüm devlet kurum ve kuruluşlarında olduğu gibi özel sektörde de korunmalı ve bu konu her zaman dikkatda tutulmalıdır.
Filolojik Araştırma ve Dil İzleme Merkezi (FADMM) bu anlamda çok sorumlu ve onurlu bir misyon üstlenmiştir.
FADMM'nin faaliyetlerini yakından takip ederken, Merkez çalışanlarının dilimizin saflığının korunması ile ilgili konularda yapılan en küçük hataları bile görmezden gelmediği sonucuna vardım.
FADMM, geleneksel olarak dilimizin eksikliklerini iki kısma ayırır:
1) Yerli- yersiz yeni sözcükleri, yabancı sözcükleri dile getirmek, anlamlarının anlaşılıp anlaşılmadığıyla ilgilenmeden dili ağırlaştırmak;
2) Dilde cümle kurmada yanlışlığa yol verme, kelimeleri yerinde kullanamama, Azerbaycan dilinin gramer kurallarına ve normlarına uymama.
Bu eksikliklerin her ikisi de dil için ciddi bir tehlüke olarak kabul edilir, çünkü her ikisi de dilimizi genel halktan ayırır.
FADMM çalışanları özellikle TV, medya ve internet kaynaklarındaki eksikliklerle barışmırlar. Çünkü bu kurumlar toplumumuzla daha fazla temas halindedir. Eğer televizyon sunucuları ve medya temsilcileri işlerine profesyonelce yaklaşırsa, uygunsuz kullandıkları yabancı kelimelerin Azerbaycanca çevirilerini bulabilirler. Çünkü Azerbaycan dilinin kelime hazinesinin zenginliği, bilim ve teknoloji alanında yazılmış en karmaşık dilbilimsel eserlerin bile ana dilimize çevrilmesi için koşullar yaratmıştır. Azerbaycan dilinde tüm yabancı bilimsel, teknik, tıbbi ve diğer terimlerin karşılıklı varyantlarının varlığı da buna izin vermektedir.
FADMM ayrıca dilimizin çeşitli sorunları hakkında açık, geniş kapsamlı tartışmalar, politikalar ve analizler de aparır. Bu tartışmalarda, dil uzmanlar dil gelişiminin sorunlarından, sorunu çözmenin yollarından konuşur ve tavsiyeler verirler. FADMM, her uzmanın görüş, fikir ve tavsiyelerine duyarlıdır ve onlardan yararlanır.
Anadilimiz mükemmel bir gramer yapısına, zengin kelime dağarcığına ve anlatım araçlarına sahip olmasına rağmen, dilimizin bu özelliklerinin yeterince ve doğru kullanılmadığı durumlar olması teessüf doğurur. Edebi dilin normlarının ihlali, sözcük ve gramer kurallarına uyulmaması, günlük konuşmanın kullanılması, TV ve radyo kanallarında, kitle iletişim araçlarında, İnternet kaynaklarında, reklam medyasında yabancı kelime ve ifadelerin uygunsuz kullanımı ana dilimize saygısızlıktır.
Filolojik Araştırma ve Dil İzleme Merkezi'nin temel görevi, anadilimize yönelik bu saygısızlığı ve mevcut eksiklikleri bir an önce ortadan kaldırmaktır. Merkez personelinin bu çalışması övgüye değer.
FADMM'nin çalışmalarında takdir ettiğim özelliklerden biri de çalışmalarını gelişimsel, sağlıklı, objektif ve tarafsız bir şekilde, gerçeğe dayalı olarak yürütmesidir. Merkez çalışanları, yollarının zorluklarından korkmadan, cesaret ve kararlılıkla ilerleyerek görüş ve fikirlere zamanında yanıt verir.
Unutulmamalıdır ki, önde gelen dilbilimcilerimiz ve entelektüellerimiz, edebi dilimizin yabancı diller tarafından baskı altına alınması konularına, dilimizin reklamlarda, reklam panolarında, tüketici etiketlerinde, radyo ve televizyondaki konumuyla ilgili şikayetlere her zaman dokunmuşlar.
Akademisyen Ağamusa Ahundov, yıllar önce sokaklarda ve caddelerde yabancı dilde nesnelerin - dükkanların, restoranların ve kafelerin isimlerinin, yeni şirket ve işletmelerin isimlerinin yabancı dilde olduğunu, devlet gazetelerinin çoğunda ingilizce kelimeler çoğluğunu bildirmiş, bu hakda tedbirlerin görülmesinin vacipliyini vurğulamıştır.
Merhum akademisyen Tofig Hajiyev de röportajlarında edebi dilimizin tehrif yönlerinden bahsetmiştir. Pröf. Tofig Hajiyev, yabancı terimlerin anadilimiz ile değiştirilmesi, televizyon ve radyo programlarında edebi dilin normlarına aykırı ifadelerin geliştirilmesi, ticaret tesislerinin ve otellerin yabancı isimlerle isimlendirilmesi ve değiştirilmesine ilişkin konuşmalarıyla bir növ hayacan tebili çalırdı. "Bilmiyorum, neden halkımızda yabancılığa büyük ilgi var?" Bunu nasıl önleyebiliriz? Dilimizin saflığı için nasıl savaşabiliriz? - sorularını veren bilim adamı Tofik Hacıyev, "Bu, sadece devlet kurumlarının işi değil, halkın da bu işe katılması gerekiyor "- deyirdi.
Takdir edilendir ki, bugün dilimizin saflığı ile bağlı sorunların çözülmesi meselesi Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı İlham Aliyevin de dikkatindedir. 01 Kasım 2018 tarihli "Azerbaycan dilinin saflığını korumak ve devlet dilinin kullanımını daha da iyileştirmek için tedbirler hakkında" Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi, anadilimizin korunması ve geliştirilmesine gösterilen özen ve dikkatin açık bir örneğidir.
Kararname ile bağlantılı olarak Azerbaycan Ulusal Bilimler Akademisi Dilbilim Enstitüsünde bir program geliştirilmiş ve bir İzleme Dairesi kurulmuştur. Kararnameden kaynaklanan bir takım tedbirler alınmış ve alınmaktadır. Ancak, bu konuyu tamamen Azerbaycan Ulusal Bilimler Akademisi (AMEA) Dilbilim Enstitüsü'ne yüklemek yanlış bir fikirdir diye düşünüyorum. Prof. Tofig Hajiyev'in belirttiği gibi, anadilimize olan sevgi, onun saflığının korunması sadece bir kurumun değil, halkın, her vatandaşın manavi görevi olmalıdır.
Bu açıdan bakıldığında, tüm aydınlarımızın bu konuya bir çözüm bulmak için yeni kamu kuruluşları aracılığıyla bir grup gönüllü ile birlikte alternatif yollar aramaları gerekmektedir.
Bu anlamda FADMM'nin 1 yıl içinde yaptığı çalışmalar, onu ülkede ictimai fikrin devlet dilinin karşılaştığı sorunların helline yöneldilmesinde, demek olar, önemli bir entelektüel merkez haline getirmeyi başardı.
Dil oluşumunun bir dizi siyasi, ekonomik, kültürel ve tarihsel faktörden etkilendiği unutulmamalıdır. Bunlardan biri de ulusal ve uluslararası kültürlerin ilişkileridir. Son yıllarda kültürlerin yakınlaşması nedeniyle dünyada meydana gelen tüm sosyal değişimler dile de yansımaktadır. Bilim ve teknoloji alanında uluslar arası ilişkiler güçleniyor, entegrasyon her geçen gün genişliyor. Azerbaycan diline yabancı kelimelerin hızla girmesinin sebeplerinden biri de budur. Biznes xarakterli əcnəbi sözlər necə geniş vüsət alıbsa, reklam daşıyıcılarında yerli, milli sözləri Bakı küçələrindən az qala tamamilə sıxışdırıb çıxarmağa müvəffəq olmaqdadır. Aynı zamanda, genellikle edebi dilin normlarının ihlaliyle karşılaşıyoruz. Ne yazık ki, bu tür dil normlarının ihlallerine sadece sıradan vatandaşlar tarafından değil, entelektüeller, medya, TV sunucuları ve davetliler tarafından da rastlanmaktadır. Teessüf doğuran konulardan biri de budur ki, bazı medya ve TV kanallarında lehçelerin ve varvarizmlerin kullanımının neredeyse yaygın hale gelmesidir. Anadilimizin saflığının korunmasında olan sorunları aradan kaldırmak, olumsuz halları önlemek, bu tür durumlara göz yummadan mücadele etmekte görevli kamu kuruluşu FADMM'in çalışmalarına sorumlu bir yaklaşım sergilemesi takdire şayandır.
Onu da dikkata alak ki, bu sürecin tamamen engellenmesinin her şeyden önce toplumun çıkarlarına, sosyal tabakalara ve genel olarak ilgili kurumlara bağlı olduğu unutulmamalıdır. Bazı işadamlarının billboardlarda ana dilimiz yerine yabancı kelimeler kullanması, ticari çıkarlarını milli ve manevi çıkarlara tercih etmesi yolverilmezdir ve FADMM buna karşı bir cephe açmıştır.
Biri var uluslararası terimler, biri de var iş amaçlı yabancı kelimelerin zorla kullanılması, tesis ve işletmelerin isimlerinin yabancı dilde sokaklarda yazılması...
Azerbaycan'da reklamlardan tutmuş resmi belgelere, televizyona, medyaya ve internet kaynaklarına kadar dilimizin gelişiminde büyük sapmalar var. Bunları sabırla ortadan kaldırmak bir bütün olarak halkımızın, özellikle aydınların işidir.
Halkın ve gerçek aydınlarının desteğiyle FADMM'nin bu görevin üstesinden gelebileceğine inanıyoruz. Çünkü FADMM çalışanları, işini yarı yarıya bırakan, hedeflerine ulaşamayan insanlar değiller. Onların arkalarında, onları destekleyen ve dilimizin saflığı için savaşmaya teşvik eden büyük bir aydınlar ordusu var.
En büyük güçleri ise dilimizin saflığını korumak için Cumhurbaşkanımızın imzaladığı kanun ve kararnamelere güvenmeleridir. Bu kanunların uygulanmasına gelince, maalesef bu konuda bazı boşluklar var. Maalesef yasalara uymayan çok kişi var. Yasalara uymayan bu insanlara karşı, anadilimizin saflığı için ön saflarda mücadele eden FADMM çalışanlarına başarılar, yenilmez azim ve sağlam irade diliyorum.
Dil sevdalıları, 1 yaşınız kutlu olsun!
Aynure ELİYEVA
Azerbaycan Devlet Pedakoji Universitesinin Elmi-Tedkikat Merkezinin elmi işçisi ve öyretmeni
Modern zamanlarda, dünya gittikçe daha fazla bütünleşirken, dilimize çok sayıda yabancı kelime yapay olarak getirilir, bu da bilerek veya bilmeyerek şehrin sokaklarındaki ve caddelerindeki reklam panolarını "süslüyor". Elbette bu mesele, kalbinde dil sevgisi olan her entelektüeli, her vatandaşı endişelendiriyor. Ancak bu sorun tek başına çözülemez. Bu nedenle Filolojik Araştırma ve Dil İzleme Merkezi (FADMM) bir kamu kuruluşu olarak süreci protesto etmeyi, güçlerini birleştirmeyi ve bu olumsuz durumla mücadele etmeyi taahhüt etti. Merkezin dil seven çalışanları, ana dilimizin saflığını korumak için "silahlı asker" oldular.
Bazı insanlar bir dilin zenginliğinin o dildeki kelimelerin bolluğundan kaynaklandığını düşünür. Hayır, dilin zenginliği kapsamının genişliği, saflığı, anlaşılabilirliği ve kapsamlılığında yatmaktadır. Büyük şairimiz Rasul Rza'nın sözleriyle: "Dilin zenginliği kelimelerin bolluğuyla ölçülmez - dil, toplumsal değişimlerin, tarihsel gelişimin bir sonucu olarak bilincin kendisi olarak sürekli değişmektedir. Dilin uyumlu gelişimi için gerekliliği önemli bir koşuldur. Kullanılmazsa metal paslanacaktır. Dil de kullanılmazsa, yavaş yavaş keskinliğini, doğruluğunu, anlam derinliğini, ifadenin inceliğini, güzelliğini kaybeder ve gelişimde geride kalır. "
Bu nedenle dilimizi her alanda kullanmalı ve gözbebeğimiz gibi saflığını korumalıyız. Çünkü ana dilimiz bizim ulusal kimliğimiz, kökenimizdir. Bir milleti millet olarak yaratan da, yok eden de onun dilidir. Dili olmayan bir millet ölüme mahkumdur. Bu anlamda, anadilimize ait kelimelerin yabancı kelimelerle değiştirilmesi kabul edilemez: reklam veya işletme adı olması fark etmez ...
Filolojik Araştırma ve Dil İzleme Merkezi (FADMM) bir yıldır ki, bu sorunla kararlılıkla mücadele ediyor. FADMM çalışanları, engelleri aşmak için edebi dilimizin çözülmemiş dil sorununu çözmeye çalışıyor. Merkez personeli bu yöndeki tüm olasılıkları değerlendirir, entelektüellerin birliğini ve gücünü kullanarak sorunu çözmenin yollarını araştırır.
Tüm gelişmiş dillerin şu ya da bu şekilde diğer halkların dilinden yararlandığı doğrudur. Bu doğaldır. Ne yazık ki, dilimizin kelimeleri, yasaları ve uyumları dikkate alınmadan zorla dile getirilir.
Her dilin yüzyıllar boyunca gelişen şekli, tadı ve tuzu vardır. Her milletin dili sözde tarihsel bir hafızadır. Kadim tarihi ile insanların manevi kültürü ve yaşamı diline, sözlü ve yazılı formlarına ve anıtlarına yansımaktadır. Ana dil, ait olduğu ulusun, halkın ruhudur ve onun birincil dış işaretidir. Milli psikoloji, düşünce tarzı, karakter, sanatsal yaratıcılık, dini ve manevi durum gibi milletin önemli özellikleri ve elametleri dilde ve dil vasitesile ortaya çıkar. Tüm dillerin kelime, ifade ve ifadelerinin kendine has özellikleri olduğu da unutulmamalıdır. Bu gölgeler bazen engebeli, bazen hemen-hemen hissedilir. Dilin bu inceliklerine dokunduğunda inliyor. Dolayısıyla bu inceliklere dokunulamaz.
Ana dilimiz Molla Penah Vagifin:
"Ay önceli, bulut zülflü güzelin,
Duruban başına dolanmak gerek.
Bir evde ki, böyle güzel olmadı,
O ev berbad olub talanmak gerek. "
ve ya,
"Başına döndüyüm düğün adamları,
Siz de deyin, düğüne gelen oynasın.
Adını demirem, elden ayıptir,
Filankesin kızı filan oynasın" - misralarında eks olunmuş güzel bir dilin ruhunu, enenelerini koruyarak gelişmiştir.
Bugün çok yol kat eden Azerbaycan dilimiz saf, akıcı, müzikal, sade ve güzeldir. Bu dil, inceliği, çok yönlülüğü, mükemmelliği ve ihtişamı ile ayırt edilen bir dildir Hatta Azerbaycan dilinin büyük Tanrımızın halkımıza büyük bir armağanı olduğunu söyleyebilirim. Ünlü şairimiz Bahtiyar Vahabzade'nin dili ile söylesek;
"Bu dil bizim ruhumuz, aşkımız, canımızdır,
Bu dil, bir-birimizle ehdi-peynamızdır.
Bu dil tanıtmış bize bu dünyada her şeyi,
Bu dil ecdatımızın bize miras verdiyi
Kıymetli hazinedir... onu gözlerimiztek
Koruyup, nesillere biz de hediyye verek. "
Tanrı tarafından bize verilen ve atalarımızdan miras kalan Ana Dilimizin saflığını ve varlığını korumak her birimizin manavi görevidir. Bu nedenle anadilimizin saflığı ve temizliyi tüm devlet kurum ve kuruluşlarında olduğu gibi özel sektörde de korunmalı ve bu konu her zaman dikkatda tutulmalıdır.
Filolojik Araştırma ve Dil İzleme Merkezi (FADMM) bu anlamda çok sorumlu ve onurlu bir misyon üstlenmiştir.
FADMM'nin faaliyetlerini yakından takip ederken, Merkez çalışanlarının dilimizin saflığının korunması ile ilgili konularda yapılan en küçük hataları bile görmezden gelmediği sonucuna vardım.
FADMM, geleneksel olarak dilimizin eksikliklerini iki kısma ayırır:
1) Yerli- yersiz yeni sözcükleri, yabancı sözcükleri dile getirmek, anlamlarının anlaşılıp anlaşılmadığıyla ilgilenmeden dili ağırlaştırmak;
2) Dilde cümle kurmada yanlışlığa yol verme, kelimeleri yerinde kullanamama, Azerbaycan dilinin gramer kurallarına ve normlarına uymama.
Bu eksikliklerin her ikisi de dil için ciddi bir tehlüke olarak kabul edilir, çünkü her ikisi de dilimizi genel halktan ayırır.
FADMM çalışanları özellikle TV, medya ve internet kaynaklarındaki eksikliklerle barışmırlar. Çünkü bu kurumlar toplumumuzla daha fazla temas halindedir. Eğer televizyon sunucuları ve medya temsilcileri işlerine profesyonelce yaklaşırsa, uygunsuz kullandıkları yabancı kelimelerin Azerbaycanca çevirilerini bulabilirler. Çünkü Azerbaycan dilinin kelime hazinesinin zenginliği, bilim ve teknoloji alanında yazılmış en karmaşık dilbilimsel eserlerin bile ana dilimize çevrilmesi için koşullar yaratmıştır. Azerbaycan dilinde tüm yabancı bilimsel, teknik, tıbbi ve diğer terimlerin karşılıklı varyantlarının varlığı da buna izin vermektedir.
FADMM ayrıca dilimizin çeşitli sorunları hakkında açık, geniş kapsamlı tartışmalar, politikalar ve analizler de aparır. Bu tartışmalarda, dil uzmanlar dil gelişiminin sorunlarından, sorunu çözmenin yollarından konuşur ve tavsiyeler verirler. FADMM, her uzmanın görüş, fikir ve tavsiyelerine duyarlıdır ve onlardan yararlanır.
Anadilimiz mükemmel bir gramer yapısına, zengin kelime dağarcığına ve anlatım araçlarına sahip olmasına rağmen, dilimizin bu özelliklerinin yeterince ve doğru kullanılmadığı durumlar olması teessüf doğurur. Edebi dilin normlarının ihlali, sözcük ve gramer kurallarına uyulmaması, günlük konuşmanın kullanılması, TV ve radyo kanallarında, kitle iletişim araçlarında, İnternet kaynaklarında, reklam medyasında yabancı kelime ve ifadelerin uygunsuz kullanımı ana dilimize saygısızlıktır.
Filolojik Araştırma ve Dil İzleme Merkezi'nin temel görevi, anadilimize yönelik bu saygısızlığı ve mevcut eksiklikleri bir an önce ortadan kaldırmaktır. Merkez personelinin bu çalışması övgüye değer.
FADMM'nin çalışmalarında takdir ettiğim özelliklerden biri de çalışmalarını gelişimsel, sağlıklı, objektif ve tarafsız bir şekilde, gerçeğe dayalı olarak yürütmesidir. Merkez çalışanları, yollarının zorluklarından korkmadan, cesaret ve kararlılıkla ilerleyerek görüş ve fikirlere zamanında yanıt verir.
Unutulmamalıdır ki, önde gelen dilbilimcilerimiz ve entelektüellerimiz, edebi dilimizin yabancı diller tarafından baskı altına alınması konularına, dilimizin reklamlarda, reklam panolarında, tüketici etiketlerinde, radyo ve televizyondaki konumuyla ilgili şikayetlere her zaman dokunmuşlar.
Akademisyen Ağamusa Ahundov, yıllar önce sokaklarda ve caddelerde yabancı dilde nesnelerin - dükkanların, restoranların ve kafelerin isimlerinin, yeni şirket ve işletmelerin isimlerinin yabancı dilde olduğunu, devlet gazetelerinin çoğunda ingilizce kelimeler çoğluğunu bildirmiş, bu hakda tedbirlerin görülmesinin vacipliyini vurğulamıştır.
Merhum akademisyen Tofig Hajiyev de röportajlarında edebi dilimizin tehrif yönlerinden bahsetmiştir. Pröf. Tofig Hajiyev, yabancı terimlerin anadilimiz ile değiştirilmesi, televizyon ve radyo programlarında edebi dilin normlarına aykırı ifadelerin geliştirilmesi, ticaret tesislerinin ve otellerin yabancı isimlerle isimlendirilmesi ve değiştirilmesine ilişkin konuşmalarıyla bir növ hayacan tebili çalırdı. "Bilmiyorum, neden halkımızda yabancılığa büyük ilgi var?" Bunu nasıl önleyebiliriz? Dilimizin saflığı için nasıl savaşabiliriz? - sorularını veren bilim adamı Tofik Hacıyev, "Bu, sadece devlet kurumlarının işi değil, halkın da bu işe katılması gerekiyor "- deyirdi.
Takdir edilendir ki, bugün dilimizin saflığı ile bağlı sorunların çözülmesi meselesi Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı İlham Aliyevin de dikkatindedir. 01 Kasım 2018 tarihli "Azerbaycan dilinin saflığını korumak ve devlet dilinin kullanımını daha da iyileştirmek için tedbirler hakkında" Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi, anadilimizin korunması ve geliştirilmesine gösterilen özen ve dikkatin açık bir örneğidir.
Kararname ile bağlantılı olarak Azerbaycan Ulusal Bilimler Akademisi Dilbilim Enstitüsünde bir program geliştirilmiş ve bir İzleme Dairesi kurulmuştur. Kararnameden kaynaklanan bir takım tedbirler alınmış ve alınmaktadır. Ancak, bu konuyu tamamen Azerbaycan Ulusal Bilimler Akademisi (AMEA) Dilbilim Enstitüsü'ne yüklemek yanlış bir fikirdir diye düşünüyorum. Prof. Tofig Hajiyev'in belirttiği gibi, anadilimize olan sevgi, onun saflığının korunması sadece bir kurumun değil, halkın, her vatandaşın manavi görevi olmalıdır.
Bu açıdan bakıldığında, tüm aydınlarımızın bu konuya bir çözüm bulmak için yeni kamu kuruluşları aracılığıyla bir grup gönüllü ile birlikte alternatif yollar aramaları gerekmektedir.
Bu anlamda FADMM'nin 1 yıl içinde yaptığı çalışmalar, onu ülkede ictimai fikrin devlet dilinin karşılaştığı sorunların helline yöneldilmesinde, demek olar, önemli bir entelektüel merkez haline getirmeyi başardı.
Dil oluşumunun bir dizi siyasi, ekonomik, kültürel ve tarihsel faktörden etkilendiği unutulmamalıdır. Bunlardan biri de ulusal ve uluslararası kültürlerin ilişkileridir. Son yıllarda kültürlerin yakınlaşması nedeniyle dünyada meydana gelen tüm sosyal değişimler dile de yansımaktadır. Bilim ve teknoloji alanında uluslar arası ilişkiler güçleniyor, entegrasyon her geçen gün genişliyor. Azerbaycan diline yabancı kelimelerin hızla girmesinin sebeplerinden biri de budur. Biznes xarakterli əcnəbi sözlər necə geniş vüsət alıbsa, reklam daşıyıcılarında yerli, milli sözləri Bakı küçələrindən az qala tamamilə sıxışdırıb çıxarmağa müvəffəq olmaqdadır. Aynı zamanda, genellikle edebi dilin normlarının ihlaliyle karşılaşıyoruz. Ne yazık ki, bu tür dil normlarının ihlallerine sadece sıradan vatandaşlar tarafından değil, entelektüeller, medya, TV sunucuları ve davetliler tarafından da rastlanmaktadır. Teessüf doğuran konulardan biri de budur ki, bazı medya ve TV kanallarında lehçelerin ve varvarizmlerin kullanımının neredeyse yaygın hale gelmesidir. Anadilimizin saflığının korunmasında olan sorunları aradan kaldırmak, olumsuz halları önlemek, bu tür durumlara göz yummadan mücadele etmekte görevli kamu kuruluşu FADMM'in çalışmalarına sorumlu bir yaklaşım sergilemesi takdire şayandır.
Onu da dikkata alak ki, bu sürecin tamamen engellenmesinin her şeyden önce toplumun çıkarlarına, sosyal tabakalara ve genel olarak ilgili kurumlara bağlı olduğu unutulmamalıdır. Bazı işadamlarının billboardlarda ana dilimiz yerine yabancı kelimeler kullanması, ticari çıkarlarını milli ve manevi çıkarlara tercih etmesi yolverilmezdir ve FADMM buna karşı bir cephe açmıştır.
Biri var uluslararası terimler, biri de var iş amaçlı yabancı kelimelerin zorla kullanılması, tesis ve işletmelerin isimlerinin yabancı dilde sokaklarda yazılması...
Azerbaycan'da reklamlardan tutmuş resmi belgelere, televizyona, medyaya ve internet kaynaklarına kadar dilimizin gelişiminde büyük sapmalar var. Bunları sabırla ortadan kaldırmak bir bütün olarak halkımızın, özellikle aydınların işidir.
Halkın ve gerçek aydınlarının desteğiyle FADMM'nin bu görevin üstesinden gelebileceğine inanıyoruz. Çünkü FADMM çalışanları, işini yarı yarıya bırakan, hedeflerine ulaşamayan insanlar değiller. Onların arkalarında, onları destekleyen ve dilimizin saflığı için savaşmaya teşvik eden büyük bir aydınlar ordusu var.
En büyük güçleri ise dilimizin saflığını korumak için Cumhurbaşkanımızın imzaladığı kanun ve kararnamelere güvenmeleridir. Bu kanunların uygulanmasına gelince, maalesef bu konuda bazı boşluklar var. Maalesef yasalara uymayan çok kişi var. Yasalara uymayan bu insanlara karşı, anadilimizin saflığı için ön saflarda mücadele eden FADMM çalışanlarına başarılar, yenilmez azim ve sağlam irade diliyorum.
Dil sevdalıları, 1 yaşınız kutlu olsun!
Aynure ELİYEVA
Azerbaycan Devlet Pedakoji Universitesinin Elmi-Tedkikat Merkezinin elmi işçisi ve öyretmeni
FACEBOOK YORUMLAR