BİR KİTABIN PEŞİ SIRA İZLENİMLER: "CÜMBEZİN KIZI „    

 BİR KİTABIN PEŞİ SIRA İZLENİMLER: "CÜMBEZİN KIZI „    
12 Haziran 2025 - 10:28

 

 

Anadolu’daki Köyümden Sohbetlerimiz -17 

 

 BİR KİTABIN PEŞİ SIRA İZLENİMLER:“CÜMBEZİN KIZI „            

                                                                          Mustafa KARA

                                                            

 

Türk Edebiyat dünyasında okunacak o kadar kaynak kitap var ki; her biri insanın hayat yolculuğunda yoldaşlık eder durur. Hepimizin hayat hikâyesi var. Fakat hepimizin belki de yarım kalmış hikâyeleri var. Hikâyemin tamamlanması için arayışlardayım. Bunlar spor, gezi, seyahat, tarih derken, okumanın bilgi hazinesi ile tamamlanmaya çalışmanın tam da merkezinde yer alıyor. Okunan kitapların dünyasına yazarın senaryosu eşliğinde bir yolculuğa başlıyoruz. Kitapta belirlenen konuların içeriği, kapsamı ise yolculuğu derken ve yollar arasından ilerlerken; yol ayrımına geliyoruz. Yol ayrımında seçtiğimiz tanımladığımız bütünleşen hikâyelerle özdeşleşiyoruz. Düşüncelerden sıyrılıp göğe yükselen ufuklara merdiven dayayınca dolu dolu heyecanın zirvesi oluveriyor. 

Okuduğumuz kitaplardan kıymetli yazar Ülkü Demiray’ın  “Cümbezin Kızı“ kitabıyla karşılaşmanın önemini hissediyorum. Hayatta her zaman her insanın her olayla sebepsiz karşılaşmadığını düşünüyorum. Bu kitapla da buluşmanın bir hikmeti vardır elbet. Okumaya başlarken satır aralarında neler var kimbilir diyen halimle heyecanlı anlar başlamıştır. 

Ülkü Demiray’ın MEB Arge biriminde Araştırma Stratejik Planlama ve Kalite Geliştirme (ASKE) “Analitik Okuma” planladığını ve yürüttüğünü öğreniyorum.  Ve ardından okumakta olduğum  “Cümbezin Kızı” adlı romanın ayrıca 2023 yılında Emine Işınsu Roman Ödüllerinde en iyi roman ödülünü hak kazanmış bir eser olduğu ekleniyor notlarıma. Hal böyle olunca pür dikkat, okul ödevi gibi okuma görevine başlıyorum. 

Kitap tarihimizde yaşanılan fakat unutulan, kaynaklarda yeteri kadar bulunamayan bir konuya değinmiş. İngiliz sömürge döneminde Araplara satılan yaklaşık dokuz bin Kıbrıslı Türk kızımızın boynu bükük hikâyesini anlatıyor. 

Dünya tarihinde hep zulümler olmuş, güçlüler güçsüzleri her zaman ezmişler. Hayatlarını, geleceklerini tarumar etmişlerdir. Genç kızların namusları düşmanın zorbalığıyla üzüntülü olaylara şahit olmuş. Tarihte milletler; evler, yurtlar, şehirler hatta ülkeleri terk etmişler. Tarihimizde zaman zaman bu tür olaylarla mağduriyet yaşasak da ardında kalan buruk hikâyeler, ağıtlar hep sözlü ve yazılı kaynaklarımızda mevcuttur. Türk’ün devlet anlayışında yine de el uzatan, merhamet eden, iyilikleri paylaşan, kötülükleri örten, affeden, bunlar için savaşan hükümdarlarımızın ve yöneticilerimizin hikâyeleri sayfalar dolusudur. 

Sahi tarihlere geçmeyen “Cümbezin Kızı“ gibi kaç zulüm daha var? Onların ne yaşadığını bilmediğimiz, tarihten öğrenemediğimiz kaç olayı bilmeden bu dünyadan göçüp gideceğiz. Diğer yandan evrensel değerleri savunan yabancı ülkelerin söyledikleri sözleriyle, devlet çıkarlarını kötü yönde elde etmek için başka ülkelere daha çok zulüm yapmalarıyla şahitlik ediyoruz. Bu sorunun yanı sıra, diğer taraftan hem ülkemizde yerli yazarlarımız hem de yabancı yazarlarımız edebiyat ve tarihin derinliklerine inerek evrensel değerleri de içine katarak çok önemli gerçekleri eserleriyle tüm halka sunmaktadırlar. 

Dili, dini, ırkı ne olursa olsun kitaba ulaşan her uyruktan insanın birbirinden habersiz olmasına rağmen, ortak evrensel değerlerle bütünleşmeyi ancak kitaplarla sağlıyorlar. Evrensel değerlerin tüm dünya içinde ve ötesinde sevgi, saygı, barış, merhamet, insanlık ve zulüme son, hatta “bu dünya tüm insanlara yeter „ ifadeleriyle güç buluyorlar. Bu güç dünyamızın güzelleşmesine, medeniyetlerin yukarıdaki belirrtiğim evrensel değerlerle bütünleşerek ormanların yeşili gibi güçlü, mavi okyanuslar gibi umut olmasına vesile oluyor. 

Zulümü anlatan bu kitaplardan sadece gözyaşları değil, umutsuzluk, çaresizlik ve hayattan mahrum olmak yok. Böyle dönemde Kıbrıs‘tan Türk kızları on beş yıldır Filistin’e gelin gidiyor. Gerçeklerimizle yüzleşirken, bir genç kızın hikâyesinde, duygu ve düşüncelere prangalar vurulamadığını, özgürce ifade edilen cümleleri okurken her hücremizde yaşıyoruz. 

Düşüncelere ve ruhlara vurulan özgürlüklerin tasvirleri var. “Kuşlarla kızlar av değil“ diyor Cümbezin Kızı. Hüküm, cümle ve satırlarla her insanın evrensel değerleriyle bütünleşen, düşmanına dahi dokunmayan can yakan cümleler bu. 

İşte bu yüzden yine hayat yolumuzda öznesi  “yol „ olan sözlerle birleşen cümleyle karşılaşıyoruz kitapta. “Yolu tarif edebilmenin mümkün olduğunu sanırız. Sokaklara, köylere şehirlere verdiğimiz isimlerden öte değildir tarifimiz. Yol tarifsizdir. Yolcunun yüreğindeki çentiklerdir.“ diye bahsetmektedir. Bu satırları tekrar düşünüyorum. Yüreğimizdeki çentikler bizi güçlendiriyor, yaralarımız kanadıkça güçleniyor, olgunlaşıyor hatta yeni tanımlamalara erişiyoruz.  

Nizam ve hüküm üzerine inşa edilmiş iki kelimeden bir çekileverecek olsa, mesela biri denize düşse tüm bahçeyi yıkacak olan bakış.“ Yazarın burada acılarından doğan büyüyüp gelişen nizam ve hükümler ufkumuzu daha da açıyor. Bakış deyip geçemiyorum. Nizam hüküm ve bakış üçgeninde saatlerce düşünüp kalıyorum.

Yazımı Yazar Ülkü Demiray’ın roman ödülü konuşmasındaki büyüleyici sanat ifadeleriyle son veriyorum.

“Edebiyatsız tarih eksik ve şüphesiz yarımdır. Tarih dönemin değirmeninde ezilen, eriyen, tükenen ve yükselen yada susturanların sesine yabancıdır. Edebiyatın keskin kulakları ve derinleri gören bakışları vardır.“ 

Hep de olacaktır. Kısacası Cümbezin Kızı kitabıyla tanışmanızı tavsiye ederim dostlar. İyi günler…
  [email protected]

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Günün Başlıkları