BİR İSTİKLAL BİLDİRGESİ İSTİKLAL MARŞIMIZ / Prof. Dr. Nurullah Çetin

BİR İSTİKLAL BİLDİRGESİ İSTİKLAL MARŞIMIZ / Prof. Dr. Nurullah Çetin
12 Mart 2020 - 08:09

BİR İSTİKLAL BİLDİRGESİ İSTİKLAL MARŞIMIZ

İstiklâl Marşımız, bütün Türk milletinin ortak mutabakat metnidir. Bizim kimlik belgemizdir. Bizi millet yapan temel bileşenlerimizden biridir. Marşımız, Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin üzerinde kurulduğu toprakların Millî Mücadele ve soylu bir direnişle tekrar vatan yapılmasının bir belgesidir, devlet ve vatanımızın tapusudur. Zira bu metin, Türk milletinin var olma yok olma mücadelesinin en kızıştığı bir dönemde, Türk’ün tarihe karşı direniş kararlılığının zirvede olduğu bir sırada üretilmiş Türk millî ruhunun ortak heyecanının, ortak iradesinin, ortak hassasiyetinin bir ürünüdür.

Türk milletinin tam bağımsız ve bağlantısız bir millet ve devlet olarak var olma iradesinin toplumsal bir sözleşme metni olan İstiklal Marşımız, Millî Mücadelemizi verdiğimizin en zor dönemecinde yazıldı. 1911’de Trablusgarb, 1912’de Balkan, 1914’te Birinci Dünya Paylaşım Savaşı’na girdik. Bütün bu savaşlardan yorgun düştük. Taş üstünde taş, omuz üstünde baş kalmadı.

30 Ekim 1918’de Mondros Mütarekesi sonucunda ülkemiz, fiilen İngiltere, Fransa, İtalya, Yunanistan, Amerika gibi emperyalist Batılı Haçlı orduları tarafından işgal edildi. Bütün şartların aleyhimize geliştiği bu vasatta son büyük Türk hakanı Mustafa Kemal Paşa çıktı, istiklal mücadelesine hazır ve teşne gördüğü soylu Türk milletinin önüne düştü, sıfırdan bir milleti Kuva-yı Milliye (Millî güçler) hâlinde örgütleyerek dünya tarihinin ender gördüğü büyük destansı bir mücadeleyi başlattı. “Ya istiklal ya ölüm!” ilkesiyle Türk’ün Haçlı emperyalist ordularına boyun eğmeyeceğini, tarihten silinemeyeceğini, asaletli Türk duruşunun ne olduğunu dünya âleme gösterdi.

Türk’ün millî ve dinî değerlerinin özgürleştirilmesi yürüyüşünün öncüsü olan Başbuğ Atatürk’ün kutsal millet mücadelesine Türk’ün asil ve korkusuz evlatlarından biri olan Mehmet Âkif de destek verdi. “Halkın bizim tarafımızdan aydınlatılmaya ihtiyacı varmış, kalkın gidiyoruz, burada durmak zamanı değil”, diyerek arkadaşlarını da alıp İstanbul’dan ayrılarak Anadolu mücadelesine fiilen katıldı. Anadolu’yu karış karış dolaşarak vaazlarıyla, konuşmalarıyla, yazılarıyla Türk’ü istiklaline sahip çıkması konusunda uyardı, Kuva-yı Milliye saflarında ölümüne savaşa davet etti.

İşte böylesine olumsuz bir zeminde, en zor şartlarda ve pek çok kişinin ümitsiz olduğu bir ortamda Mehmet Âkif çıktı ve milletini “korkma!” diye uyardı, ümit telkin etti ve zafere giden yolda yüreklendirdi. İstiklâl Marşımız, Türk milletinin sonsuza kadar hür ve bağımsız bir millet olarak yaşama iradesini terennüm ediyordu.

İstiklâl Marşımız, bizim hem millî hem de dinî değerlerimizi koruma, yaşatma ve geliştirerek devam ettirme azim ve kararlılığımızı yansıtır. İstiklâlimiz, vatanımız, hürriyetimiz, dinimiz, bayrağımız bizim millî değerlerimizdir. Millet olarak var olmamız ve tarihsel yolculuğumuz bu kutsallarımızın geliştirilerek korunmasına bağlıdır. İstiklâl Marşımız, işte bunun teminatıdır.

12 Mart 1921’de Türk’ün millî iradesinin temsil edildiği yer olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde çok büyük bir heyecanla ve mutabakatla kabul edilen İstiklâl Marşımız, o zamandan beri Türk’ün özgürlük bildirgesi olarak milletçe hep bir ağızdan okunmaktadır.

Bugün Türk milletinin topluca, hep bir ağızdan ve yüksek sesle okuduğu iki önemli metin vardır Birisi, dinî kimliğimizin simgesi olan, Itrî‘nin bestelediği ve bayram namazlarında okuduğumuz bayram tekbiri, diğeri de bütün resmî toplantılarda hep bir ağızdan okuduğumuz ve millî kimliğimizin vesikası olan İstiklâl Marşı’dır.

Dolayısıyla biz, hem Müslüman hem Türk’üz. Türk-İslam medeniyetinin çocukları olan Türk milleti, bu iki temel değerinden asla vazgeçmeyecektir. Biz, millet olarak tarihsel yolculuğumuzu Müslüman ve Türk kalarak devam ettirebiliriz. O yüzden Türk-İslam kimliğimize sıkı sıkı sarılarak sahip çıkmalıyız.

Dışarıdan Batı emperyalizmi (haricî bedhâh), içerden onların yerli işbirlikçileri (dahilî bedhâh) sürekli olarak bu iki temel değer kaynağımıza yani Müslümanlığımıza ve Türklüğümüze saldırmaktadırlar, yıpratmaya; hatta yok etmeye çalışmaktadırlar. Değişik çevrelerden bazı kişi ve gruplar, bu iki kaynağımızın ya birine ya da her ikisine birden karşı saldırı hâlindedir.

Bunlara karşı bütün bir Türk milleti olarak topyekün, tek bir millet heyecanı ile bu iki temel değer kaynağımıza sahip çıkmalıyız.

İstiklal Marşımız için beste yarışması açılmış ve besteye girecek mısraları belirleme komisyonu kurulmuştu. Atatürk, 1924’te bu toplantılardan birine katılır ve zabıtlara geçen şu konuşmasını yapar

 “Bu marş bizim inkılâbımızı anlatır. İnkılâbımızın ruhunu anlatır. Bunu ne unutmak ne de unutturmak lazımdır. İstiklâl Marşı’nda İstiklâl davamızı anlatması bakımından büyük bir manası olan mısralar vardır. Benim en beğendiğim yeri de burasıdır

Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;

Hakkıdır; Hakk’a tapan milletimin istiklal.”

Benim bu milletten asla unutmamasını istediğim mısralar işte bunlardır. Hürriyet ve istiklal aşkı bu milletin ruhudur. İstiklâl Marşı’nın bu pasajı asırlar boyunca söylenmeli ve bütün yâr ve ağyâr (dost düşman herkes) anlamalıdır ki Türk’ün her şeyi hatta en mahrem hisleri bile tehlikeye girebilir, fakat hürriyeti asla.. Bu pasajı her vakit tekrar ettirmek bunun için lazımdır. Bu demektir ki efendiler Türk’ün hürriyetine dokunulamaz.!”

 “İstiklal” Terimi Arapça bir kelime olup “kendi başına olmak, kimseye bağlı olmamak, müstakil, bağımsız olmak, kendi başına bağımsız fikir ve görüş sahibi olmak, kendi kendine iş görmek, başkasının emrine ve fikrine tabi olmamak demektir.

Bilâ-merci hâkim ve âmir olma, bilâ-rücû keyfî iş görme, başlı başına müstakil olma, murahhaslık, mutlaku’r-re’y, sahib-ihtiyarlık.

Terim olarak istiklal, 4 temel alanda şu anlamları kazanıyor

1.Siyasi istiklal Bir devletin idaresinde o devletin milletinin bağımsız siyasi iradesinin hâkim olması. Yani bağımsız bir devletin başka bir devletten, yabancı bir kişi ya da odaktan emir almaması, anayasasını ve kanunlarını kendi milletinin bağımsız iradesiyle yapması, kendi kendini bağımsız olarak idare etmesi demektir.

2.Ekonomik istiklal Bir milletin kendi vatanındaki bütün ekonomik kaynakların sadece o milletin tasarrufunda olması, yabancı devlet, şirket, kişi ve kurumların gasp etmemesi, yağmalamaması, talan etmemesidir ya da ekonomik kaynakların yabancıların eline geçmesine izin vermemektir.

3.Kültürel İstiklal Bir milletin kendine ait kültür ve medeniyetinin kendi içinde, vatanında ve devletinde varlığını, devamını, hayatiyetini koruması demektir. Millî kültürün yok olmaması, silinmemesi ya da başka kültürlerin baskısı altında ortadan kalkmaması demektir.

4.Askerî istiklal Bir milletin ve devletin kendisine ait bağımsız ordusu olması demektir.

Bu 4 temel anlam alanına göre İstiklal Marşımız, Türk milletinin siyasi, ekonomik, kültürel ve askerî istiklalini koruması gerektiğini ifade eden bir metindir. Zira Millî Mücadelemizi bu 4 temel alanda bağımsızlığımızı korumak için verdik.

İstikbalimizin güvende olmasını istiyorsak İstiklalimize ve onun Marşına sahip çıkmalı, okumalı, anlamalı ve güncel şartlarda yeniden anlamlandırmalıyız.

Prof. Dr. Nurullah Çetin

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum