BATTAL GAZİ DESTANI – BATTAL GAZİ'NİN KETAYÛN'LA MACERASI

BATTAL GAZİ DESTANI – BATTAL GAZİ'NİN KETAYÛN'LA MACERASI
19 Eylül 2024 - 10:12
BATTAL GAZİ DESTANI – BATTAL GAZİ’NİN KETAYÛN’LA MACERASI

Veli Metin TÜRKOĞLU – Araştırmacı Yazar


ÖZET

BATTAL GAZİ DESTANINDA BATTAL GAZİ’NİN KETAYÛN’LA MACERASI

   Battal Gazi Destanı’nın bölümleri arasında yer alan “Battal Gazi’nin Ketayun’la Macerası”nın anlatıldığı bölümde gerçekte var olan kişilere ve coğrafyalara rastlamaktayız.
   Destandaki anlatıma göre; Bizans kayserinin (İmparatorunun) kız kardeşi Ketayun, deniz içerisinde bir kalede yaşamaktadır. Destanda bu kalenin adı Kale-i Kevakip olarak geçmektedir. Osmanlıcada Kevakip; yıldızlar, evren, kozmos anlamına gelmektedir. Bizans kayseri V. Konstantinos’un kız kardeşinin adı Kozmo, karısının adı da Çiçek’tir. Çiçek’in adı da destanda geçmektedir. Destanda isimleri geçen bu kişilerin gerçek hayatta da var oldukları görülmektedir.

   Destanda; Ketayun’un yani Kozmo’nun yaşadığı deniz içerisindeki kalenin karşı sahilinde bir kale daha olduğundan bahsedilmektedir. Mersin’in Kızkalesi bölgesinde destanda anlatıldığı şekilde konumlanmış iki kale de mevcuttur. Ayrıca; destanda Battal Gazi’nin Erces dağındaki Cehennem çukuruna atıldığı bahsi geçmektedir. Kızkalesi’nin eski adının Görges olası ve bu bölgede Cehennem Çukuru adında bir obruğun bulunması, destanda anlatılan hikâyenin yaşandığı coğrafyanın gerçekte de var olduğunu göstermektedir.
  
   Destanda bahsi geçen kişilerin ve coğrafyanın gerçekte de var olması, destanda anlatılan hikâyenin de gerçekte yaşanmış olabileceğini düşündürmektedir.


BATTAL GAZİ DESTANI ve MERSİN

Battal Gazi’nin Ketayun’la macerası Mersin’de yaşanmış olabilir.

 




KONUNUN GEÇTİĞİ KİTABIN YAZARLARI

Prof. Dr. Necati Demir
Prof. Dr. Mehmet Dursun Erdem

 
   Günümüzde; Bizans Kayserinin kız kardeşi Ketayun’un yaşadığı kalenin ve Battal Gazi’nin atıldığı cehennem çukurunun nerede olduğu bilinmemektedir. Bu konuyu araştırdığımızda bu bölgenin Mersin ilinde yer alan Kızkalesi ve Cennet-Cehennem çukurları olma ihtimalini destekleyen çok sayıda veri karşımıza çıkmaktadır.


BATTAL GAZİ DESTANI KİTABININ 248 ve 249. SAYFASINDAKİ KALE-i KEVAKİP İLE İLGİLİ BÖLÜM:

   Adn-ı Babu, eşi Mehpeyruz’un ölümüne üzülen Battal Gazi’ye; “Ey âlemin sultanı hiç üzülme. Mehpeyruz’un bir kız kardeşi var. Adına Ketayun derler. Dünyada bir benzeri daha yoktur. Onu ikna edip size eş yapalım…  Kale-i Kevakip derler, deniz içindedir. Kayser sizin korkunuzdan Ketayun’u oraya iletip koydu. Bin kişi de bekçi koydu. Ketayun’u onlar beklerler” dedi.
     Seyit Hazret (Battal Gazi); “Ya Adn-ı Banu şimdi sen beni oraya iletir misin?” dedi… Hemen atlara binip yola çıktılar, deniz kenarına geldiler. Orada bir harap kale var idi. Atlarını orada bıraktılar. Bir kayık bulup bindiler ve denizdeki kaleye eriştiler… Ketayun’u kaçırıp Battal Gazi ile evliliğe ikna etmeye çalıştılar…

    İlgili metinde Ketayun’un, denizdeki bir kalede yaşadığı ve bu kaleye Kale-i Kevakip dendiği bahsi geçmektedir. Denizdeki bu kalenin haricinde bir de kıyıda kale olduğundan bahsedilmektedir. Tıpkı Mersin’in Erdemli ilçesinde bulunan Kızkalesi ve kıyıdaki Korykos Kalesi gibi… Mersin’de bulunan bu iki kale ve birbirlerine olan konumları, destandaki kaleler ve konumları ile uyuşmaktadır.




 

Ek bilgi / KIZ KALESİ EFSANESİ:
   Korykos kralı, bir çocuğunun olması için sürekli dua edermiş. Sonunda dileği kabul olmuş ve bir kızı olmuş. Kralın kızı büyüdükçe güzelleşmiş. Ününü duyan krallar, prensler onunla evlenmek istemiş.
   Bir gün Korykos kentine bir kâhin kral tarafından saraya davet edilmiş. Kâhin kralın kızını görünce birden irkilmiş. Kral kâhine ne olduğunu sorarak söylemeye zorlayınca, “Kızınızı bir yılan sokacak ve ölecek. Bu yazgıyı kimse bozamayacak ve engel olamayacaksınız” diye yanıtlamış.
   Kral bunun üzerine Korykos Kalesi’nin karşısında kıyıya yakın küçük adacığa bir kale yaptırmış. Yanına hizmetçiler vererek kızını bu kaleye kapatmış. Kızın canı bir gün üzümü çekince saraydan gönderilen sepet içinden bulunan bir yılan çıkarak onu sokmuş ve kız da kısa bir süre sonra ölmüş...

    Kızkalesi’nin efsanesi, İstanbul’daki “Kız Kulesi”nin efsanesiyle aynıdır. Belki de Kız Kulesi’nin efsanesinden esinlenilerek bu hikâye Mersin’deki “Kızkalesi”ne de yakıştırılmıştır.
    Battal Gazi’nin Ketayun’u kaçırdığı kalenin İstanbul’daki Kız Kulesi olduğu düşünülerek, destandaki bu hikâye de “Kız Kulesi Efsaneleri”ne eklenmiştir. Ancak; Kız Kulesine 1000 asker sığmayacağı için, Ketayun’un yaşadığı kalenin Mersin’deki Kızkalesi olma ihtimali daha yüksektir.

    Ketayun, Bizans Kayseri’nin (Bizans İmparatoru III. Leon’un) kızıdır.¹ III. Leon’un; Kosmo, İrini, Anna adında üç kızı ve Konstantinos adında bir oğlu vardır. III. Leon’un kızı Kosmo’nun adı Battal Gazi destanında Ketayun olarak geçmektedir.

   Ketayun’un yaşadığı deniz içerisinde inşa edilmiş olan kalenin ismi destanda “Kale-i Kevakip” olarak geçmektedir… “Kevakip” Osmanlıcada; yıldızlar, gezegenler evren/kozmos anlamına gelmektedir.² Dolayısıyla Kale-i Kevakip, KOSMO’NUN (yani Ketayun’un) KALESİ anlamına geliyor.

   Ayrıca; Ketayun’un (Kosmo’nun) babası III. Leon, İSAURA hanedanlığı soyundan gelmektedir… İsaura antik kenti, Toros Dağı’nda, günümüzde Zengibar Kalesi’nin bulunduğu bölgede kurulmuştur. Fakat hanedanlığın hükmettiği alanın nereye kadar yayıldığı bilinmemektedir. Mersin’in Erdemli ilçesinde yer alan “Kızkalesi”nin bu hanedanlığın sınırları içerisinde yer alıyor olması ihtimaller arasındadır.
 
   İsaura antik kentinin hanedanları zaman içerisinde Bizans İmparatoru olarak varlıklarını sürdürmüştür. III. Leon da bunlardan birisidir ve onun ölümünden sonra Bizans tahtına oğlu V. Konstantinos geçmiştir. Bu nedenle, V. Konstantinos Bizans Kayserliği yaparken kız kardeşi Kosmo da İsaura ve Kızkalesi bölgesini yönetmiş olabilir.
 

BATTAL GAZİ DESTANI KİTABININ 252. SAYFASINDAKİ TURUNÇ MEYVESİ İLE İLGİLİ BÖLÜM:

   Adn-ı Banu ve Bedrun dışarı çıktılar. Battal Gazi, Ketayun ile içerde kaldı. Ketayun yalnız kalınca eşyaları arasından bir Turunç çıkardı ve getirip Seyid’e (Battal Gazi’ye) verdi. “Her ne zaman acıkırsan veyahut susarsan bu mübareği burnuna tut” dedi… Turunca tılsım ile okunmuş idi. Seyid Battal alıp koklayınca aklı başından gitti ve bayıldı… Ketayun kaçtı… Daha sonra askerleriyle gelip Battal Gazi’yi esir aldı…

    İlgili metinde; Ketayun, kendisini kaçıran Battal Gazi’yi kandırarak “tılsımla okunmuş, büyülü bir turunç” koklattığı bahsi geçiyor… Turunç, Akdeniz bölgesinde yetişen (Turunçgillerden) bir ağaç türüdür. Turuncun efsanede geçmesi, olayların yaşandığı bölgenin Akdeniz sahili olma ihtimalini desteklemektedir.


BATTAL GAZİ DESTANI KİTABININ 255 ve 256. SAYFASINDAKİ CEHENNEM ÇUKURU ve ERCES DAĞI İLE İLGİLİ BÖLÜM:

   Turunç Battal Gazi’yi bayıltınca onu bağladılar. Götürüp Bizans Kayserine teslim ettiler. Kayser, Battal Gazi’nin boynunun vurulmasını emretti… Kayserin veziri Yemliha, kaysere hitaben; “Daha önce Battal Gazi’yi zehirlediler, ölmedi. Ateşe attılar ölmedi. Bu şimdi yine ölmez, tekrar karşımıza çıkar… Erces dağında bir çukur vardır. Adına cehennem çukuru derler. Battal’ı o çukura atalım… Atanın zamanında bunun gibi bir daha yeniden dirilmiş vardı. Çok kere öldürdüler, yine dirildi. Vardılar o kuyuya bıraktılar. Âlem onun fitnesinden kurtulmuş oldu… (Atanın zamanındaki dediği, muhtemelen Yunan mitolojisindeki konu olabilir.)
 

Ek bilgi / YUNAN MİTOLOJİSİ:
   Yunan Mitolojisine göre Zeus alevler kusan yüz başlı ejderhayı (Typhon’u) kavgada yendikten sonra onu Etna yanardağının altına sonsuza dek kapatmadan önce bir süre Cehennem çukurunda hapseder.
 

    İlgili metinde; Ketayun’un esir aldığı Battal Gazi’nin, Erces Dağı’nda bulunan ve adına “Cehennem Çukuru” denen bir çukura atıldığından bahsediliyor… Mersin’in Erdemli ilçesinde (Kızkalesi sahiline 5 km. mesafede),“Cennet–Cehennem Çukurları” olarak bilinen iki obruk vardır. “Cennet çukuru”, içerisine merdivenle inilebilen bir yerdir ancak, yaklaşık 110 metre derinliğe sahip olan “Cehennem Çukuru”nda bu imkân yoktur.



    Battal Gazi’nin atıldığı çukur, içinden çıkılması mümkün olmayan “Cehennem Çukuru” adı verilen obruk olmalıdır… Destanda bahsi geçen “Cehennem Çukuru”nun etrafında herhangi bir yerleşimden bahsedilmemektedir. Bu çukurun 18 km doğusunda bulunan Kanlı Divane ören yerinde bu çukurla aynı özelliğe sahip olan başka bir çukur daha vardır… Kanlı Divane’deki çukurun kenarında bir saray kalıntısı bulunduğu için, Battal Gazi Destanı’nda bahsi geçen çukurun Kanlı Divane’deki çukur olmadığı anlaşılmaktadır.



    Destandaki anlatıma göre Battal Gazinin atıldığı çukur “ERCES” dağındadır. Günümüzde Kızkalesi coğrafyasında Erces adında bir bölge bulunmamaktadır ancak, Korykos antik kentine Gorges de dendiği bilinmektedir. Herodot, bu kenti “Gorges” adında Kıbrıslı bir prensin kurduğunu yazar. Gorges adı, Battal Gazi destanında Erces olarak zikredilmiş olabilir.

BATTAL GAZİ DESTANI KİTABININ 258, 259 ve 260. SAYFALARINDAKİ ŞAHMERAN İLE İLGİLİ BÖLÜMLER:

   Battal Gazi, cehennem çukurunda yaşadıklarını şöyle anlatır; “Sonra gördüm ki bir ejderha çıkageldi. Arkasında bir küçük yılan vardı. Alaca başlıydı ve yeşil zümrüde benziyordu. Sağında ve solundaki yılanlar onu ortaya almışlar, geliyorlar… Yanıma gelip durdular. Ortalarındaki o yılan gelip izzetle ve ikramla bana selam verdi. “Hoş geldin Battal Gazi. Hiç üzülme… Daha nice acayip ve garip şeyler göreceksin… Benim adım Yemliha’dır. Lakabıma Şahmaran derler. Bu gördüklerin benim askerlerimdir.” dedi…
    Yılanlar gittikten sonra büyük bir ejderhanın çukurdan yukarı çıkıp bir süre sonra geri indiğini gördüm. Yedi kere indi, çıktı. Sekizinci seferinde sıçrayıp kuyruğuna yapıştım ve bu sayede çukurdan dışarı çıkarak kurtuldum…”

   İlgili metinde; Battal Gazi’nin “Cehennem Çukuru” içerisinde geçirdiği süreçte yaşadıkları anlatılmaktadır. Battal Gazi bu çukurun içerisinde Şahmeran ile karşılaşır… Şahmeran, Mersin’in Tarsus ilçesiyle ilişkilendirilen efsanevi bir varlıktır…

    Destanda Şahmeran’dan bahsedilmesi ve Şahmeran’ın Tarsus’ta yaşıyor olduğuna inanılan bir halk hikâyesinin olması, destanda bahsi geçen kişilerin ve coğrafyanın gerçekte de var olması, destanda anlatılan hikâyenin gerçekte de yaşanmış olabileceğini düşündürmektedir.
20 Eylül 2024
MERSİN ÜNİVERSİTESİ
İSASEC – IV. Uluslararası Eğitimde ve Kültürde Akademik Çalışmalar Sempozyumu
AMAMUR MESLEK YÜKSEKOKULU


KAYNAKLAR
  1. Ketayun’un kim olduğunu belirten kaynaklar
  • YASEMİN YAYLALI, Şahnâme’de Annelerin Yeri ve Önemi, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı / 58 - Haziran 2017, Sayfa /  67-86
  • YÂHAKKÎ, Muhammed Ca‘fer, Ferheng-i Esâtîr ve Dâstânvârehâ der Edebiyyât-i Fârsî, Tahran, 1386 hş.
  • FİRDEVSÎ, Şahnâme II (çev. Nimet Yıldırım), İstanbul, 2016.
  1. Kevakip kelimesinin anlamı
  • Kur’an-ı Kerim, Saffat suresi 6. ayet, (el kevakip: gezegen, sonsuzluk, yıldız, sonsuz tecelli)


 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum