Auguste Comte ve Pozitivizm

Comte’nin pozitivizmi, en nihayetinde bir ideolojik görüş niteliğine sahiptir. Ve onun idealizmi, dinin karşısında duran bir yapıdadır.

Auguste Comte ve Pozitivizm
25 Aralık 2020 - 11:11 - Güncelleme: 25 Aralık 2020 - 17:25

Comte’un pozitivizmi, mutlak anlamda metafiziğe karşı bir duruş sergiler. Ona göre bilim pozitivizmdir, pozitivizm bilimdir. Pozitivizm, bilinenden yani fenomenden yola çıkarak tüm olgular hakkında açıklama yapma ve gelecek hakkında yordamda bulunma hakkına sahip tek yöntemdir.

Pozitivizm, bilim ve felsefenin uğraş alanını olgular dünyası olan fenomenlerle sınırlar. Fenomenlerin ötesindeki gerçekliği veya varlıkların özünü aramayı boş ve yararsız bir uğraşı olarak görür. Bilim bilinen olguları ve bu olgular arasındaki ilişkiyi ele almalıdır. Numene dair sorgulamalar bilimin ve felsefenin özünü yitirmesine ve onları metafizik safsatalara dönüştürmesine neden olur.
 

Auguste Comte’un pozitivizmi teolojik ve felsefi spekülasyonlara karşı bir tutum sergiler. Pozitivizm, felsefi bir disiplin olarak ampirik temeller üzerine oturtulmuş ve objektif bir bakış açısına sahiptir. Bir yönüyle pozitivizm saf bir felsefi uğraşı olmaktan ziyade bir ideolojidir.

Comte’un göre, pozitivist felsefe ampirik bilimler olan doğa bilimlerinin deneysel yöntemlerini mükemmel bir model örneği olarak kendi bünyesine katmalıdır. Felsefi sorgulamaların alanı olgular dünyasına dayanan pozitif bilgilerdir. Pozitif bilgilerin ötesindeki bilgi arayışları bilim ve felsefenin uğraş alanı dışında olmalıdır. Deneysel araştırma yöntemleri kullanılarak bulunan felsefi sonuçlar kuramsallaştırılıp din, siyaset ve ahlak gibi alanlarda kullanılmalıdır.

Auguste Comte’un Üç Hal Yasası

Antik Yunan felsefecilerine göre tarih bir döngüsel düzen içerisindedir. Yani geçmiş ve geleceğin iç içe geçtiği ve ilerlemenin olmadığı spiral bir düzenek içindedir. Fakat Aydınlanma filozofları tarihin karanlıktan aydınlığa doğru bir çizgide ilerlediğini öne sürerler. Comte, Hegel’den başlayıp on dokuzuncu yüzyılda zirveye ulaşmış olan tarihsel süreç kavramını kabul etmiştir.

Comte’a göre pozitivizmi anlamanın ve onun özgün niteliklerini kavramanın tek yolu, bütünsel bir bakış açısıyla insan aklının tarihsel süreçte ne gibi bir gelişim gösterdiğine bakmakla mümkün olacaktır.

Comte’a göre insan aklı nasıl ki bebeklik çocukluk ve yetişkinlik dönemlerinde belirli bir gelişim gösteriyorsa, tarih boyunca da bir yasaya bağlı olarak gelişim göstermiştir. Bu üç dönemin herhangi bir döneminde kullanılan felsefi yöntemler diğer dönemlerle bir çelişki içindedir. Fakat yasaya göre, tarihin ilerlemesiyle birlikte bu yöntemlerde mutlak bir mükemmelliğe (pozitivist yönteme) evrilmiştir.

Comte’a göre kendi yaşadığı çağ pozitivist dönemin içine girildiği bir çağdır. İnsanlar bu çağa hem kendilerinin hem de bilgilerinin evrilmesiyle ulaşmıştır. Bu evrim, çatışmaların ve farklı felsefi yöntemlerin uygulandığı dönemlerin ardı ardına sıralanmasıyla gerçekleşmiş ve sonunda mükemmelliğe ulaşılmış bir evrimdir. Comte’a göre, her yeni dönem bir önceki dönemin yıkılmasıyla ve felsefi yöntemlerin terkedilmesiyle mümkün olmuştur. Fakat her dönemin varlığı bir önceki döneme bağlıdır. Çünkü insan zihninin evrimi gibi toplumsal evrimde de bir gelişme evresinin varlığı bir öncekinin var olmasına bağlıdır.

Auguste Comte ve Sosyoloji

Sosyolojinin kurucusu sayılan Comte için sosyoloji, bilimler hiyerarşisinin zirvesini teşkil edecek kadar mükemmel bir bilimdir. Sosyoloji sayesinde insanoğlu tarihsel süreçte geçirdiği üç hal yasasını görür.

Sosyoloji onun için en kapsamlı ve en somut bilimdir. Sosyoloji kendinden önce gelen tüm bilim ve bilgi türlerinden faydalansada kendine has yöntem ve konusu vardır.

Comte’a göre her bilim kendinden önce gelen bilimin bilgisini kullanır. Fakat onu daha kapsamlı hale getirir. Bilimler karmaşıklığına göre bir hiyerarşik düzene alındığında sosyoloji en zirvede olacaktır. Sosyoloji biyoloji biliminin ardından gelir. Biyoloji fizik ve kimya gibi bilimlerden farklıdır. Fizik ve kimya olguların bir yönüyle ilgilenir. İlgi alanları kısıtlıdır. Oysa biyoloji bütüncül bir bakış açısına sahiptir. Organik dünyayı incelerken kısıtlı olmayan bir araştırma alanına sahiptir. İşte sosyoloji de biyolojinin ardılı olarak bu bütüncül bakış açısını miras almıştır.

Comte, sosyolojiyi iki ana bölüme ayırmıştır; toplumsal statik ve toplumsal dinamik. Sosyoloji bir bütün olarak insanın geçirdiği evrelerin nedenlerini ve sonuçlarını ele alır. Toplumsal statik, toplum sistemindeki farklı bölümlerin(aile, din vb) birbirleriyle ilişkilerini ele alıp inceler. Bütün insan topluluklarının temel düzenlerini ele alır. Toplumsal dinamik ise insan topluluklarının birbiri ardına geçirdiği evreleri toplumsal yöntem olarak inceler.

ALINTI: https://www.felsefen.com/auguste-comte-kimdir/
www.felsefen.com - yazar: eflatun

 


FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Günün Başlıkları