Atif İSLAMZADE: NİZAMİ "LEYLA VE MECNUN" ESERİNİ YAZMAYA BİLİRDİ

Atif İSLAMZADE: NİZAMİ "LEYLA VE MECNUN" ESERİNİ YAZMAYA BİLİRDİ
26 Ocak 2021 - 17:55

Büyük Nizami’nin ( Nizami Gencevi) gerçekten kendi türklüyü ile nasıl gurur duyması ve Türk’e karşı yönelen olumsuz ilişkilere kalp ağrısı ile yaklaşımı “Leyla ve Mecnun” eserinde de açıkça tarif edilmiştir. Nizamiye “Leyla ve Mecnun” konusunda eser yazmasını sipariş veren fars kökenli I Ahsitan bu eserin Farsça yazılmasını, türk dilinde nazma çekilmemesini şart olarak ileri sürüyor:

Torki-sofəti vətaye ma nist,
Torkane soxən səzaye ma nist
Onkəz nesebe bolənd zayed,
Ura soxane bolənd bayed.

(Türkün sıfatı vefalı değildir,
Türkanə söz layık değildir.
O kesin nesebi çok yüksektir,
Ona yüksek söz gerek).

Türkün sıfatı vefalı olmaz,
Türk’ün didiği söz ali olmaz.
Her kim ki, nesebce yüksek olmuş,
Yüksek söz onunçün gerek olmuş.
(Kurgu ve filoloji tercüme bize mahsusdur.)
Böylelikle Şirvanşah Ahsitan, Türk yüzünün sadık olmadığını söyleyerek ünlü Sultan Mahmud ve Firdovsi ayaklanmasına işaret ediyor. Türk sultanı Sultan Mahmud Gaznevi’nin şerefine Şahnameyi yazan Ebü’l-Kāsım Firdevsî, bu eserinde Fars-Türk düşmanlığını ve Fars şovenizmini kışkırtmak için Türkler hakkında Farsça kurnaz ve aşağılayıcı ifadeler kullandı. Ebü’l-Kāsım Firdevsî’nin bu eserinde Farsça kurnaz ve Türklere yönelik aşağılayıcı ifadeleri, Fars-Türk düşmanlığı ve Fars şovenizmi Türk sultanının hümanizm karşıtı şairlere karşı olumsuz bir tutum sergilemesine neden olmuş, ancak bu kadar keskin bir memnuniyetsizlikten sonra bile Sultan Mahmud büyüklüğünü göstermiştir. Türk ismine yakışır şekilde, şairi şiirsel yeteneğine hatir ihanet ettiği halda ödüllendirdi, ancak Firdevsî ölümünden dolayı bu ödülü alacak kadar şanslı değildi. Vefatı sebebinden ödül ona nasip olmadı. Nizami’den “Leyla ve Mecnun” yazmasını isteyen Ahsitan, bu olaya işaret ederek sadece Türklere karşı geleneksel olumsuz Farsça tavrını açığa vuran özel bir mektup yolladı. Kendine göre bu hadiseye işaret etti. Bu nedenle, “Bir Türk ‘ ün yüzü sadık değildir” dedi.
Nizami bu olumsuz münasebetten ve kaba müracietden kendini çok kötü hissediyor, kendi ovqatının işte bu cümleleri okuduktan sonra olumsuz şekilde değişmesini yüksek senetkarlıkla tarif ederek bu eseri yazmak istemiyor. Sadece oğlu Muhammed’in ricasını dikkate alarak sonda kendini bilgeliğine uygun temkinle götürerek I Ahsitanın bu siparişinden vazgeçmiyor. Şair, bilge Nizami aynı zamanda bir Türk olarak I Ahsitanın fars kökenine dayanarak türklüyə karşı tarihi husumeti sürdürmesini kabul etmiyor, Sultan Mahmud Geznevi ve Ebulqasim Firdevsi arasında bulunan ünlü öykünün Türk milletine karşı bahane olarak kullanılmasına Nizami ahlakına uygun şekilde yumuşak tarzda itiraz ediyor.
Fars lisanında yazsa da Türk’ün savunmasına kalkan Nizami bu eserinde aslında türk olarak kendini ifade etmiştir.

Atif İSLAMZADE
Doç, Doktor, Azerbaycan Milli İlimler Akademisi, Folklor Enstitüsü
e-posta: [email protected]

KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi
kafkassam.com


FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum