Anadolu'yu Türk yapan millî ruhun ilk kıvılcımı

Türk kültürüne değerli eserler kazandırmayı sürdüren Yrd. Doç. Dr. Mehmet Yardımcı, "2021 Yunus Emre ve Türkçe Yılı" dolayısıyla kaleme aldığı "Yunus Emre / Yaşamı Sanatı ve Şiirlerinin Tahliliyle" adlı eserini okurlarıyla buluşturdu.

Anadolu'yu Türk yapan millî ruhun ilk kıvılcımı
13 Aralık 2021 - 11:21
Ahmet Yabuloğlu
Anadolu'yu Türk yapan millî ruhun ilk kıvılcımı

Yunus Emre'nin Türk milletinin gönlünde taht kurmuş gönül sultanlarının başında geldiğini vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Mehmet Yardımcı, çalışması hakkında şu değerlendirmeyi yapıyor:

Âşık edebiyatı ürünleri Halk edebiyatının en önemli kolunu oluşturur. Sazının teline vurup 'İnsan kısım kısım, yer damar damar' diyen âşık, her sanatçının kendine özgü bir dünyası olduğunu vurgulamıştır.

Biz de bu ilkeden hareketle ileride yayınlamayı düşündüğümüz Pir Sultan, Kul Himmet, Karacaoğlan, Dadaloğlu, Aşık Veysel gibi her biri belli çizginin önde âşıklarının iç dünyalarını irdelemeye çalışırken kültür tarihimizin en büyük mimarlarından gönüller sultanı Yunus Emre'yi başa aldık.

Anadolu'da tasavvufî düşüncenin halk kitleleri tarafından sevilip benimsenmesinde ve Türk tekke ve tasavvuf edebiyatının gelişmesinde en büyük pay sahibi Yûnus Emre'dir.

Samimi, içten, alçak gönüllü âşık yol gösterme ve halkı uyandırma becerisi ile ününü Anadolu sınırlarını aşırıp dünyaya yaymıştır.

Anadolu halkını millet yapan ruhun, kıvılcımı olan ve efsanevî hayatının dışında elimizde sağlam vesika ya da belge bulunmayan Yunus Emre, Türk edebiyatının zirve şahsiyetlerinden biri olup, kullandığı Türkçe, dünya görüşü, inancı ve düşüncesi ile Türk milletinin gönlünde taht kurmuştur. Bu nedenle Anadolu'nun çeşitli yerlerinde, halk Yunus'a sahip çıkmış ve buna bağlı olarak da Yunus adına 10'dan fazla yerde mezar oluşturmuştur.

Yunus Emre'nin hayatı hakkında somut bilgilerimiz çok azdır. Yalnız çeşitli kaynaklarda ve kimi şiirlerde yaşamına ışık tutacak kayıtlara rastlanmaktadır. Bunlardan en dikkat çekeni Beyazıt Devlet Kütüphanesi'ndeki bir mecmuada yer alan "Vefât-ı Yunus Emre, sene 720, müddet-i ömr 82" ifadesi olup buna göre, Milâdî 1239-40 ile 1320-21 yılları arasında yaşadığı ileri sürülmektedir.

Şiirlerinden anlaşıldığına göre Yunus Emre Arapça ve Farsça'yı iyi bilmekte, tefsir, hadis gibi dinî ve tasavvufi bilgilere hakim olduğu görülmektedir.

İslâm dininin özünde var olan insana değer verme, sevme, sevilme, iyilikten yana olma, Tanrı'nın yarattığı her şeye saygı duyma ve mutlu bir dünya yaratma gibi konuları, kendine özgü bir anlatımla şiirlerinde sergileyen Yunus daha çok İslâm düşünce sistemini içine alan vahdet-i vücut felsefesine geniş yer vermiş, insan olmanın en önemli unsurunun sevmek ve sevilmek olduğu üzerinde durmuştur.

Yunus Emre adı, her dönemde Türk kültür ve düşünce hayatında hoşgörü ve sevgiyi temsil eden bir ad olmuştur.

Yunus Emre'nin, düşünce tarzındaki hakim unsur uzlaştırıcılığı, doğruları dile getirişi ve âşıklıktaki ustalığı nedeniyle Türk Edebiyatının bütün tarzlarmı etkilemiş ve Dini Tasavvufi Halk Şiiri ve Aşık tarzı edebiyatının temsilcileri Yunus Emre'yi pir olarak kabul etmişlerdir.

Dora Yayıncılık Tel:(0224) 221 38 39
Yeniçağ gazetesi


FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum