Ağlayarak ayrıldığı İstanbul'a gülerek döndü - Muhiddin NALBANTOĞLU

Ağlayarak ayrıldığı İstanbul'a gülerek döndü - Muhiddin NALBANTOĞLU
01 Ekim 2020 - 15:09

16 Mayıs 1919 günü işgal altındaki İstanbul'dan Samsun'a hareket eden Mustafa Kemal Paşa o saatlerde yüreğini nelerin burktuğunu, gözlerini nelerin yaşarttığını Büyük Zafer'den sonra 1928'de İstanbul'a ilk gelişinde şu sözlerle anlatır:

"İki büyük cihanın mültekasında (birleştiği yerde) Türk vatanının ziyneti, Türk tarihinin serveti, Türk milletinin gözbebeği, eşsiz kahraman İstkanbul, bütün vatandaşların kalbinde olan bir şehirdir.

Bu şehir meş'um (uğursuz) hadiselerle muzdarip bulunduğu zamanlar, bütün vatandaşların kalplerinde kanayan yaralar açılmıştı. Kalbi  yaralı olanlardan biri de bendim. Bugün görüyorum ki, geçirdiğimiz karanlık gecelerin meşiminden (kaynağından) kalplerimizi mesar (sevinç) ile dolduran kutlu seherler doğdu.

Sekiz yıl evvel mustarip ve ağlayan İstanbul'dan yüreğim sızlayarak çıktım. Teşyi edenim (uğurlayanım) yoktu. Sekiz sene sonra kalbim müsterih olarak, gülen ve daha güzelleşen İstanbul'a geldim. Bütün İstanbulluların ruhuma heyecan veren sıcak ve muhabbetkar ağuşuyla (kucağı) karşılandım."

O dakikalarda bir istirahat anında İstanbul gazetelerinin kendisine güzel şiirler ve methiyelerle dolu nüshalarını gösterdiler. Bu methiyeler arasında kendisine "Gaziyi Cihanban" geldi (Cihanın kurucusu) cümlesi okunduğunda Paşa'nın yanındakilerden birisi "güzel" diyecek oldu. Gazi, daha sonra  bir fırsatını bulup onun kulağına eğilerek "şairin abarttığını" belirtip;

"Biz dünyayı kurmadık, viran yurdumuzu bina ediyoruz (yeniden kuruyoruz)" dedi.

16 mayıs 1919'da Milli Mücadeleyi başlatmak için Anadolu'ya hareket ettiği gün ardında bıraktığı İstanbul'un durumunu anlatan en iyi şiir Yahya Kemal'in imzasını taşıyordu:

Ölenler öldü, kalanlarla muzdarip kaldık,

Vatanda hor görülen bir cemaatiz artık.

Ölenler en sonu kurtuldular bu dağdağadan

Ve göz kapaklarının arkasında eski vatan

Bizim diyâr olarak kaldı tâ kıyamete dek.

Kalanlar ortada genç, ihtiyar, kadın, erkek

Harab olup yaşıyor tâliin azâbıyle;

Vatanda düşmanı seyretmek ıztırabiyle.

Vatanda korkulu rüya içindeyiz, gerçek.

Fakat bu çok sürmez, mutlaka şafak sökecek.

Ateş ve kanla boğar, bir gün ordumuz lekeyi,

Bu insanoğluna bir şeyn olan, mütarekeyi,

Bu halk o gün kavuşur annemiz güzel vatana

Çocuklarıyla nasıl sarmaşırsa yaslı ana

O sarmaşışla yaşar hür ve bahtiyâr ancak,

Bu gamlı günleri hiçbir zaman unutmayacak.

Evet; şairin dediği gibi Büyük Zafer'den sonra aradan yüz yıl geçti, Türk milleti o acı günleri hala unutmadı...

Kaynak Yeniçağ: Ağlayarak ayrıldığı İstanbul'a gülerek döndü - Muhiddin NALBANTOĞLU

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum