ABD Türkiye'nin önünden geri mi çekildi?

"Yeni Musavat" Medya Grubu siyaset uzamanı Elchin KHALIDBEYLI, Türkiye ile ABD arasında son dönemde yaşanan gerginliği değerlendirdi.

ABD Türkiye'nin önünden geri mi çekildi?
21 Ocak 2023 - 09:33 - Güncelleme: 21 Ocak 2023 - 09:42

Elchin KHALIDBEYLI,
Siyaset uzmanı,
"Yeni Musavat" Medya Grubu


 

Batılı uzmanların "Türkiye, ABD karşısında geri adım atmak ve Beyaz Saray'ın talimatlarını uygulamak zorunda kalacak" öngörüleri boşa çıkmak üzere... Avrupa için doğal gaz üssü oluşturma niyetini gizlemeyen Türkiye, çabalarını sürdürüyor. Ukrayna savaşında arabuluculuk misyonu ve NATO'nun genişlemesi Süreci kontrolünde tutan ve Güney Kafkasya, Hazar Denizi ve Orta Asya bölgelerine nüfuz edebilen Türkiye, artık siyasi iradenin yeni merkezi haline gelmiş ve Ermeni-Yunan diasporasını zayıflatmıştır. ortaklık...

Türkiye, uluslararası alanda siyasi ve diplomatik konumunu güçlendirmeye devam ediyor. Bu süreç aynı zamanda resmi Ankara'nın siyasi iradesinin uluslararası sorunların çözümünde geleneksel öncü dünya devletleriyle uyum sağlamasına da zemin hazırlıyor. Bazı önemli konularda bile Türkiye'nin siyasi iradesi ön plana çıkmış görünüyor.

Mesele şu ki, Türkiye, Ukrayna'daki savaşı çevreleyen durumda etkili manevralar yapma yeteneğini koruyabilen tek ülke olarak görülüyor. Diğer öncü ülkelerden bazıları Rusya ile, bazıları da Ukrayna ile "köprüleri yaktı". Bu nedenle Ukrayna savaşında kesin bir "taraf" statüsü almaya zorlandılar.
Türkiye hem Rusya hem de Ukrayna ile normal ilişkilerini sürdürdü. Üstelik hem Kremlin hem de resmi Kiev Türkiye'ye güvendiklerini, güvendiklerini ve güvendiklerini gizlemiyorlar. Resmi Ankara, böylesine partizan olmayan bir konum sayesinde Rusya ve Ukrayna ile müzakerelerde bulundu, "tahıl koridorunu" açmayı başardı ve dünyayı gıda krizinden kurtardı. Hatta son zamanlarda Türkiye, Rusya ile Ukrayna arasındaki esir mübadelesi sürecini hayata geçirmeyi başardı.
Elbette başta Fransa olmak üzere dünyanın bazı etkili ülkeleri, Türkiye'nin bu başarılarını ve uluslararası alanda nüfuzunun artmasını açıkça kıskanıyorlar. Çünkü Türkiye'nin yeni dünya düzeninde ana jeopolitik oyunculardan biri olma ihtimali bazı ülkelerde endişeyle karşılanıyor. Dolayısıyla resmi Ankara'nın siyasi-diplomatik manevra imkanlarını her türlü imkanla sınırlamaya çalışıyorlar.
452eefa4-220d-42dc-a7b5-7624cb6245f9.jpg (252 KB)
Ancak Türkiye şimdilik tavizsiz ve ilkeli bir dış politika rotasında ısrar ediyor. Resmi Ankara, NATO genişleme sürecini bile neredeyse tek başına kontrolü altına almış görünüyor. Çünkü Rusya'nın kuzey sınırlarında yer alan iki ülkenin - İsveç ve Finlandiya - NATO üyeliği artık doğrudan Türkiye'nin kararına bağlı.
Resmi Ankara'nın bu iki ülkeye NATO'nun "kapılarını" açmakta hiç acelesi olmadığını da belirtmek gerekir. Çünkü hem İsveç hem de Finlandiya, bu ülkelerde faaliyet gösteren teröristlerin teslimi konusunda Türkiye'ye karşı yükümlülüklerini henüz yerine getirmemiştir. Ayrıca terör örgütü PKK/YPG'nin İsveç'teki temsilcilerinin Türkiye'ye hakaret etmesi resmi Ankara'yı ciddi şekilde kızdırdı. Türk yetkililer ise İsveç ve Finlandiya'nın yakın gelecekte NATO üyeliğini kabul etmeyeceklerini vurguladılar.
Aslında Türkiye'nin kararlı duruşu Ankara'nın uluslararası rakiplerini zor durumda bırakıyor. Onları Türkiye'nin çıkarlarını ve konumunu hesaba katmak zorunda bırakıyor. Ortağı olmayan dünya jandarması statüsünde olduğunu iddia eden ABD bile son dönemde Türkiye ile anlaşmanın yollarını aramaya başladı. Ancak yakın NATO müttefiki olan bu iki ülke arasındaki ilişkiler, ABD'nin Türkiye'ye F-35 savaş uçağı satmayı reddetmesi üzerine soğudu. Buna cevaben Ankara'nın Rusya'dan "S-400" füze sistemleri satın alması ABD-Türkiye çatışmasını derinleştirdi.
Son bilgilere göre, Beyaz Saray geçtiğimiz günlerde Türkiye ile ilişkileri normalleştirme kararı aldı. ABD'nin şu anda birçok uluslararası sorunun çözümünde Türkiye'nin desteğine ihtiyacı var. Dolayısıyla Biden yönetimi, Ankara'nın ABD'den yeni F-16 savaş uçağı satın alma talebine olumlu yanıt verme niyetinde olduğunu hiç gizlemiyor. Ayrıca Türkiye'nin F-35 savaş uçaklarına olan ilgisini tatmin etmenin yollarını arıyor.
erdo-nato-1.jpg (652 KB) 
Mesele şu ki, Biden yönetiminin aksine ABD Kongresi'ndeki Türkiye muhalifleri iki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşmesiyle hiç ilgilenmiyor. Ermeni ve Rum diasporalarından daha çok etkilenen bazı kongre üyeleri, son yıllarda Türkiye ile askeri ticaretin engellenmesinde özel bir rol oynadılar. Ancak Beyaz Saray'ın ısrarı ve baskısı, ABD Kongresi'nin Türkiye ile askeri ticareti engelleyen bazı kanunları iptal etmesine yol açtı.
Beyaz Saray'ın son dönemde Türkiye'nin politikasını yeniden gözden geçirmek ve resmi Ankara karşıtı söylemini değiştirmek zorunda kaldığı anlaşılıyor. Bazı varsayımlara göre, ABD'nin Türkiye ile stratejik bir ortaklığa şimdi her zamankinden daha fazla ihtiyacı var. Beyaz Saray yetkilisi, Ankara'nın güçlenen konumundan ABD'nin çıkarları doğrultusunda yararlanabileceğinden umutlu.
Beyaz Saray yönetiminin ABD Kongresi'ni Türkiye ile ilgili olarak daha yumuşak bir pozisyona yönlendirmeye başlaması ilginçtir. Bu nedenle ABD Kongresi, Türkiye-ABD ilişkilerinin geleceğine ilişkin son raporun metninde oldukça ciddi değişiklikler yapmak zorunda kaldı. Belge metninden iki ülke ilişkilerini olumsuz etkileyebilecek değerlendirmeler çıkarıldı.
Son bilgilere göre, raporun yeni metninde artık Ankara'ya yönelik sözler ve iki ülke arasındaki çelişkileri hatırlatan noktalar yer almıyor. Belgenin ilk metnindeki "Türkiye'nin NATO üyesi olduğu 1952'den sonra Ankara'nın resmi dış politikasında Batı'ya yaklaşma eğilimleri çok zayıftı" cümlesi ve Başkan Joe Biden'ın hakkında söyledikleri sözde "Ermeni soykırımı" gereksiz görüldü. Aynı zamanda Türkiye'nin Rusya'dan "S-400" füze kompleksleri satın alması, demokrasi devleti, insan hakları ve hukukun üstünlüğüne ayrılmış bölümler de reddedildi.
23abcd0c-f487-4fee-8fff-8fe2f234f364.jpg (100 KB)
Raporda tüm bunların yerine "Türkiye'de yapılacak bir sonraki seçimlerin sonuçlarının resmi Ankara'nın dış politikası üzerinde zayıf bir etkisi olacaktır" cümlesi eklendi. Aynı zamanda belgenin yeni versiyonunda Türkiye'nin NATO için önemi, Ukrayna savaşı bağlamında Avrupa'nın güvenliği konusunda resmi Ankara'nın oynadığı önemli rol özellikle vurgulandı. Bu da Beyaz Saray'ın Erdoğan'ın Türkiye'deki iktidarını değiştirme yönündeki son çağrılarından tamamen geri adım attığı anlamına geliyor.
Öte yandan ABD, Türkiye'nin önemini vurgulamayı hem NATO'nun hem de Avrupa'nın güvenliği açısından önemli görüyordu. Beyaz Saray bu adımla Ankara'nın ABD'ye karşı sert ve ilkeli duruşunu yumuşatmaya çalışıyor. Çünkü Amerika Birleşik Devletleri ve Türkiye'nin pozisyonları birçok önemli uluslararası meselede keskin bir çelişki içindedir. Özellikle, Türkiye'nin Rusya ile yaptırımsız ortaklığı, ABD'nin Kremlin'e baskı yapma planlarını boşa çıkarıyor. Hatta süreçlerin bundan sonraki gelişim yönleri Türkiye'yi bu konuda tek siyasi irade merkezi haline getirebilir.
Bütün bunlar gösteriyor ki, Batılı uzmanların "Türkiye, ABD karşısında geri adım atmak ve Beyaz Saray'ın talimatlarını uygulamak zorunda kalacak" öngörüleri boşa çıkmak üzere. Çünkü artık ABD'nin resmi Ankara Beyaz Saray'ı önünde değil, Türkiye önünde geri çekilmek zorunda kaldığı görülüyor.
Avrupa için doğal gaz üssü oluşturma niyetini gizlemeyen, Ukrayna savaşında arabuluculuk misyonunu sürdüren, NATO genişleme sürecini kontrol eden ve Güney Kafkasya, Hazar ve Orta Asya bölgelerine nüfuz edebilen Türkiye artık siyasi iradenin yeni merkezi statüsünü kazanmaya başlamıştır. Tüm bunlara ek olarak, yeni askeri teknolojiler edindi, kendi enerji kaynaklarını elde etti vb. Türkiye'nin nasıl büyük bir güç haline gelmek üzere olduğunu da tahmin etmek zor değil. Ve bu nedenle Beyaz Saray'ın resmi Ankara ile çelişkileri sadece ABD'nin değil Türkiye'nin çıkarlarına da ezici bir darbe indirebilir.
Azerbaycanda yayın yapan Musavat gazetesinden alınmıştır. https://www.musavat.com/news/erdogan-baydeni-meglub-edir-abs-turkiye-qarsisinda-niye-geri-cekildi_950277.html

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Günün Başlıkları