Seyhan Çağlar EMEN

Seyhan Çağlar EMEN

[email protected]

ATATÜRK’ÜN CENAZE NAMAZI NEREDE VE NASIL KILINDI?

09 Kasım 2016 - 16:55 - Güncelleme: 09 Kasım 2016 - 17:07

                         ATATÜRK’ÜN CENAZE NAMAZI NEREDE VE NASIL KILINDI?

       İstiklal Harbimizin Başkomutanı, cumhuriyetimizin kurucusu ve ilk  Reis-i Cumhurumuz   Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK  10 Kasım 1938 günü vefat edince cenaze işlemlerinin yürütülmesi için İstiklal Harbinin Galip Hocası Mahmut Celal BAYAR, hükümet tarafından  görevlendirilerek İstanbul’a  gönderilir. Gerisini Celal BAYAR’ın hatıralarından okuyalım:

       “ Atatürk’ün naaşını getirmek için Ankara’dan İstanbul’a gittim. Cenazesi mumyalanmış, büyük bir tabuta konulmuş, üstü bayrakla örtülmüştü. Cenaze namazını tabii olarak İstanbul’da kıldıracaktık. Fakat Ankara Hükümetinden bir telefon geldi “ Atatürk’ün cenaze namazının kılınmasını, yeni Cumhurbaşkanı ve Kabine Üyeleri, laikliğe aykırı görüyorlardı. Bu bakımdan cenaze namazının kılınmasını katiyen istemiyorlardı.” Ankara’nın bu tavrı, törende vazife alan paşaları çok öfkelendirdi ve bana: “ Eğer Atatürk’ün cenaze namazı kılınmayacaksa, bizler vazifemizden derhal istifa ediyoruz.” Dediler. Öfkeli paşaların başında Orgeneral Fahrettin ALTAY da vardı. Vaziyet çok vahim bir hal alıyordu. Durumu derhal Ankara’ya bildirdim. Bu defa Ankara:

       “Cenaze namazının mutlaka camide kılınması mı gerekiyor?” diye sordu. “ Hayır, gerekmiyor.” diye cevap verdim. O zaman Ankara’dan yeni bir talimat geldi: “ Öyleyse cenaze namazını, Dolmabahçe Sarayında, Laik Devlet yapımıza zarar vermeyecek bir şekilde, çok mütevazi ölçüler içinde kıldırabilirsiniz.” Cenaze namazı, Vakıflar İdaresinden görevlendirilen kişinin de katılımıyla Dolmabahçe Sarayında 25-30 kişinin katılımıyla kılındı, fotoğraf çektirilmedi, eğer İstanbul’da camide kıldırılsa idi en az yüz bin, iki yüz bin kişi saf tutardı. Görüldüğü gibi pozitivist düşünceli siyasilerimizin yanlış laiklik anlayışı yüzünden Atatürk’ün cenaze namazı, bir avuç insan tarafından kılınmış. Bu çok yanlış bir değerlendirmedir. Bana göre Atatürk’ün cenaze namazı sadece İstanbul’da değil bütün Türkiye’de kılınmalıydı.  Bütün şehirlerimizde ve ilçelerimizde, milletimiz Atatürk’ün cenaze namazını, O’nun gıyabında tekbir alarak el bağlayarak kılmalıydı. Bize, bugünkü Türkiye’yi kazandıran Gazi’ye bir cenaze namazını bile çok gördüler.”

       Atatürk’ten  sonra  seçilen  ve vefat  eden tüm Cumhurbaşkanlarımızın cenaze namazları milletimizin yoğun katılımı ile Camide kılınmıştır, cenaze namazı kılmakla laiklik elden gitmemiştir,  devletimiz güçlüdür, laiklik dinsizlik demek değildir. Laik geçinenler, her dini söylem ve inançlara karşı çıkıyorlar, laikliği yanlış gösteriyorlar, laiklik ile dinsizliği karıştırıyorlar, hem laikliği savunacağız hem de inançlarımızı yaşayacağız ve gereğini yerine getireceğiz. Her 10 Kasım günü saat 09.05’te saygı duruşumuzun ardından Atatürk’ün ruhuna milyonlarca vatandaşımız tarafından birer Fatiha okunması, o gün akşam ruhuna mevlit okutulması laik devlet anlayışımıza asla zarar vermeyecektir. Batıdaki laik ülkelerin vatandaşları ve devlet adamları kiliselerde serbestçe ibadet ederlerken laiklik elden gitmiyor da  aynı laiklik ilkesi bizde niçin Cumhuriyet rejimini yok etsin, anlamak mümkün değildir. Her mevlitten sonra okunan duada Atatürk ve arkadaşlarının ruhuna Fatiha gönderiyoruz, ne laiklik elden gidiyor, ne de laik devlet yıkılıyor. Atatürk, Müslüman bir Türk ailesinin evladıdır ve İslam inançlarına ve Türk töresine göre büyütülmüş ve yetiştirilmiştir.  Bugün vatanımızda inançlarımızı yaşayabiliyorsak bunu Atatürk ve O’nun silah arkadaşlarına, kazandığımız bağımsızlığımıza borçluyuz.   

Seyhgan Çağlar EMEN