Önder GÜZELARSLAN

Önder GÜZELARSLAN

[email protected]

GENÇLİĞİN ROL MODELLERİ

06 Mart 2020 - 19:36 - Güncelleme: 08 Mart 2020 - 22:55

GENÇLİĞİN ROL MODELLERİ

İnsanlar hayatlarını devam ettirdiği süre içerinde kendilerine model olarak seçtikleri şahsiyetler her zaman olmuştur. Bu, kimi zaman tarihteki bir kahraman ya da tarihe damgasını vurmuş olan bir bilim adamı veya devlet yöneticisi olmuştur.

Hayatın akışı içerisinde kendine bir rol model çizmek en tabii bir durumdur.

Çocukluk yıllarımıza dönüp baktığımızda hayatımızı etkileyen bir dünya sanal kahramanlar vardı. Bugünde aslında bunlar yok sayılmaz. İşin aslına bakacak olursak bu sanal kahramanlar hadisesi bir projenin parçasıdır. Zira insanları sanal kahramanlar ile yönetmek çok daha kolay. Onların sağlıklı düşünmemeleri için, kendi ürettiğin kahramana özenti içerisinde olmalarını sağlamak ve onun gibi olabilmeleri için bütün bir ömürlerini feda etmeye onları yönlendirmek. Bu da bu sanal kahramanları üretenlerin arzuladığı bir durum.

Bizim çocukluğumuzda televizyonlar yeni yeni yaygınlaşıyordu. 1980 lere kadar sadece devlet televizyonu olan TRT vardı. 80 lerden sonsa ise özel televizyon kanaları gündeme geldi. TRT nin varlığı döneminde Amerika’nın kahraman kovboyu Red Kit hayallerimizi süslerdi. Aynı süreçte bir Süpermen vardı. Özel televizyon kanalları ile birlikte bu kahramanların sayısı hızla arttı. Himenler başta olmak üzere. Ninjalar, Barbie bebekler, Rapunzenler vb. çocukları etkileyici bir çok sanal kahramanlar türetildi.

Bu sanal kahramanlar ile bir taraftan televizyon sektörü için bir pazar oluşturulur iken, diğer taraftan minik izleyicileri etkilemek ve onların gelecekte hayatlarında iz bırakmaya çalışmak hedefleniyor. Bu kahramanları izleyerek büyüyen çocukların beyinlerinde yapılmak istenen tahribatı gerçekleştirmek, bunları piyasaya süren hakim gücün hedeflediği önemli bir noktadır. Bu çalışmayı da bilinçli bir şekilde yürütmektedirler.

Çocuk büyümeye ve gençliğe doğru adım atmaya başladığında sanal kahramanlar peşini bırakmıyor. Gerçek hayattan uzak bu durum hem psikolojik bir tahribata sebebiyet oluşturur iken hem de eğitim sürecinde bir rol model önlerine koyulamamasının eksikliğini, hayatının ilerleyen safhalarında daha net bir şekilde hissetmelerine sebep oluyor.

Bundan dolayıdır ki, çocukluk yıllarından başlayarak gençlerimize rol model olabilecek, değerlerimiz ile de barışık bir çok kahramanımızın onlara tanıtılması gerekir. Derin tarihimize baktığımızda Orta Asya’dan bugüne, hem kız çocuklarımız hem de erkek çocuklar  için rol model olacak bir çok  kahramanımız mevcuttur.

Bunun yanı sıra yine Türklerin İslam’ı kabul etmesiyle, Türk-İslam dünyası içinde bir çok bilim, ilim adamı yetiştirmişiz. Burada isimlerini saymaya kalksak saymakla bitiremeyiz.

Bu değerlerimiz bizim için sanal kahramanlardan daha üstündür. Zira bu kahramanlar veya rol model alınacak şahsiyetlerin hepsi gerçek hayatta yaşamış, yaşadığı döneme iz bırakmış kişilerdir. Bugün bizlere düşen en büyük vazife geleceğimizi emanet edeceğimiz neslimize kendi değerlerimizin yetiştirdiği şahsiyetleri doğru bir şekilde tanıtmak, onlara rol model olabilecek şahsiyetlerin hayat hikayeleri ile onları buluşturmalıyız. Bunun için Belediyelere, Kültür Bakanlığına, TRT’ye, sivil tolum kuruluşlarına çok büyük vazife düşmektedir.

Özellikle bu konuda yerel yönetimlere çok iş düşüyor. Yerel yönetimlerin tek işi, şehirleri asfaltlamak, çöpleri toplamak, kaldırım vb. işleri yapmak olmamalıdır. Bugün kültürel belediyecilik adı altında bazı tiyatro, sinema, konser veya festivaller yapılıyor. Lakin bunlar bizi hedeflediğimiz yola götürmüyor. Neredeyse toplumun büyük çoğunluğu, doğru nesil yetiştiremememizin ızdırabını dile getiriyor.

Gençlerin ve çocukların hayallerini süsleyen, onları yanlış şekilde yönlendiren sanal kahramanlar dan onları uzaklaştırmalıyız. Bunu yapar iken onları alternatifsiz bırakmamak gerekiyor. Gençlerin kendi değerlerimize sahip çıkmalarını sağlamalıyız.

Kendi değer yargılarımızı taşıyan ve yaşadıkları dönemlerde tarihe iz bırakmış şahsiyetleri gençliğe ve çocuklara rol model olabilecek şekilde tanıtacak çalışmalara imza atabilir isek doğru ve istediğimiz neticeleri elde edebiliriz. Bu anlamda bu değerlerimiz, bu kahramanlarımız çizgi kahramanlar şeklinde kitaplaştırılabilir isek daha çocuk yaşlarda kendi pedogojik formasyonlarına uygun kitaplar ile zevkle okuyacakları ve okudukça da ibret alıp kendilerine rol model olarak seçebilecekleri karakterler oluşturmuş oluruz. Diğer yandan yaş seviyesine göre çocuklarımızın hepsi, değerlerimizi yaşatan, milli kahramanlarımızı anlatan kitapları ne kadar çok okumaları sağlanır ise o çocuklar kendi değerlerine daha çok bağlı halde yetişmiş olurlar.

Ayrıca TRT bu çizgi kahramanlardan yola çıkarak çocuklar için beyin dağarcığını etkileyecek tarzda onlarda heyecan oluşturacak bir yapıt olarak bunları çizgi film haline getirebilse, işte o zaman sanal kahramanlar yerine gerçek kahramanların hikayeleri ile büyümüş olurlar.

Eğer kendi değerlerimizi korumak ve onarlı gelecek nesillere aktarmak istiyorsak daha fazla doğru kültürel çalışmalara imza atmalıyız. Aksi takdirde bu gençlik, bu çocuklar nereye gidiyor diye daha çok hayıflanmaya devam ederiz.

Önder GÜZELARSLAN