Önder GÜRCAN

Önder GÜRCAN

[email protected]

ONBİN YILLIK DÜNYA

08 Şubat 2020 - 11:16

ONBİN YILLIK DÜNYA

Önder Gürcan
[email protected]

Dünya gezegeni, onbinyıllık kadim tarihinde çok zorlu dönemleri atlatarak sonunda olağanüstü bir kültürel zenginliğe, bilimsel gelişmişliğe ve yüksek teknolojiye ulaşmıştır.
Dünya kamuoyu; büyük savaşların ardından, 1945 ‘ te Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nın (BM)  kurulması, 1948’ de İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin yayımlanması, 1957 ‘de Avrupa Birliği temellerinin atılması, 1991’de Soğuk Savaş’ın sona erdirilmesi ve küreselleşme akımının yaygınlaşmaya başlamasından sonra “savaş”ın, insanlık dışı bir olgu olduğu  bilincine varmıştır.Böylece uluslararası platformda ilk defa diplomatik postmodernizm,  insan ve evrensel değerler çerçevesinde küresel eksende uzlaşma fırsatı doğmuştur.
Bu önemli  gelişmelerin yeni dünya savaşlarını bir ölçüde engellediği söylenebilir.
Bununla birlikte, son yıllarda, büyük fotoğrafta meydana gelen olaylara bakılacak olursa; insani ve evrensel değerlerin yeterince  anlamlandırılamadığı, kavramlandırılamadığı, tanımlandırılamadığı,  kurumsallaştırılamadığı ve günlük hayata geçirilemediği; sonuçta, 17. ve 18. yüzyıllarda başlayan “Aydınlanma Çağı”nın sürecini  henüz tamamlayamadığı anlaşılmaktadır.
*
Bilindiği gibi : Günümüzün çok kutuplu dünya düzeninde, ülkelerin; küreselleşme olgusuna karşın,  farklı tarihsel alt yapı, coğrafi konum, ekonomik potansiyel, kültür birikimi ve gelişmişlik düzeyinden gelen çeşitli yönetim biçimlerine sahip olduğu görülmektedir.
Buna göre, süper güç olarak adlandırılan ülkelerin kısa, orta ve uzun vadeli stratejik  planları; diğer ülkelerin de denge, iç ve dış politika aksiyonları uygulamaya konulmaktadır.
Bu bağlamda; uluslararası basın bültenlerinde de belirtildiği üzere, geçmişte yaşanan büyük savaşların yerini; bu defa ekonomik rekabet,  önlenemeyen hırs, bölgesel iç savaşlar, aşırı silahlanma, terör, yerleşim yerleri, çevre ve doğa tahribatı, göçler ve mülteci akınlarıyla birlikte toplumsal ve siyasal karmaşanın  almış olduğu görülmektedir.
Son yıllarda da, bazı dünya ülkelerinin, sanki yeni bir soğuk savaşın eşiğinde, Doğu Bloku ve Batı Blokuna ayrıldığı; bu yetmiyormuş gibi çok daha düşündürücü olan uzay savaşlarının dile getirildiği bildirilmektedir.
Söz konusu olumsuz gelişmeler; çoğu dünya toplumlarında dramatik ve trajik yıkımlara yol açmakta, insanlığı derinden etkilemekte, ülkeler arasındaki birlik ve beraberliği sarsmaktadır.
Oysa tarih boyunca insanlık, kıtlık ve hastalıkların yanı sıra bölgesel ve büyük savaşlardan çok çekmiştir.
Böyle bir durumda karşısında; insani ve evrensel değerlerin  yaygınlaştırılmasına duyulan ihtiyaç  giderek artmaktadır.
*
Antik Çağ’dan bu yana bilge insanlar;  çok boyutlu dünya sorunlarının nedenleri ve sonuçları ile yaşanan sorunların çözüm yolları  üzerine kafa yormuşlar ve   özgün fikirler yürütmüşlerdir.
Bugün uluslararası basında da  bu konuda çeşitli  kitaplar, makaleler, araştırmalar, haberler ve yorumlar yayımlanmaktadır. Ne var ki bunların çoğu durum tespitinden öteye geçmemekte, bilimsel temelde neden-sonuç ilişkileri çerçevesinde   az sayıda somut çözüm önerilerine rastlanılmaktadır.
Dünya sorunlarına ve çözüm yollarına  karşı;   tanınmış üniversitelerin, sivil toplum kuruluşlarının, bilim insanlarının, yazarların, sanat, edebiyat ve spor  dünyasının daha çok katkı vermesi beklenir.
*
Gündemdeki olumsuzluklar, herhangi bir ülkenin sorunu değildir. Bu olumsuzluklar, dünyada bir çok faktörün oluşturduğu uluslararası bir sonuçtur. Bu sonucu doğuran nedenlerin parametrelerinin bütün yönleriyle araştırılıp ortaya çıkarılması ve kaldırılması zorunluluğu vardır.
Bunun gerçekleştirilmesi;  ülkeler arasındaki gerekli  iş birliği ve eşgüdümün güçlü bir şekilde sağlanmasına bağlı bulunmaktadır.
Kuruluş amacı; uluslararası barış ve güvenliği korumak, silah üretimini düzenlenleyici önlemler almak, ülkelerin sorunlarını barışçıl yollardan çözmeleri için görüşmeye davet etmek, uluslararası uyuşmazlıklara yol açabilecek anlaşmazlıkları ve sorunları araştırmak ve bu sorunların  çözümü için tavsiyede bulunmak şeklinde sıralanan BM’nin, bu görevi etkinlik içinde yerine getiremediği bazı diplomatik çevrelerde vurgulanmaktadır.
İnsani ve evrensel değerler dahilinde sağlıklı yeni bir dünya düzeni kurulmasına ilişkin uluslararası diplomatik görev, yetki ve sorumluluk, yasal olarak BM’ye aittir.
Bazı entelektüel platformlarda; BM’nin görev, yetki ve sorumluluklarının, günün koşullarına göre yeniden düzenlenmesinin uygun olacağı kanaatine varılmaktadır.