KELİMELER VE İNSANLAR
Dünya üzerindeki beş kıtada 194 ülke ve bu ülkelerin günümüze kadar uzanan tarihinde yaklaşık 7 bin dilden söz edilir.
Bilindiği gibi diller, tek başına harf denilen ses veya sesler topluluğu ve yapısından oluşan anlamlı kelimeler topluluğudur.
Şekil bilgisiyle kelime ve cümle yapılarındaki öğeler arasındaki anlamları inceleyen dil bilgisi (gramer) çoğu dünya dilinde farklıdır.
Kelimeler kavram, cümleler yargı ve paragraflar anlam birimleridir.
Kelimeler canlı bir organizmaya benzerler: zamana göre doğarlar, yaşarlar, değişime uğrarlar.
Bu dünyada her şey karşılığını kelimelerle bulur. Anlamlar ile kelimeler arasında genel kabul gören - doğrudan doğruya bir ilişki vardır.
Kelimeler, bu dünyaya özgü insan hayatında çok önemli bir iletişim ve kültür aracıdır.
İnsanlar, çocukluk dönemleriyle beraber aile ve çevresinde kullanılagelen kelimeleri aynen kopyalar.
Türkçede bir atasözü vardır : “Dervişin fikri ne ise zikri de odur.”
İnsan, kafasının içindeki fikir (düşünce) neyse onu kelimeler yoluyla dile getirir.
Meçhul bir bilge şöyle buyurmuş:
“Herkes ayrı bir yüz, herkes ayrı bir fikirdir.”
Toplumların tarihsel, bilimsel, teknolojik, sosyolojik ve kültürel gelişme süreci içinde kullanılagelen kelime sayısı artar.
Örneğin Türkçede yaklaşık 123 bin kelime bulunmaktadır.
Uygarlığın tek ve kültürlerinse çeşitli olduğu dünyanın ülkeleri gerektikçe birbirlerinden kelime ithalatı yaparlar.
Ama kelimelerin yalnızca ana dilde gizemli ve büyük güçleri vardır.
İnsanlar, yabancı dilde düşünemezler, düş göremezler ve hayal kuramazlar.
Günlük hayata geçirilen maddi ve manevi değerler ile bilgiler, kelimeler aracılığıyla insanların refah ve mutluluğu için matematiksel olarak sonraki nesillere aktarılır.
Kur’an-ı Kerim ayetlerinde insanlığa tebliğ edilip şöyle bildirilmiştir : “Güzel ve hoş sözler söyleyin; güzel bir söz, kökü yerde sabit, dalları göğe uzanan güzel bir ağaç gibidir.”
Her bir insan bir değerdir ve her bir insanın kendisine özgü bir dünyası vardır ve bu bağlamda her bir insana güzel kelimeler kullanmak yaraşır.
Önder Gürcan
[email protected]