Önder GÜRCAN

Önder GÜRCAN

[email protected]

EVLER

12 Temmuz 2019 - 21:32

EVLER

“Ev” sadece bir kelime değildir. Dünya kültür literatüründe ev ve aile hayatı büyük değer ifade eder.
İnşaat sektörü, bir ülkede birkaç önemli sektöden biridir ve evler bu sektörün sürekli gündeminde yer alır.
Konut yatırımları; fikir, fizibilite, zemin etüdü, mimari proje, inşaat projesi, elektrik projesi, mekanik proje, kontrol, denetim ve  resmi onay aşamalarından geçer.
Konut projelerine başlanılmadan önce, bilimsel ve hukuki temelde o bölgenin fizibilite etüdü (Yapılabilirlik etüdü) yapılır.
Bu kapsamda bölgeyle ilgili coğrafi konum, jeolojik ve jeofizik alt yapı araştırılır ve incelenir.
Bu bağlamda başta deprem, sel baskını, toprak kayması gibi doğal afetler olmak üzere alınacak tedbirlere yönelik değerlendirmeler göz önünde bulundurulur.
*
Bir zamanlar bütün şehirlerin mahallelerinde, içinde kuyusu  olan bahçeli evlerde oturulurdu. 
Usta ve kalfa işi taş, tuğla ve kerpiçten yapılma  bu evlerin bahçelerinde çeşitli meyve ağaçları ile sebzeler  yetiştirilirdi.
Kümes hayvanları aileden sayılırdı.
Esen sevgi dolu rüzgarlar, evlerin yosun tutmuş çatıları ve avlu duvarları üzerinden geçerek çiçeklerin kokusunu şehre yayardı.
Sabahları neşe ile uyanılırdı; kahvaltılarda kuşların türküleri dinlenirdi.
Komşular birbirlerini çay ve kahve sohbetlerine davet ederdi.
Geceleri balkon ve verandadan ay ve yıldızlar seyredilirdi; kitap okunurdu.
Şehirlerin dışında dağ, vadi, yayla, göl,orman, çiftlik,ova ve bağ evleri bir başka güzellikteydi.
*
Son yıllarda, dünya şehir plancılığında yatay ve dikey kentleşme giderek büyük önem kazanmıştır. 
Mimarlık ve mühendislik; tarih, teknoloji, hukuk, sanat, ütopya, hayal gücü, felsefe, sosyoloji, teknoloji, malzeme, çevre gibi alanlardan beslenmiştir.
*
Günümüzde eski evler artık  “apart”lardan oluşma adına “apartman” denilen beton, çelik, mermer gibi malzemelerle çok katlı yapılara, iş yerlerine, alış veriş merkezlerine, endüstriyel birimlere ve “café”lere dönüşüyor.  
Her birinin romantik hatırası ve hikayesi bulunan olan “bizim mahalleler” kayboluyor.
Konak, köşk, yalı, villa gibi yapılar yerini, dubleks tripleks, plaza ve sitelere bırakıyor.
Eğitim kurumları, spor tesisleri, sanat, müzik ve kültür merkezleri, sosyal kurumlar ve öğrenci yurtları için yeni alanlar belirleniyor.
Yerleşim yerleri site, metropol ve  megapol konumuna dönüşüyor.
Ev ve şehir terminolojisine yeni kavramlar getiriliyor.
Köykent veya tarımkent projeleri hayata geçiriliyor.
Mimarlık ve mühendislik alanındaki bilimsel ve teknolojik gelişmelerle  birlikte şehirlerin yapılarına postmodern boyutlar  ekleniyor.
*
Başlagıç yıllarında çoğu yalıtımsız,  duvar ve döşemeleri ince olarak inşa edilen apartmanlardaki ses ve gürültü geçiren daireler, komşuluklar arasında birçok huzursuzluklara, rahatsızlıklara ve sorunlara yol açmıştır.
Bu nedenle yalıtım konusu, inşaat kuruluşlarının gündemine getirilmiş; ülkelerdeki yerel belediyelerce bu problemin çözümlenmesi amacıyla yasal düzenlemeler yapılmaya başlanmıştır.
Yaşlı ve emekli insanlara özgü özel statülü mahalleler, bakım evleri, siteler ve  yaşam merkezleri inşa edilmiştir.
Bununla birlikte kimi insanlar giderek günlük hayattan uzaklaşmış, yanlarında taşıdıkları dost hayvanlarıyla birlikte geçmişe yolculuk yaparak yalnızlıklarına çekilmiştir.
*
Sonuç olarak şehirler tıpkı canlı bir organizma gibidir; doğar, büyür ve gelişirler. 
Yaşanan çağda eski evler, köyler, kasabalar ve şehirler  tarihe karışıyor.
Bugün komşuluklar zedeleniyor.
Doğa ve tarım arazileri şekil değiştiriyor. 
Gelenek ve görenekler olumsuz yönde etkileniyor.
Evlerde televizyon, bilgisayar, internet, sosyal medya, cep telefonu günlük hayatın vazgeçilmez  bir parçası haline geliyor. 
Makinalar, yapay zeka ve robotik nesneler yavaş yavaş evlere yerleşiyor.
Sosyolojik değişim ve dönüşüm sürecinden, toplum kültürü, sanat, edebiyat, felsefe ve müzik nasibini alıyor.
İhtimal ki yakın bir gelecekte uzay kentleri ve hava limanları inşa edilecek.