Önder GÜRCAN

Önder GÜRCAN

[email protected]

DÜNYA TARİHİ ÜZERİNE

18 Şubat 2019 - 18:36

DÜNYA TARİHİ ÜZERİNE

Önder Gürcan

[email protected]

 

insanların zaman ve fırsat buldukça dünya tarihini okumaları çok  faydalıdır. Tarih bilgisi; hayata bakış açısını geliştirir ve zenginleştirir, etkin çözümler üretir, ders alınmasını sağlar.

Ben de bazen dünya tarihine ilişkin yerli ve yabancı dilde yazılmış araştırma kitaplarına göz gezdirmeyi severim.

Ne var ki insan, dünya tarihindeki olayların kronolojik akışına kapıldıkça ve bunların içine girdikçe şöyle bir soruyu sormaktan kendini alamıyor :  “Dünya tarihi mi, savaşlar tarihi mi?” Bunun yanıtını tarihçilere, siyaset bilimcilerine ve toplum bilimcilerine bırakalım.

*

Savaş, asla iyi bir şey değildir.Zorunluluk olmadıkça yapılan savaşlar, insani ve evrensel değerler açısından insanlık suçu olarak kabul edilmektedir. Bu bağlamda günümüz dünya tarihçiliği bilimsel araştırmalarını ve yaklaşımlarını sosyal ve ekonomik tarih alanında yürütmektedir.

*

Sanırım dünya tarihi ile ilgili araştırmalar 10.000 yıl öncesine kadar gidiyor.

Antik Çağ tarihi, antik çağların labirentlerinde ve oluşagelen kara deliklerinde öylece kalmış.

Arkeologlar, tarihçiler, bilim üreticiler, araştırmacı yazarlar ve romancılar tarihsel süreç hakkında önemli çalışmalar yapıyorlar.

Örneğin “Atlantis Efsanesi” tam olarak aydınlığa kavuşturulamadı. “Tarih, Sümerlerle başlar,” deniyor. Tarih öncesi devletler ve uygarlıklar konusunda yeterli bilgi elde edilemedi.

Ancak anlaşılıyor ki  geçmişte yaşamış, hüküm sürmüş ve dünya hayatına katkı sunmuş çok sayıda devlet ve uygarlık helak olmuş gitmiş.

*

Bu arada insanlığın dikkatini çeken sosyal ve tarihsel bir olgu var. O da şudur: Yazılı dünya tarihinin, insanlığa acı veren savaşlar tarihi olarak algılanması.

İnsanlık neden savaşa ihtiyaç doğar? Savaş neden hep var olmuştur? Bu kronikleşmiş savaş dramı ve trajedisinin kökleri, temelleri, kaynakları ve nedenleri bütün yönleriyle açıklanabilmiş midir?

İleriye sürülen yalnızca ekonomik, kültürel, psikolojik gibi nedenler gerçeği mi ortaya koyuyor? Ya başka nedenler?

Birleşmiş Milletler Teşkilatı tarafından dönemsel olarak hazırlanan ve yayımlanan bilimsel temeldeki “Dünya İnsanının Ortalama İnsani Gelişmişlik Endeksi” rakamları iç açıcı görünmüyor.

*

Geçmiş yüzyıllarda olduğu gibi bugün de yeryüzünün Orta Doğu, Asya, Latin Amerika ve Afrika gibi  belli başlı bölgelerinde sürmekte olan ve dünya kamuoyuna yansıyan iç savaşlar, terörizm, göçler ve toplumsal karmaşa bir türlü sonlanmıyor.

Yetmiyormuş gibi son yıllarda uzayda yıldız  savaşı projeleri üretildiği gözlenmektedir.

Savaş olgusu, şimdi de uzaya mı bulaştırılacak?

Oysa, toplumlarda, insani ve evrensel değerler bağlamında  ahlak, adalet, akıl ve bilim ön planda değerlendirilmektedir.

*

Günlük dünya basınında ve sosyal medya ağlarında insanlığa acı veren olaylar sürekli olarak yer almakta, haber başlıklarında ve manşetlerde boy göstermektedir.

Bilindiği gibi; toplumun gözü, kulağı ve dili olan basının işlevi; bunları haber yapmanın yanı sıra, neden-sonuç ilişkisi çerçevesinde olayların köklerini, kaynaklarını ve nedenlerini bütün sosyolojik yönleriyle ortaya çıkarmak, dünyada barışı yaygınlaştırmaya ve mevcut sorunlara barışçıl çözüm yolları göstermeye dönük girişimlerde bulunmak ve dünya kamuoyu ile paylaşmaktır.

Tarihçiler, siyaset bilimciler, toplum bilimciler, yazarlar, araştırmacılar, insan mühendisleri, psikologlar ve diğer bilim insanları savaş olgusunu artık dünya gündeminden kaldırmak amacıyla çözüm getirici doğrultuda çalışmalar yapıyorlar.

Bu alanda kuruluş yasası gereğince asli görev üstlenmiş olan Birleşmiş Milletler Teşkilatı?