Önder GÜRCAN

Önder GÜRCAN

[email protected]

DÜNYA EDEBİYATI ÜZERİNE

08 Şubat 2018 - 11:32 - Güncelleme: 08 Şubat 2018 - 11:35

Geçmiş yıllarda, ABD’de yayımlanan uluslararası  haftalık Time dergisi, "Dünya Edebiyatı" ile ilgili bir araştırma yapmış, bu araştırma sonunda  dünyaca önemli roman ve şiirleri dünya kamuoyuna açıklamıştı.
Buna göre roman dalında  James Joyce’ un “Ulyses” adlı romanı birinci,  Gabriel Garcia Marquez’ ın “Bin Yıllık Yalnızlık” adlı romanı ikinci,  Vladimir Nabokov’ un “Lolita” adlı romanı üçüncü seçilmişti.
Araştırmada, şiir dalında T.S.Eliot ’un  “The Waste Land” adlı şiiri birinci, Robert Frost’un   “Home Burial” adlı şiiri de ikinci olmuştu.
Bazı uluslararası gazete ve edebiyat dergilerindeki  deneme ve eleştiri yazıları dikkati çekmektedir. Bu yazılarda, evrensel nitelikte  kabul edilen romancılar, öykücüler ve eserleri şu şekilde sıralanmaktadır:
Victor Hugo, Les Miserables:  “Sefiller” ;   Molliere, L’Avare: “Cimri”; Emile Zola, “Nana”;  Honore de Balzac, Le Lys dans la Vallee:“Vadideki Zambak”;  Gustave Flaubert, “Madame Bovary”;  Stendal, The Red and Black:”Kırmızı ve Siyah” ;  Miguel de Cervantes,Don Quixote:”Don Kişot”;   Fyoder Dostoyevsky, Crime and Punishment : “Suç ve Ceza” , The brothers karamozof: “Karamazof Kardeşler”;   Leo Tolstoy, War and Peace :  “Savaş ve Barış”;   Franz Kafka , Die Verwandlung : “Dönüşüm”;  Anton Pavloviç  Çehov, Stories :”Öyküler”;  Albert Camus, The Stranger : “Yabancı”;  John Steinbeck, The Grapes of Wrath :  “Gazap Üzümleri”;    Ernest Hemingway, The Old Man and the Sea :“İhtiyar Adam ve Deniz” ;   Jean Paul Sartre,  La nausee : “Bulantı”;  Panait Istrati,:”Kodin” ; William Faulkner,  The Sound and The Fury: “Ses ve Öfke”;  Knut Hamsun, “Victoria”; Henry Miller, “ Tropic of Cancer”;   George Orwell, Animal Firm :  “Hayvan Çiftliği”;   Margaret Mitchell, Gone With the Wind :  “Rüzgar Gibi Geçti”; Antoine de Saint-Exupery,  Le Petit Prince :  “Küçük Prens”;  Dan Brown, Angels Demons : “Melekler ve Şeytanlar”.
Dünyanın en çok okunan şairleriyle ilgili liste ise şu şekilde oluşmaktadır:
William Shakespeare, William Wordsworth, Wilfred Owen,  William Blake, Samuel Taylor Coleridge, John Keats, Rudyard Kipling, William Butler Yeats, Wang Wei, Nicolas Guillen, Paul Celan, Matsuo Başa, Aleksandr Sergeyeviç  Puşkin, Vladimir Mayakovsky, Edgar Allan Poe, Walt Whitman, Thomas Stearns Eliot, Ezra Pound, Robert Lee Frost, Charles Baudelaire, Paul Verlaine, Guillaume Apollinaire, Stephane Mallarme,  Jacques Prevert,  Arthur Rimbaud, Louis Aragon, Paul Eluard,  Pablo Neruda, Sappho Ancient, Garcia Lorca, Heinrich Heine, Zbigniew Herbert, Bilhana Kavi,  Ronsard.
Mevlana Celaleddin Rumi ve felsefesinin ABD, Fransa ve Japonya gibi ülkelerdeki sanat ve edebiyat çevrelerini  etkilediği bilinmektedir.  Aynı gözlem, Yunus Emre gibi bazı Türk ozanları için de geçerlidir.
Dünyada bilim ve yüksek teknolojideki hızlı gelişme süreci ve bununla birlikte birçok yerde  yaşanan toplumsal karmaşalar nedeniyle  edebiyattan uzaklaşıldığı gözlenmektedir.
Nitekim istatistiklere göre “insan başına düşen  edebi eser sayısı" giderek  azalış kaydetmektedir. Dünya üniversitelerindeki edebiyat günlerinin sınırlı kaldığı belirtilmektedir. Nobel edebiyat ödülleri kapsamı dışında bilimsel temeldeki edebiyat çalışmaları ve araştırmalarının yetersiz düzeyde olduğu görülmektedir. Dünya basınının  da edebiyatı  yeterince gündemde tutmadığı   vurgulamaktadır.
Edebiyat alanında diğer bir sorun da uluslararası çeviri sanatı olarak ortaya çıkmaktadır. Edebiyat eserlerinin gereği şekilde tercümesi çok farklı, karmaşık, çileli ve zorlu bir süreçtir. Bu bağlamda yeterli bilgi ve deneyim sahibi çevirmen bulmakta  ayrıca güçlük çekildiği anlaşılmaktadır.
Uzay dönemine girilen 21.yüzyılda  edebiyat dönemi kapanıyor mu yoksa?
Sonsuz uzay boşluğunda bunca bilinmezlik varken, dünyadan galaksilere, güneş sistemlerine, gezegenlere  ve uydulara bakıp, yalnızca yeryüzü yaşamıyla ilgili şiirler söylemek, öyküler yazmak ve romanlar kurgulamak çok ilginç olmalı…
Bilim insanları, edebiyatın  bu dünyada sonsuza kadar var olacağı görüşündeler.
Ne var ki, toplumsal paradigmaların  günümüzde olağanüstü değişim göstermesi karşısında; romancılar, öykücüler ve şairler bu yaşlanmış dünyadan yavaş yavaş uzaklaşıyorlar sanki...
Yanılıyor muyum acaba?