Naci YENGİN

Naci YENGİN

Genel Yayın Yönetmeni
[email protected]

YÜZ YILLIK UYKUDAN UYANMA VAKTİ

29 Mart 2017 - 21:50

YÜZ YILLIK UYKUDAN UYANMA VAKTİ

NACİ YENGİN

[email protected]

Beter ütülüyoruz aziz dostum, hem de çok beter!

Ütme, ütülme bize göre değildi hâlbuki.

Üten insan değil, dobra dobra insandık oysa! Önümüz arkamız sağımız solumuz bizden emindi. Bize dobra ve mert Türk derlerdi...

Ne zaman ki ütme ve ütülme içimize girdi Türklükten de uzaklaştık aziz dostum. Ancak İslam kalmaya devam ettiğimize inandırıldık!

 Kendimizi kandırmayalım diye de nutuklar atmaya da devam ettik.

Ütmeyi öğreneceğiz diye hep ütüldük!

Devricilik yapacağız diye milleti ütenler milleti milletten ettiler.

Halkçılık yapacağız diye halkın anasını ağlatıp üttüler halk için halka rağmen halkçı olmaya devam ettiler!

İki yüz yıldır ütülen ve iki yüz yıldır ütülürken sevinen, cellâdına âşık er ve hatun kişilerin cenaze namazlarına katıldık!

Kar hanemize yazdığımız en önemli hasletimiz dürüstlük, dobralık ve hasbiliğimizdi. Para elimizin kiriydi. Komşusu açken tok yatan bizden değildi. İşçinin hakkını alın teri kurumadan vermezsek hak, hukuk çiğnemiş olur ve gerçek mümin olamayız diye inanırdık.

Binlerce yıl bizim gibi yaşayan, inananlarla birlikte Türkistan steplerinde, bozkırlarında at üstünde yaşadık, at üstünde cenk ede ede gönlümüzde İslam ışığı yakan ayetlerin ve Türklerin peygamberinin kutlu yolunda sünnetullahı gerçekleştirme ve Kutlu Nebi’nin Kızılelması olan İstanbul ve dahi insanlığa hizmet etme görevinin omuzlarımızda olduğunu inanarak Anadolu’ya gelmiş ve küffara karşı Anadolu topraklarını sulamaya başlamıştık şehitlerimizin al kanlarıyla…

Ütülme, yenilgimiz önce zihinlerde başladı. Teknolojik, ekonomik eksikliğimizi batıdan alarak gidereceğimiz inandırıldı. Zamanla anladık batıdan alınan teknolojik ve ekonomik gelişmelerin batının kültürünü, hayat tarzını ve zihin dünyasını da beraberinde getirdiğini! Hatamızın kırbacını yemiştik yemesine de içimizdeki batıcılaştırılmış çevrelerin eline geçen ekonomik ve teknolojik üstünlüğün sarhoşluğu içinde rol model olarak onlar arz-ı endam ediyordu ülkede ve dünyada. Gençlerimiz başta, hasta ruhlularımız daha sonra ülkenin kılcal damarlarına kadar sirayet etmiş ve memleketin pek çok ferdinin iman ettiği bir medeniyet olmuştu batı medeniyeti. İşte o zaman batı bizi gerçekten ütmüş ve gerçekten yenmişti.

Osmanlıyı yıkarak devam ettiler.   Osmanlı ki medeniyetimin kalesi, insanlığın yüz akıydı yüzyıllarca. Osmanlı bitince bitti insanlık, ütüldü Türk-İslam dünyası. Osmanlının küllerinden doğan genç Cumhuriyet yıllarca kendi yağıyla kavrulmaya çalıştı. Ancak batıya ram olan çevreler ve onların yerli işbirlikçileri merkezi ele geçirmişti bir kere. İttihatçı anlayış milletten ve devletten elini çekmiyor ekonomiden siyasete, eğitimden dış politikaya onlar yönetiyordu! Milletin kaderi uzun yıllar onların elinde bir o yana bir bu yana savruldu. Bazen batı rüzgârı, bazen kuzey ve çoğu zaman Atlantik Ötesi rüzgârlarla savruldu dil, iman ve kültürümüz!

Zaman zaman “ Bu böyle gitmez” diyenler oldu. Batı, Kuzey ve Okyanus Ötesi rüzgârlarla bir yere varılamayacağını anlayanlar baskılar, yönlendirmeler, şantajlar ve darbelerle al aşağı edildi, edilmek istendi.

Ancak son dönemde yeni bir ümit, yeni bir heyecan kapladı insanların yüreğine. Yeni bir tohum düştü toprağa ve tohum ilkbahar mevsimini çoktandır unutmuş milletime yeniden hatırlatmak için; yeniden asli görevine geri döndürmek için son neslin saçlarını dalgalandırmaya başladı gibi.

Dünyanın hızla nereye gittiğini bilmediği bir mevsimde saçları ilkbahar kokusu, kendi kokusuyla tanışmaya başlayan insanım yüksek sesle düşünmeye ve sorgulamaya başladı. Ve sordu:

Türkiye Kimin Vatanıdır?

Türkiye, Hoca Ahmet Yesevi’nin hikmet hamuru ile yoğrulan, Alparslan’la paslı Bizans kilidi kırılan, Kılıçarslan’la Türk mührü perçinlenen, Fatihle Resul yolunda şahlanan, II. Abdülhamit’le dualaşan, Mustafa Kemal’le yeniden filizlenen insanların vatanıdır.

Türkiye, uzun uğraşların, uzun koşuların ve seferden dönüp yine sefere hazırlanan gönül erlerinin vatanıdır!

Türkiye, gece uykusuz kalan, siperde gözü ufuklarda olanlarla gönlü yufka yürekli olanların vatandır.

Türkiye, dönülmez akşamın son seferine çıkanların ve geri dönmeyi düşünmeyenlerin vatanıdır.

Türkiye, tek tesellisi vatan sevdası olan yiğitlerin vatanıdır.

Türk adını ateşten gömlek ve İslam’ın zırhı gibi üzerine giyenlerin vatanıdır Türkiye!

Soruların en hasını sorduk kendimize.  Cevaplarımızı çoğaltma ve zırhlarımızı kefen yapma zamanını bekleyenlere selam göndererek bir daha sorduk: Türkiye kimin vatanıdır? www.tarihistan.org