Naci YENGİN

Naci YENGİN

Genel Yayın Yönetmeni
[email protected]

Salihli’nin Makûs Kaderi

20 Mayıs 2018 - 22:01 - Güncelleme: 21 Mayıs 2018 - 07:15

Salihli’nin Makûs Kaderi

NACİ YENGİN

1876’dan bu güne ilçe merkezi olarak hizmet veriyor. En çok yıkımı Yunan işgali de gördü, yaşadı. 5 Eylül 1922'de şehrin %80 yakıldı Salihli.

Binlerce şehit ve yaralı...

Köyler talan edildi. İnsanlar diri diri yakıldı.

Ancak yeni ilçe olmasına rağmen Salihli’de 19. yüzyıl Osmanlı mimarisi adeta yok denecek kadar az devroldu Cumhuriyet dönemine.

Cumhuriyet döneminde kasaba hüviyetini sürdürdü uzun yıllar. Toprak fabrikalarıyla anıldı, pamuk, üzüm, zeytin…tarım ürünleriyle kendisini duyurdu. Ancak 1990’lı yıllarla birlikte daha da gelişti. Çok göç aldı. Bireyselleşti, liberalizmi tanımadan bireyselleşti. Kozmopolit yapısı her geçen gün arttı. Tarihe, kültüre, sanata şaşı bakmaya başladı.

Hâlbuki Salihli Milli Mücadelenin kalesi konumundaydı. Teşkilat-ı Mahsusa lideri Eşref Sencer Kuşçubaşının çiftliği ve teşkilatlanması Salihli’deydi.

Çerkez Ethem ve Kuvay-ı Milliye Salihli’de Yunan birliklerine ciddi direniş gösterdi.

Salihli 24 Haziran 1919 tarihinde Yunanlılar tarafından işgal ve talan edildi. 5 Eylül 1922’de Yunanlılar tarafından yakılarak yok edilmek istendi.

Şimdilerde ayakta kalan ancak daha fazla dayanamayacak vaziyete gelmiş birkaç bina hâlâ mevcut.

Bu binaları Salihli’nin gözü gibi koruması gerekirken maalesef kaderine terk edilmiş bir görüntü var.

Eski camii civarında bir şahsa ait olduğunu öğrendiğim bu konağın mutlaka korunması gerekiyor. Salihli Kültür sanat merkezi için ideal bir bina olabilir.

Sardes Sanat Merkezinin davetiyle Salihli’ye geldim. Doğduğum topraklarda konuşmak hemşerilerimle kucaklaşmak farklı ve hoş bir duygu.

Sohbet uzadı, cümlelere virgül kondu. Ancak Salihli bitmedi. Söz bitmedi. Bitmemeli.

Salihli sokaklarında ilk gençlik yıllarımda olduğu gibi avare avare dolaştım. Hafta sonunu fırsat bilerek ara sokaklara daldım. Adımlarımı takip ederek eski günleri yâd ettim.

Kula, Yunus Emre, dergi, yayın, şiir, kitap ve bize dair ne varsa paylaştık, söyleştik.

Bizleri ağırlayan başta Yusuf Çağlar olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ederim. Ayrıca kıymetli dostum Yüksel Abalı ve Şaban Çetin beylerin inceliklerini anmadan geçemem.

Salihli ortasından raylar geçen iki parça şehir. Kültürü unutma noktasına gelmiş ergenlik sarhoşluğunu atamayan şehir. Daha ne kadar yalnızlığında yaşayacaksın!

Daha ne kadar nefes almak için suni teneffüslerden medet umacaksın.

Salihli,  Sart gibi kadim bir devletin başkenti.

Daha ne kadar özünden ayrı yaşayacaksın.

Kalk ve doğrul.

Kalk ve zeybeğine, harmandalına sahip çık.

Kalk ve yürü. Kendine sahip çık.

Gediz’i besleyen ana olduğunu unutmadan yaşamaya başla.

Eski Camii civarında beni etkileyen manzarayı anlatmadan geçemeyeceğim.

Salihli’de bir zamanlar okuldu. Yunanlılar karakol olarak ta kullanmış. Dışarıdan konağa benziyor. İhtişamını hala koruyor. Klasik Türk tipi konaklardan.

 Ancak şimdilerde yıkılmaya yüz tutmuş hali, gelenden geçenden medet uman gözlerle bizi bekliyor. Yardım elini uzatacak birilerini dört gözle bekliyor Salihli’nin tarihi, kaderi…

Salihli’nin ekonomik ve tarihi, kültürel potansiyeli mutlaka değerlendirilmeli kayda aktarılmalıdır. Gerek tarihi birikimi gerekse kültürel ve ekonomik üstünlükleriyle yeniden sanat ve sanatçının yanında geleceğe emin adımlarla yürüyen bir Salihli arzu etmek çok mu hayalcilik olur. Aksi halde Salihli’yi ilçe merkezi yapan Mithat Paşa’nın kemikleri sızlayacak!

20 Mayıs 2018

18.45