Naci YENGİN

Naci YENGİN

Genel Yayın Yönetmeni
[email protected]

ENVER PAŞA’NIN İZİNDE

13 Ekim 2014 - 16:56

ENVER PAŞA’NIN İZİNDE

 

İnsan, hayatında hiç düşünmediği, planlamadığı güzellikleri yaşarsa ne olur?

2003 yılıyla başlayan güzelliklere 27 Ağustos 2014’te bir yenisi daha eklendi! Bu kadar zaman aralığında yaşanan güzelliğin birbiriyle doğrudan ilgisi olması münasebetiyle her ikisinin tarihini aynı cümlede zikrettim.

2003’te başlayan güzel dostluklar sonucu uzun ve yorucu bir çalışmanın ardından 2010 yılında “Buhara Emirliği Türkistan ve Enver Paşa” kitabımız neşredilmişti. Hazırlık  aşamasında Buhara Emir’i Alim Han çocuk ve torunlarıyla günler, aylar hatta yıllarca devam eden teşrik-i mesaimiz(ki hala devam etmektedir) sonunda meyvesini vermişti çalışmamız. Ancak İstanbul’da bulunmayışımız, kendileriyle irtibatımızın olmayışı gibi sebeplerle Enver Paşa ve ailesiyle bir türlü başlayamayan görüşmemiz nihayet bugün gerçekeşti!

Enver Paşa ve ailesiyle kitabımızın hazırlık aşamsında görüşemememizin tek müsebbibi bizizdir. İstanbul’dan uzak oluşumuz ve kitabın hazırlanmasında sadece kaynaklardan hareket etme düşüncemizin de bunda etkili olduğunu söylemeliyim.

Ancak her şey zamanında gerçekleşirmiş. Bunu bir kez daha yaşayarak görüyor ve mutlu oluyorum! Her şeyin bir vakti saati vardır bunu bilir bunu söylerim. Demek ki vakti zamanı bu güneymiş!

Birkaç yıl önce Dulkadirzadelerden kıymetli Halil Güngör Dokuzlar Bey Kardeşim vesilesiyle  Enver Paşanın torunu Arzu Enver Eroğan Hanımefendi ile irtibat kurma imkanımız oldu. Halil Beyin aracılığı ile 27 Ağustos 2014’te Arzu Enver Hanımefendinin çalışma ofislerinde görüşmek üzere kavilleştik.

Enver Paşa’yı tanıdığımı sanıyordum!

Enver Paşa’yı kitaplardan tanıyordum!

Enver Paşa’nın kim olduğunu, duygularını, mücadelesini, tarihi kişiliğini...Kitaplardan öğrendim. Ancak Enver Paşa’nın kanını taşıyan herhangi bir kişiyle şimdiye kadar görüşme imkanım olmamıştı! Ta ki bu güne dek!

Tanıdığım Enver Paşa ile tanıma imkanı bulamadığım Enver Paşa’nın ailesi arasında bir farklılık var mı yok mu sorumun cevabını Arzu Enver Hanımefendiyi tanıdıktan sonra daha iyi anlamayı umuyorum!

Sosyal medya üzerinden Enver Paşa’ının torunu Arzu Enver Hanımefendi ile görüşme yapacağımı ve okuyucularımdan konu ile ilgili sorusu olanların soru ve görüşlerini lütfetmelerini istirham ettim. Onlarca teşekkür, görüş ve soru geldi! Gelen iletileri bizzat Arzu Enver Hanım’a ilettim. Bizi ve Arzu Enver Hanımı  ziyadesiyle duygulandıran en önemli iletiler Afganistanda yaşayan Özbek Türklerinden Abdülmetin Bey ve Buhara Emir’i Alim Han’ın torunlarından Mahire Alimi Hanımefendinin teşekkür ve duygu dolu cümleleriydi! Sosyal medyanın olumlu yönde kullanılması durumunda ne kadar yararlı ve etkili olabileceğine bir kez daha kanaat getirdim!

 Yayıncım İstanbul’da olduğu için kitabımızı bizzat yayıncımızdan alabiliriz düşüncesiyle Şahzade Şehirden  kitabımızı getirmemiştik. Ancak yayıncımız kitabın baskısının tükendiğini, kendi arşivlerinde bile kitaptan kalmadığını söylediğinde çaresizliğimin girdabından dakikalarca çıkamadım! Arzu Enver Hanım’a; kitapta sayfalarca kendisinden bahsettiğim Enver Paşa’nın ailesine kitap takdim edememe düşüncesi tarifsiz üzüntüye boğdu beni! Ancak yayıncımın elinde bulunan son iki kitabı;  adeta zorla alarak bu sıkıntıdan bir nebze olsun kurtulabildim!

Arzu Enver Hanımefendi’yi Şişlideki işyeri-ofisinde  sabahın erken saati olmasına rağmen bizi beklerken buldum. Kendilerini TV ve gazetelerde görüp takip ettiğim kişiden daha genç ve daha enerji doluydu.

Arzu Enver Hanımefendi konuşmamızın kayıt altına alınamısında bir beis görmedi.

Enver Paşa hakkında ne söylenebilir? Söylenmedik ne kalmıştır?

Enver Paşa’yı kitaplardan tanıyan birisiyle Enver Paşa’ının kanından, canından gelen ve Enver Paşa’nın resmi söylemin dışında bambaşka bir Enver Paşa olduğunu haykıran birisi arasında geçecek konuşma, görüşmenin seyri nasıl olur?

Saatlerce süren ve daha da çok sürmesini dilediğim bu görüşmeye Arzu Enver Hanımefendinin eşleri Ömer  Eroğan Beyin de dahil olmasıyla Enver Paşa hakkında söylenmeyen şeyler üzerinde duruldu daha çok!

Enver Paşa’nın neden ötekileştirildiği, resmi söylemin Mustafa Kemal Paşa’dan sonra neden Enver Paşa aleyhine dönüştürüldüğü, Enver Paşa’nın Turancı mı yoksa İttihad-ı İslam uğruna kendisini feda edebilecek kadar vatan sevdalısı birisi olmasının en önemli kanıtının hayatını vatan uğruna feda etmiş olduğu...

Enver Paşa hakkında yayım yapan pekçok çevrenin, araştırmanın 1990’lara kadar Rus etkisi altında kalmasının Türk okuyucu üzerindeki etkileri...

Enver Paşa hakkında oluşan ve şu ana kadar gelen yalan yanlış bilgilerin aynı çevrelerin eseri olduğu...

Enver Paşa’nın Buhara Emir’i Alim Han ile olan münasebetleri. Alim Han’ın Enver Paşa’yı “Emir-i Leşker-i İslam ve Buhara” ünvanıyla  Ruslara karşı Türkistan ordularının başına getirmesi. Enver Paşanın Türkistan Mücadelesi sırasında İbrahim Lakay’ın birkaç ay hapsetmesinin gerçek yüzü...

Türkistan’dan -Buhara- gelen Anadolu Milli Mücalesine yapılan yardımlarda Enver Paşa’nın rolü...Rusların bu paraların bir çoğunu Anadolu’ya göndermediği gerçeği!

Enver Paşa adına yapılacak olan kütüphane  ve vakıf çalışmalarının seyri... Enver Paşa hakkında yazılmış kitap, makale ve  yapılmış programların bibliyografya katoloğunun hazırlaması gerektiği...

Geçen dakika ve saatlerin ardından havada, zihinlerimizden geleceğe; gerçeklere doğru akan cümlelere koyacak nokta bulamıyoruz! Şimdilik virgül koyarak  konuşmalarımızı nihayetlendiriyoruz!

Ayrılma vakti vakitlerin kahrolduğu en hüzünlü dakikalardır bana göre.  Şimdilik kaydıyla  diyerek Ömer Bey, Arzu Enver Hanımla yaptığımız görümeyi ölümsüzleştirmek adına birkaç kare fotoğraf çektiriyoruz.

İlk olan ancak bundan böyle daha sık görüşebilme umuduyla diyerek vedalaşıyoruz Enver Paşa’nın manevi huzurundan!

Bizce;

Enver Paşa yeterince ve doğru bir şekilde anlatılamamıştır. Enver Paşa ve Osmanlı Devletinin son döneminin gerçek yüzü ortaya konmadan Cumhuriyeti kuran düşünce ve kadroların anlaşılması mümkün değildir. Enver Paşa’yı ortaya çıkaran şartlarla Mustafa Kemal Paşa’yı ortaya çıkaran şartlar aynıdır.

Osmanlı’ya küfrederek Cumhuriyet kendisini sevdiremez. Cumhuriyetin kendisiyle, tarihiyle barışması elzemdir. Son dönemde bu anlamda çok önemli adımlar atılmış ve zihniyet değişimi ve  kırılmalar başlamıştır. Bu olumlu gelişmenin devam ettirilmesi kendisi, tarihi ve geleceği inşa etme adına Cumhuriyet Türkiyesinin bir ödevi ve boynunun borcudur!

Enver Paşa’nın ortaya koyduğu her türlü çalışma bir an önce ortaya çıkarılmalı, Cumhuriyet öncesi ve sonrasıyla en önemli hafıza hazinelerimizden  birisi olarak saklanmalıdır.

[email protected]