‘ÖLÜ’M
Pırıl pırıl karanlık, bilinmeyen aşikâr
Bir nefes kadar yakın, ruhtan öte bir diyar
Yükseğe mıhlı gözüm, şimdi bu çukur da ne
Dün toz kondurmayanlar, yüzüme toprak niye
Kulaklarımda yine annemin ‘Uyan!’ sesi
Üzerimde bembeyaz bir bayram elbisesi
Bu nasıl bir bayramdır, ağlıyor gelen giden
Anne, bu bayramlığın cepleri de yok, neden
Ellerinde şeker yok burdaki amcaların
Dört kolu olur muydu atlıkarıncaların
Babam hâk yorganıma gül deseni işlemiş
Annem taş yastığıma adımı nakışlamış
Gözlerim yol soracak bir arkadaş arıyor
Bu son salâ, beni değil bana çağırıyor
Okuyun, tez üfleyin ki sarsın beni bu rayihâ
Sevgiliden son bir mektup, ruhuma değen fatihâ
Ve yok oluyorken mazi, karışırken eski yeni
Haydi oğlum, bu bayram da sen taşı omzunda beni