Muammer AZMAK

Muammer AZMAK

[email protected]

YALNIZ BİR ADAM

15 Ağustos 2013 - 21:33

YALNIZ BİR ADAM   

Yalnız bir adam vardı balkonda, derin düşüncelere dalmış belki gönlü harap olmuş yorgunluktan belki de beklentilerinin gerçekleşmemesinden. Nasıl bir hüzündü o bakışlardaki, o nasıl bir bakıştı. Her halinden belli çok yaşamış, çok çekmiş, çok görmüş. Dağları delercesine bakardı, dağların arkasını görürcesine bakardı. Ne var oralarda desen herhalde cevap vermez, öylece bakar dururdu. Yüreği yumuşacık, pamuk mu desem ipek mi desem dokunsan içine gömülü verecek sanırsın.

Kalbiyle birlikte kendi de boşluktaymış gibi bir hisse kapılıyorum nedense. Acaba dünyadan kopmuş gibi bir hissin işgalinde mi? Arkadaş eksikliğinden kaynaklanan ya da başkalarından bağımsız olma duygusunun esiri mi? Toplumdan bir kopuşun kendisini dışa vurumu mu? Zamanenin fendine yenik düşme durumu mu? Yalnızlık bir boşluk algısı veya çevresinden kopma hisleriyle iç içe yaşama mı? Bilinçli bir yalnız olma hali daha yakışıyor gibi duruyor balkondaki adama.

Sanki yalnızlık onu bir zevk deryasına katıp sürükleyip alıp götürüyor bilinmeyen iklimlere. Yalnızlık uçurumundan yuvarlanmış bir kimsede daha çok bir terkedilme, bir dışlanma, bir güvensizlik bariz bir şekilde ortaya çıkar, ben buradayım diye adeta bağırır. Oysa balkondaki adam elini uzatıp merhaba diyecek bir sıcaklıkla bakmakta etrafına. Ha desen inip bulunduğu yerden karışıverecek kalabalığın arasına kanaatini kendiliğinden oluşturuveriyor.

Bir değersizlik, bir umutsuzluk, bir kızgınlık belirtisini uzaktan fark etmek zor, zaten böyle duygular olsa hemen fiili olarak belirtileri ortaya saçılır. Hatta diğer insanlarla sağlıklı ilişkiler kurması mümkün olmaz. Balkonda yalnız bir adam gözleri çok uzaklara, uzaklarda bir hayale takılmış belki de yoldan çıkıp gelecek yolcunun adımlarıyla hemhal oluyor. Yüreğinin derinliklerindeki kopan fırtınaları görmek ne mümkün ama içeride kopan fırtınanın dışa vuran savruntularını görmemek de ne mümkün.

Kopan fırtınaların karşısında yüzünün takındığı tavırlar çaresizliğini olanca çıplaklığıyla gözler önüne seriyor. Sanki kara bir sevdanın cenderesine takılmış bir türlü kendisini kurtaramıyormuş çırpınışları gözlerden kaçmıyor.

Yalnız bir adam balkonda, daracık, neredeyse eni boyu bir balkonda efkârının yoğun hücumlarını bertaraf etme gayretiyle doğrulmak istercesine önce bir yekindi neden sonra vazgeçip arkasına iyice yaslandı az önce dönüp geldiği dağlara doğru yürüdü gitti. Balkondaki adam yalnızlığına inat derbeder bir halde yürüdü, mahmur bir yürüyüş ile sessizce ama ısrarlı bir yolculuğu sürdürdü. Görenler yolunun hiç bitmeyeceğini sanır, sanki âlemi tur üzerine tur ile dolaşıp duracak sanırsın. Durmaksızın atılan adımların bedeni sallamasını dikkatli gözler hemen fark ediyor. O yalnız adam biteviye adımları bazen sert bazen yumuşak bazen de sarsak da olsa düzenli atmaya devam ediyor. Anılardan mı uzaklaşmak muradındaydı, hatıraları tekrar yaşamak sevdasında mıydı bilinmez.

Bilinen durmadan oturduğu yerden adımları mütemadiyen atıyordu. Sessizce yol alıyordu çiseleyen yağmura inat, kırmızı yapışkan çamura inat. Kader mahkûmu, lakin kafesi olmayan bir mahkûm gibi nefessiz, sessiz, sürüp giden bir yürüyüşün kahramanıydı o. Zaman zaman bir parıltı meydana gelirdi gözlerinde, maviye çalan, yeşile çalan gözlerinde, o vakit çalımını sen gör. Dağların dumanlı başları gibi yükselir başı, çatılır seyrek kaşları, bir kartal gibi keskinleşir bakışları neden sonra mahzunlaşır çehresi ve kırılır kolu kanadı.

Hazan yapraklarının dökülme hazırlığına benzer bir hazırlık ile burkulur yüzü, seyrekleşir ağzından dökülen sözleri, bir balkona sığdırmak ister bütün dertleri lakin nafiledir gayretleri. Balkon kafesinden çıkıp gökyüzüne özgürlüğün tadını çıkarmaktı niyeti, unutmak istiyordu elemi, kederi, unutmak istiyordu unutulmuşluğu, döndü bana, yakaladım dercesine ‘hayatı ciddiye alma’ ‘bağlanma bağlı olmayana’ ‘sonsuz kudret sahibinden başkasına eyvallah etme’ ‘dosdoğru ol her ne olursa’ fısıltılı bir tembihle gömüldü kendi dünyasına, balkondaki yalnız adam…  

Yalnızlık iklimine düşmemek dileğimiz, yalnızlara yoldaşlık etmek de bizim vazifemiz olsun…

05 / 08 / 2013 Muammer AZMAK