TEŞEKKÜRLER
Paylaşmanın güzelliğini bilen, fark eden herkese, hainlik, fesatlık, kin nedir bilmeyen herkese, dostluğun güler yüzünü yansıtan herkese, bencillikten uzak duran ve kendini bunlardan kurtaran herkese teşekkürler.
Tanışmaların heyecanını yaşattığın için, sevgi paylaşıldıkça büyür düsturunu hayata geçirdiğin için, hüzünleri mutluluklara çevirdiğin için, hayatı renkli ve sürprizler yumağı yaptığın için, insanlara insanca yaklaştığın için sana da teşekkürler.
Kavgasız, kaprissiz, sen-bensiz sohbetleriniz, yüzünüzde eksilmeyen gülücükleriniz; neşeniz, sevinciniz, müjdeleriniz ve değer oluşturmalarınız için sizlere de teşekkürler.
Varlığımızda yokluğu yaşatmadıkları için, dar zamanlarda yanımızda oldukları için, hayatın acımasız lekelerini sildikleri için, yolları ayrılmış birleşmez diyenleri mahcup ettikleri için, göz bebeğindeki şefkati sonsuzca verdikleri için, gönüllerindeki engin bahçeleri ve yetiştirdikleri sevgi çiçeklerini dermeyi müsaade ettikleri için dostlara da teşekkürler.
Varlıkları ile dünyalarımızı aydınlattıkları için, güneşimiz olup bizleri ısıttıkları için, varlıkların deryasında, sonsuz güzellikler ortasında yürüttükleri için, hayatın anlamını ayrıntılı bir biçimde zihinlerimize nakşettikleri için kötülükleri elinin tersiyle itmiş yüce gönüllülere de teşekkürler.
Anlamı kendi varlığında gizli dünyaya, anlamına uygun davranan, varlığında varlığını bulan ve iyi ki varsın sen ve seninle güzel bu âlem diyen, ruhundaki saflığı kaybetmemiş güzellere ve onların umutlarında yaşayan kirletilmemiş yarınlara yürek dolusu içten teşekkürler.
Zaman içerisinde türlü türlü hallerle beni deneyen, denemelerinde farkında olmadan kalbimi kıran, ayrılıkta dalından koparılmış bir kamış misali inleyen, dostum deyip de dost arayana da teşekkürler.
Konuşmayan dilimi konuşturan, şaşırıp nereye koyacağımı bilemediğim elimi yönlendiren, yere bakan güvensiz gözleri kaldıran, yarınlar için umut veren, susma derdini anlat ki çare bulasın diyenlere de teşekkürler.
Aman vermeyen, devamlı peşimden gelen dertlere, dertlere çare olup yüz güldürene, elden ayaktan düşürmeyip derman verene, derman vereceği cana can verene de teşekkürler.
Kalbi durduracak kadar heyecan veren sevgiye, sevgiyi bütün cömertliği ile veren sevgiliye, sevgi ile yeşeren tüm umutlara, umut ile yarınlara bakan gözlere, gözleri yorulmadan taşıyan dizlere, dizlere takılıp peşinden giden bizlere de teşekkürler.
Varlığından şikâyetim olursa sevdiğimden olur, sevda sana da, senin sayende tüten bütün ocaklara, ocakları dolduran sevdalı kucaklara, kucakları kadar geniş gönüllü insancıklara ve onlardan olan sevgi çocuklarına da teşekkürler.
Ruhu bedene koyana, beden için kâinatı var edene, ne kadar nimet var ise bedenin önüne serene, bedenin azalarını bir tamam edene, senin güzeller güzeli yüzünü verene, hele hele yazmış ise bir de dengine ona da teşekkürler.
Durgun bir göl misali kendi kabında oyalanana, sevgi seli gibi durmadan çağıldayıp akana, gönülden gönüle yol bulana, bir kararda durmayana da teşekkürler.
Sonbaharın son gülüşüne, Eylülün kahkaha atışına, kardelenlerin başkaldırışına, kır çiçeklerinin kayboluşuna, tabiatın kendi yörüngesinde devrilişine, toprağın susadığını anlayışına, rahmet bulutlarını toplayışına, baraj misali gözyaşı kapaklarını açışına da teşekkürler.
Yaşamanın güzelliklerini tadana, nefes alıp vermenin güzelliklerinin farkına varana, yaşamanın manasını kavrayana, işin özünü anlayana, gelmek kadar gitmenin sırrını bilene, yaşadığı devranda yaşayarak öğrenene, vakit-saat geldiğinde habersizce, gülerek eyvallah deyip gidene de teşekkürler.
Perde ne zaman kalkar gözler önünden ve ne zaman anlaşılır dünyada yapılan büyük-küçük her şeye teşekkür edilmesi gerektiği bilinmez ama ben peşinen teşekkür ediyorum zahmete girip yazıyı –yazılmış olanları- okuyan herkese. Teşekkür etmeyi öğrenip teşekkür edenlerden olmak dileğiyle… Muammer AZMAK 31/10/2012