Muammer AZMAK

Muammer AZMAK

[email protected]

SORGULAMA

06 Ağustos 2018 - 12:29 - Güncelleme: 07 Ağustos 2018 - 10:07

SORGULAMA


Dünya hayatımıza başladığımız andan itibaren öğretilmiş musiki nağmeleri ile isteklerimizi dillendirme ya da dikkatleri üzerimize çekme başarısı göstermişiz. İnsanoğlunun özgürce seslenme melekesini sus işareti ile bastırma becerisini, düşünme eylemine dönüştürmek yerine, itaatkâr şahsiyetlere dönüştürme çabamızı diğer dönüştürmelerde sergileyemememizi hayretle tefekkür ederken tek kanatlı kuş çırpınmalarına kurban verişi de fark etmemek mümkün değildir.


Hürriyetin engin sınırlarında, çırpılması gereken kanatların her birine, binlerce taşınmaz kavramlar asmaya başlayınca yükselmeyi bırakın, aksine fikriyat ikliminden kopmayı ve düşüncesizlik çukuruna çakılmayı, var gücümüzle desteklemiş olduğumuzun ayrımına varamamaktayız, maalesef. Bununla kalsak ‘alâ’ demek bile isteyecek insan.


Etraflarına kafesler üstüne kafesler atmak suretiyle özgür dünyanın bir hapishane olduğu kabullenmesi ile karşı karşıya bırakıveriyoruz. ‘Toplan, sayım var.’ emrinin ardından öğrenilmiş çaresizliğin boyun büküşü ile ‘ bir, iki, üç,’ ezberlerini tekraren söylemelerini çabalama ve gayret gösterme aldatmasıyla tevil ediveriyoruz. Benliklerini bulmak yerine, kalabalıkların içinde çıkmaz sokaklarda yitimlerine şahitlik ediyoruz, maalesef.


İnandırılmış meseleler, tartışma iklimlerinin dışına çıkarılarak putlaştırılıp zihinlerin körelmesine zemin haline getiriliyor. Bir başka bakış açısından bakmaya teşebbüsler dahi cehaletin bataklığında çırpınmak ve benzeri adlandırmaların acımasızlığında, mahkumiyetine hazırlanıyor. Zayıf da olsa bütün ‘ bence’ ile kurulmaya çalışılan fikri çilenin yumakları, kedi ile fare oyunun gönülsüz oyuncusu olmaya icbar ediliyor.


Oysa efkar ayakta durmalı, kıyam onun soyadı olmalı ki kendine has duruşunu sergilediği gibi temelsiz düşüncelerin yer ile yeksan olmasının da önünü açmalı. Nedenler, niçinler ve diğerlerini peş peşe sıralamak suretiyle düşünmenin temellendirmesini sağlamlaştırırken aynı zamanda düşünen benlerin miktarının artmasına katkı vermelidir. Böylece sorgulama isteğinin uyuşturucu verilmiş bir güdüleme şekline bürünmesine de izin verilmemiş olunur.


Ellere vurulan kelepçeler kısmi engellemelerdir, oysa düşüncelerin prangalarla hareket edemez hale getirilmesinin engellerinin önünde sınır çekilmesi mümkün değildir. Meydana getirilen sürülerin önderi uçurumdan atlanacak işaretini verdiği andan itibaren hiçbir karşı durma tepkisi oluşmadan bir yok oluşun seyredilen filmi haline dönüşüverir. Sürüde uyuşturulmuş fertlerden biri olmak, geçici kolaylıkları bizlere takdim etse de uzun vadede gideceğimiz adres bellidir, uçurum…


Karanlıkta kaldığımız bu demlerde zihin kıvrımlarında ne var ne yoku görmek için mutlaka sorgulama ışığı yol gösterici olarak hemen yanı başımızda durmaktadır. Nedenler, niçinler, dış dünyadan süzülecek ışığın yol göstericisi olurken iç dünyamızda aydınlanmanın da temsilcisi olacaktır. Sendeleyen, kendinden uzaklaşan düşüncelerin yerine, bizim fikirlerimiz olduğunun damgasını da belirgin şekilde vuracaktır, eylemlere.


Biz, derlemelerden meydana geliyorsak orada bir eksiklik olduğunu anlamak için alim olmaya gerek yok. Neden, niçin ve benzerleri olan sorgulama tabirlerini kullanmamız yeterli olacaktır. Cevaplandırmaların sahibi özümüz ise ‘bence’ sıkça karşımıza çıkacaktır; yok, cevapları başkası veriyorsa fikir çilesi çekmeden bir sürünün mensubu olmakla ne kadar övünsek azdır… ‘Bence’ zihnimizle barışık olduğumuzun –İki yabancı olmadığımızın- en iyi göstergesidir.


Aydınlanmamış ve aydınlatma çabasına katılmamış zihni faaliyetlere rağmen iç dünyalarının hakikate ulaşmış olduğunu iddia edenler, doğuştan hakikat tılsımına kavuşmuş olduğunu zannedenlerdir. Oysa hakikat, aramaların ve çabaların sonunda elde edilir. Hakikat, aramadan bulunmaz. Sorgulamadan doğruya ulaşmak, süzülerek hakikat bahçesine girmek mümkün değildir. Hedef gerçek ise ona giden yol da sorgulamaktır. Her konu sorgulamayı hak edecek kadar öneme haizdir, vesselam.


Muammer AZMAK  28.07.2018