Muammer AZMAK

Muammer AZMAK

[email protected]

SAMİMİYET

31 Mart 2014 - 12:02

SAMİMİYET

Zevk ve eğlence düşkünleri ile varılır mı hedeflenen menzillere bilinmez ama yanlış yol ve kişiler ile dolanarak da varılmaz kutlu gayelere. Ağırlığını oldukça fazla hissettiriyor zihin dünyama bu kabul. Derinlerden bir ses, sesleniyor; sen evvela gayende, samimi ol diyor, sonra çabanda, sonrada arkadaşlığında, gelir ardından samimiyet...

Her kim ise bir maksada sahip olmalı öncelikle. Amacı uğrunda renkten renge girmeli, sararıp- solmalı, harap olmalı, zordan dara düşmeli, kalkmalı ama uzun sürmemeli, tekrar düşmeli ki bağlarının kuvveti anlaşılsın. Rakiplerin gözü yılsın, hamlesi yorulsun, iştahı kırılsın. İbresi en yükseği göstersin samimiyetin.

Dünyanın geçici emellerinin peşinden sürüklenmediğini ortaya koymalı. Yüreği, ihtirasın kirli duygularının esiri olmaktan ziyade,  ilahi bir kuvvetin ve bu kuvvetin ortaya koyduğu emirlerin sadığı olduğunu, gözlere kaydetmeli. Bir heykel edasıyla aldığı samimiyet hazzının muhteşemliğini her bakana, her görene yansıtmalı.

Besleyici, ilahi bir kaynak ise hızını hiçbir engel kesemez. Bütün yolların kapanmışlığı, bent olmaktan uzak kalır. İlk muradı, aşkının peşinden yorulmadan koşmak olmalı. Bu koşudan vazgeçmek isteyen nefsini duymamak, duyunca en güçlü bir gem ile dizginlemek uğraşı olmalı. ‘Odun olsa ateşe atılan yine de doğru olmalı’ anlayışını yeni zamanlarda da yaşatmalı. Ayın yüzü gibi Güneş’in ışığını olanca güzelliğiyle aktarmalı ki samimiyeti ve razılığı anlasın âlem.

Süreklilik her dem olmalı duyguların ve fiillerin akışında. Yapıp- etmeler akamete ne olursa olsun uğramamalı. Aşkla, şevk ile akıtılmalı gözyaşları, isterse kaplasın gökyüzünü, isterse gözleri zifiri karanlıklara bıraksın. Yolun sonunda olacak aydınlık, bütün bu zulmeti boğmalı. Nesnelerin ve kişilerin ötesine, maşuka doğru, ihlaslı kürek çekmelere ara vermemeli.

Işıltılı, çarşı izinleri benzeri bırakışlar aldatmamalı. Düşüncelerin önce harmanlandığı sonra yudumlandığı tefekkür sofraları arzulanmalı. Yatağa baş koyduğuna ve başı yatağa koyduğun ana, hesabın toplanıp- çıkarıldığı gelecek vakte, daha nice akla gelmez duruma, hazırlıklardan geri durmamalı. Yekûnun borçlu çıkarma ihtimali olmamalı. Hazır kıta bir birlik gibi tam teçhizat kapının eşiğini terk etmemeli.

Kalbi, dudağa yapıştırmak kadar zor olsa da nefsin heykellerini, birer birer yıkmalı. Çilelerin doruklarında, tevekkülü ve şükretmeyi asla unutmamalı. Örneklerini günümüzde görme bahtiyarlığına erişemeyeceğimiz örnekler olmalı. Hakk yolunda durmanın sadakatini sabır ile elde etmeli. Gelen makamın gönderdiklerinin yasını tutmak yerine, razılığının kazanılmasının gayreti sarf edilmeli ve sebatkâr olunmalı.

Mecnun’un yanıklığını ve sevdasını, Ferhat’ın azmini şiar edinmeli. Ebubekir’in yandaşlığını, Ali’nin candaşlığını, her daim rehber eylemeli. Yârin uğruna, takılan bütün zincirlerden kurtulmalı. Gerektiğinde sükût eylemeli, gerektiğinde Davudi nidayla, dünyaya avaz olmalı. İllaki çalışmaktan azat, gayretkeşlikten bihaber olmamalı.

Emanete ihanet etmemeli, korkunun tekeline düşmemeli, mesuliyetlerin idrakinin fevkinde olmalı. Bir tespihin hoyrat elden gelen ile şefkat elden geleni birlediği gibi sabretmeli. Ya sabır! Efsunlu ezgilerini her dem ilk kez dinliyormuş edasıyla dinlemeli. Ser hoşluğunuz sizden gayrısını kıskandırmalı, heveslendirmeli.

Derilere nasır bağlatan sıkıştırmalar, saçlara karlar yağdıran sıkıntılar, yüzleri kırış kırış eyleyen düşünceler, usulcacık fısıldıyor kulaklara, sizin daimi olan sebatınızı. Her duruma uygun tebessümler, zamanın imbiğinden sızarak geçmişi ve geleceği kucaklamaya daima devam etmeli. Tebessümler sadakadır. Sadakalar belaları def eder.

Cennetin meyvesi takvanın sonucudur. Aşkın meyvesi teslimiyetin devamındadır. Seslenişlerin idraki ise mantıksal çözümlemelere aldırmadan ümitle inanmaktır. En hakiki olana ermek tevazu gömleğini giyinmektir. Gerçeklerin dili karşısında taş kesilmemek, güven bulutlarından ıslanmak, göz göze bakışmanın diz dize oturuşmanın derinliğinde kaybolmaktır.

Keyfilikten, sığlıktan, ithamlardan, baskılardan ve benzerlerinden uzak olmaktır samimiyet… Bilal gibi sırra vakıf, çileli ve hüzünlü olmaktır samimiyet… Hamza gibi candan geçebilmektir samimiyet… Hak yolda durmaya devam etmektir samimiyet…  Sözün doğruluğunda, gözün masumiyetinde, güvenmenin rahatlığında bulursun samimiyeti… Samimiyet halkasının kopmaması dileğiyle… 27.03.2014 Muammer AZMAK