Muammer AZMAK

Muammer AZMAK

[email protected]

BANA MASAL ANLAT

12 Nisan 2018 - 21:11

BANA MASAL ANLAT

Bana masal anlat anne! Büyüdüm. Farkındayım. Kucağına sığmayacağım, olsun. Dizlerine başımı koyayım, hem bit kır hem de masal anlat anne! Küçüklere değil, büyüklere anlatır gibi masal anlat anne. Zaten günümüzde de büyükler, hep bize, masal anlatıyor anne.

Bir varmış bir yokmuş ile başla, tekerlemeleri sıralarken art arda ben zaten uyurum. Uyudum diye yarıda bırakma anne, onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevetine diye mutlaka bitir, mutlu sona bizi uykuda götür. Uyanıkken hiç nasip olmayacak görünüyor mutlu sona ulaşmak anne. Bari masalda kavuşalım mutlu sona, iyiliklerimiz karşılık bulsun, kem sözlerimizin cezasını çekelim, rüya olduğunu bilince yeniden mutlu olalım. Esirgeme bu güzelliği ne olur anne.

Çocukluk işte diyeceksin, deme. Kalbimi, yeniden alınacak oyuncaklardan sandım, kırdım. Sen kalbimi oyuncak sanıp kırma. Bizi oyuncak zannedip her fırsatta istediğini yapanlardan olma. Ne söylersek kabul ederler, ne söylersek inanırlar ne dersek itiraz etmezler diyenlerden olma anne. Kalbimin derinliklerine nüfuz edecek iyiliklerin temelini atmaktan hiç imtina etme. Bana iyiliklerin kol gezdiği masallar anlat anne.

Düştüğümüzde yerlere, çarptığımızda bir taraflara, kanardı dizlerimiz. Koşup gelirdin telaşla ve ne oldu yavrum der, kucaklardın sıkıca. Sonra dövelim yeri, dövelim sandalyeyi deyip dikkati başka yöne çektiğin gibi, acılarımızı hafif hale getirdiğin gibi, masallarla acılarımızı bir nebze azalt anne. Derin bir nefes alıp üfleyelim geçsin dediğin gibi aldatılmayı, kandırılmayı, kötülükleri, çirkinlikleri üfle de gitsin anne.

Takas ettiler bütün masumlukları, kirli alış-verişlerle kirlettiler nesneleri. Masallardan daha zalim çıktılar, hiç kendileri zarar görmedi, faturalar bize kesildi. Sütünün aklığında tertemiz yüreklerimizi koruyamadık. Başlamadan yolculuğa bir bitişi yaşadık. Masallardaki mutlu sona ulaştırmadılar, mutlu biten bir masal anlat anne.

Olaylar oluyor gözlerimizin önünde, sonuçlar değişiyor bilinmez bir yerde. Olağanüstülükler masallardan fazla. Krallar her zaman doğrudan, hakikatten yana olmuyor, kötülüklerle kaplıyorlar her yanı. İnanmayanlara darılıyorlar. Hele hele kazara karşı çıkılmaya görsünler mümkün olsa sürerler mülkten dışarı. İçinde saygının ve sevginin olduğu, kimselerin kimseleri sürmediği, herkesin yerinde sağ olduğu bir masal anlat anne.

Gözünde, hiç ama hiç büyümedim, işe gelende ise dev bir adamdım. Dev gibi büyüyüp dev yüreğimle sana bakacaktım. Hainlik ettim, bencillik ettim. Gözümü bile kırpmadım seni aldattım. Şimdilerde yalnız anneleri aldatmıyorlar, ne var ne yok bütün insanları külkedisi zannedip kandırıyorlar. Bilirim, ben seni yüzlerce aldatsam da sen yine de bana kıymazsın. Ne olur, aldatmanın olmadığı, güven duygusunun kaybolmadığı, selamlaşmanın özündeki ‘ benden sana zarar gelmez’ hakikatinin olduğu, masal anlat anne.

‘Erkekler ağlamaz, hele babalar hiç ağlamaz’ algıda yanılma oluşturan ifadelerin tesirinde çok zaman ağlayamadım ben. Ama şimdilerde, neredeyse durup dururken ağlamaklı oluyorum, yaşanılan eğrilikler karşısında. ‘Deveye sormuşlar’ diye başlayan lafızlardan, artık develerde çok sıkılmış olacak ki bıktım bu temcit pilavından, der olmuşlar. İçinde eğri büğrü şeylerin olmadığı, temcit pilavı misal ısıtılıp ısıtılıp ikram edilen aynı yiyeceklerin bulunmadığı, yeni tatların ve yiyeceklerin olduğu, isteyenin istediğinden afiyetle yediği yemeklerin tarif edildiği masal anlat anne.

Ürperiyorum, hatta korkuyorum, isteklerimi göz önünde bulundurmadan, sen de şimdikiler gibi bana korkulu, üzücü, acılı, eziyetli masal anlatırsan ben ne yaparım. Duramazsam ayaklarımın üzerinde, kırılırsa belimin direnci orta yerinden, ya yıkılırsam halim nice olur. Ya dizlerimin bağı çözülürse, ya kalbim duracak gibi olursa halim nice olur. Bu kötü hallerin şerrinden beni muhafaza edecek uykuda da olsa beni mutlu edecek bir masal anlat anne.

Birisi cennetin kapılarını açık bırakmış bütün melekler buraya mı gelmiş diyesim gelsin. Beyaz atlı prensler el ele verip ne kadar yardıma ihtiyacı olan varsa yardım yapsın. Yolda yürüyenlerin ayağına taş değmesin, diken batmasın. Zaman mutluluğun iklimlerinde akıp gitsin lakin dertler olduğu yerde kalsın. Kimsenin saçının bir tek teli dahi düşmesin. Varsa şikâyet yalnızca ömrün bitiminden olsun. Sözlerim boğazımda dizildi, düğümlendi. Yürek yanık, gönüller hep kırık.

Keşke açabilsek yüreklerimizi, keşke sarabilsek birbirimizi, iyilere baksak, iyileri düşünsek, iyilikler yapsak, birlikte iyi olsak. Varsa böyle bir masal ne olur anlat anne. Masalların gerçek olması dileğiyle…

02.04.2014 Muammer AZMAK