Mehmet Tayfun MOĞOL

Mehmet Tayfun MOĞOL

[email protected]

DEMİR’İN MONTU

03 Temmuz 2019 - 19:05

DEMİR’İN MONTU                                                                                                                      29.06.2019

Bursa Altıparmak ilkokulunda 2.sınıftaydık. O zamanlar öğrencilerin bilgi ve görgüsünü artırmak için okul gezileri düzenlenirdi. En ilgisiz arkadaşımız bile konu gezi olunca heyecanlanırdı. Gezi sabahı öğle yemeği için yenecek nevale anneler tarafından hazırlanır yanımıza verilirdi. Genelde gezi faaliyetleri bahar aylarında yapıldığından hemen hemen tüm arkadaşlar yumurta ekmek ve taze soğandan oluşan menü ile yola çıkarlardı. Kiralanan otobüste heyecan ve neşe içinde yer alınırdı. Gezilecek yerleri merak ederek yolculuğumuz başlardı. Bildiğimiz marşlar ve şarkılar söylenerek ziyaret edilecek sanayi tesisine kadar cıvıltılı bir yolculuk olurdu.

Gezimiz her zaman ki gibi yorgunlukla sona erdi. Ertesi gün okula gittiğimizde üzüntülü bir olayla karşılaştık. Demir diye bir arkadaşımız vardı. Onun okula gelmediğini fark ettik. Daha sonra aldığımız duyumlar Demir’in deri montunu gezide kaybettiği için babası tarafından şiddet uygulandığı yönündeydi. Üvey anne elinde olduğunu bildiğimiz Demir için çok üzülmüştük. Gördüğü şiddet sonucu bisiklet kiralayarak montunu aramaya gideceğini haber aldık. Dokuz yaşındaki çocuğun baba korkusu yüzünden yaklaşık 30 km. mesafeyi başına bir şey gelmeden tamamlaması mümkün değildi. Daha sonra öğretmenlerimizin başvurduğu polis Demir’i buldu. Ailesine nasihat ederek eve gönderdiler. Bu esmer çelimsiz çocuğun  ailesi ile sıkıntılar yaşadığını bilir çaresizce üzülürdük. O yılın sonunda  babamın tayini nedeniyle taşındık ve Demir’i bir daha hiç görmedim.

Bu gün hala deri veya benzeri ürünler satan dükkânlar bana hep montunu kaybedip zulme uğrayan Demir’i hatırlatır. Ve günümüz çocuklarının beğenmedikleri kıymet vermedikleri eşyalar için birilerinin yaşamını tehlikeye attığı düşüncesi beni hep üzmüştür.

Demir umarım aile şiddetine maruz kalarak çılgınca davranmamıştır. Umarım aramızdadır. Belki de bir mont mağazasında karşılaşırız. Saygılarımla.