Mehmet Tayfun MOĞOL

Mehmet Tayfun MOĞOL

[email protected]

DAMASCUS VE KURBAN

05 Ağustos 2019 - 20:49

DAMASCUS VE KURBAN                                                                                                                                02.08.2019

İslam alemi yılın ikinci dini bayramı olan kurban bayramını idrak için hazırlıklarını sürdürüyor.

Günümüz Türkiyesinde bayramlar hafta sonları ve idari izinlerle  birleştirilerek uzun tatil fırsatı sağlanıyor. Yaz bayramlarında şehirler ıssızlaşıyor.Bayram tatilleri tatil bayramına dönüşüyor.

Çocukluk bayramlarımızı anımsıyorum da ayrı bir heyecan yaşatırdı bizlere. Bayram sabahlarında Mustafa Kandıralı ve saz arkadaşlarının çaldığı oyun havaları gönüllerimizi  şenlendirirdi. Ben hala her bayram aramızda olmayan aile büyüklerimizi yad ederek Mustafa Kandıralıyı dinliyorum.Kurban bayramında arife gününe kalınmadan bir hafta öncesinden kurban alınmaya çalışılırdı. Rahmetli babam kurban seçmeye beni de götürürdü. İlk okul çağlarımda sürünün içine girer sanki 40 yıllık celep gibi hayvanların sağrısını eller semiz olanı seçmeye çalışırdım.Seçilen hayvan için pazarlık yapılır anlaşana kadar çoban usulü el sıkışılırdı.Satıcının el sıkarak şiddetle salladığı kolunuz Bayramın 3. Gününe kadar seğirirdi.Seçtiğimiz hayvana evden getirdiğimiz nazar boncuklu ip bağlanırdı.Yiyeceği yem satıcıdan tedarik edilirdi. Önceleri at arabası ile sonraki yıllarda triportörle eve götürürdük. Bayram gününe kadar balkon,bahçe veya bodrumda çocuklar kurbanlık hayvanı besler su verir ve severdi.Aileler o zamanlar çocuk psikolojisine pek itibar etmez çocukların duygusal bağ kurduğu hayvanı hunharca kasaba teslim ederlerdi.O devirlerde yaşanan travmadan ötürü kuzu eti yemeyen çocuklar türedi.Kurban bayramı öncesi seyyar bıçak bileyiciler dolaşmaya başlar bıçaklar satırlar bilettirilirdi.

Bıçaktan bahis açılmışken Osmanlıdan günümüze kaybolan değerlerimizden birisi olan kılıç ve bıçak için çelik üretim tekniği olan Damascustur(Şam).Diğer bir deyişle Şam çeliği. Osmanlı tebaasından olan ustalar tarafından özel teknikle Dımışki(Şam) yumurtası denen özel formüllü döküm çelik elde edilirmiş. Kılıç yapımında  en büyük hendikap sert malzemenin kırılgan olması ;yumuşak malzemenin keskinliğini koruyamamasıdır.Şamlı silah ustaları bunu sert ve yumuşak malzemeleri katmanlar halinde(Bir tür laminasyon tekniği)ısıtıp döverek kaynaştırma metodu ile aşmışlardır.

Timur istilası ardından Şam şehrindeki büyük ustaların alınarak Semerkand’a götürülmesi bu endüstriye büyük zarar vermiştir.Şam çeliğinin Osmanlı İmparatorluğunda gördüğü rağbet yeni ustaların yetişmesini ve Dımışki kılıçlarının ününe ün katmasını sağladı.Bu rağbet öylesine büyüktü ki 2-2,5 kg.ağırlığındaki  kılıç yapımında kullanılan külçeler mücevher gibi                 padişahlara hediye olarak sunulurdu.İstanbulda da bir Dımışkihane kuruldu.Evliya Çelebi Seyahatnamesinde Fatih Sultan Mehmet zamanında faaliyete geçen bu dımışkihanenin bugünkü Kabataş ile Tophane arasında deniz kıyısında yer aldığını anlatır.Başta padişahlar olmak üzere devrin ileri gelenlerine çok değerli kılıçlar ve bıçaklar  yapan ustaların çalıştığı Dımışkihane binasının  1640 yılında yıkılmasından önce Sultanahmet’teki kılıçhane binasına taşınmış olması muhtemeldir.

Damaskus çeliğinin  1700’lü yıllardan sonra yapım tekniği ve formülasyonu bilinmeyen nedenlerle ortadan kaybolmuştur.

1980 yılında Alfred Pendray ve arkadaşları Oleg Sherby ve Jeff Wadsworth takımı, orijinal tekniği yeniden keşfetmeye çalıştılar.Bu takım, geleneksel metot ile demir ve çok sayıdaki bileşimi kil bir potaya koyup, karışıncaya kadar erittiler ve orjinaline çok yakın çelik ürettiler. Amerika ve Rusya da yaptıkları metalürjik çalışmalarla, bu metali yeniden yapmanın yolunu buldular.Bizim kaybettiğimiz değerler Avrupalılar tarafından mı tekrar araştırıp bulunmalıydı. Bize emanet olan kültürel mirasa sahip çıkma görevi maalesef ihmal edilmektedir.

Japonlar Katana adını verdikleri kılıç yapımı ile ünlüler. Samuraylık geleneği 1876 yılında İmparator Meji tarfından ortadan kaldırıldı. Kılıç taşıma kanunlarını değiştiren Meji Samuraylığı tarihe karıştırdı. Japonlar Samuraylığın  geçmişte kalması nedeni ile kılıç yapma teknik ve becerilerini bıçak yapımı üzerine yoğunlaştırdılar.Mutfak bıçak çeşitlerinde Japonya hep üst sıralarda yer bulmaktadır.Kullanılan her çeşit bıçağın adı vardır. (Santoku,Deba,Bunka,Nakiri, Kiritsuke,Yanagiba, Usaba,Gyuto bunlardan bazılarıdır.) Bazı bıçaklara Bizim Damascus tekniği kullanılarak desenler verilir. Bu bıçaklar normal bıçaklardan 10-20 kat pahalıya satılır.Bize özgü teknik olan Damascusu Japonya, Çin, Hindistan,Pakistan kullanırken bizim bıçakçılarımızın genelinin bu teknikten haberi bile yoktur.

Bayramınız Kutlu olsun.

 

 

 

Kaynak :Thought ;Science Tech by Anne Marie Helmenstine

C.S.Smith,A History of Metallography,Cambridge:MIT Press,1988,ch.3-4

O.Sherby,Wadsworth,”Damascus Steel an Superplasticity”,Sampa Journal,1995,vol.31,no.5

T.N.Eralp,Tarih Boyunca Türk Toplumunda Silah Kavramı ve Osmanlı İmp.Kullanılan silahlar.Ankara TTK 1993