Mehmet Tayfun MOĞOL

Mehmet Tayfun MOĞOL

[email protected]

BANYA BAŞI GÖZÜMÜN YAŞI

08 Ocak 2020 - 20:34

BANYA BAŞI   GÖZÜMÜN YAŞI                                                                                                 06.01.2020

Saygıdeğer okurlar oğlumun yurtdışı eğitimi için Bulgaristan’da oturma izni almamız gerekti tatiller dahil yaklaşık 4 aylık bir süreyi buldu. Oturma izni alabilmek uzun bir bir süreç. Bulgaristan nüfusu yaklaşık 7 milyon  AB’nin en yoksul ülkesi Yüzölçümü Türkiye’nin 1/7 i kadar. Küçük balkan ülkelerine girebilmek bu kadar zorken bizim ülkemiz neden bu halde diye sormadan edemiyoruz.

Bu coğrafyada kurulan 2 imparatorluktan sonra elimizde kalan 783.562 km² topraktır.

Milli marşımızda Mehmet Akif “Bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı: Düşün altında binlerce kefensiz yatanı” “Şuheda fışkıracak toprağı sıksan, şuheda!” mısraları ile vatan toprağını savunmak için ne kadar çok şehit verildiğini acılar içinde anlatmıştır. Dünya üzerinde hiçbir ülkenin parası bu bedeli ödeyerek bu toprakları alacak güçte değildir. Riyal’ini cebinde koyup gelene Mehmet Akif’in yukarıda yazılan iki dizesini hatırlatmak gerekir. Bu topraklarda yetişen her fidan şehitlerimizin kanı, yetimlerimizin gözyaşı ile sulanmıştır. Semaya yükselen her ağaç bir şehadetin nişanesi olarak  abide gibi günü selamlarken unutulmamayı umut etmektedir. Ağaçlarımızı kesmeye, yakmaya, sökmeye kimsenin ne hakkı vardır ne de yetkisi.

Milli mücadelede gösterdikleri direnişlerden Antep’e Gazi, Maraş’a Kahraman, Urfa’ya  Şanlı  unvanı verilmiştir. Kilis kanlı mücadelelerle savunulmuştur.2011 yılında Güneydoğu Anadolu’ya yaptığım seyahatte: Kilis ilimizde mültecilerin çoğunluğa geçtiğini, Gaziantep’te Suriyeli muhaliflerin hükümet merkezi kurduklarını Maraş ve Urfa’da binlerce kişinin yerleştiğini gördüm. Kriminal tüm unsurları da ülkemize taşıyan denetimsiz kişiler ve çocukları yarının suç odaklarını teşkil edeceklerdir. Sınırlarımızdan denetimsiz giren kişilerin ajan mı provokatör mü terör örgütü üyesi mi oldukları bilinmemektedir. Cumhuriyetin ilk yıllarından beri üzerinde çalışılan emek harcanan başarılı aşı sistemimiz kesintiye uğramış ve unuttuğumuz hastalıklar tekrar ortaya çıkmıştır. Kontrolsüz nüfus artışları demografik yapımızı tehdit eder hale gelmiştir. Kanla canla savunulan yurt sathı sessiz istilaya uğramıştır.

Toprağının kıymetini bilmeyen vatandaşlığını siyasi ulufeye çeviren milletler iflah olamamışlardır. İsrail’e Padişahın iradesine karşı toprak satan Filistin en önemli örnektir.

14.Y.Y. Sonlarına doğru Osmanlı hakimiyetine giren Bulgaristan 20.Y.Y. Sonlarına kadar yaklaşık 500 yıl Osmanlı toprağı olarak kalmıştır. Osmanlılar bölgedeki hakimiyetlerini güçlendirmek için pek çok mimari eser inşa etmişlerdir. Osmanlı - Rus harbinden önce Sofya’da 41 cami, 3 mescit, 3 medrese, 11 mektep, 2 hamam, 5 Kaplıca, 5 türbe, 3 han, 8 tekke, 1 dergah, 2 zaviye, 2 kütüphane, 1 Mahkeme konağının mevcut olduğu bilinmektedir. Bu sayı günümüzde 4 cami ve 1 hamam kalıntısıdır. Sofya’da İbadete açık tek cami Banya başı ‘dır. Molla Efendi camii olarak da bilinir. Mimar Sinan eseridir. Evleri çarşıları mahalleleri sokakları ile tam bir Osmanlı şehri görünümündeki merkezler sistematik olarak Rus, Bulgar, Avusturyalı, Çek mimarlar tarafından yaklaşık 30 yılda değiştirilmiştir. Rus idaresinde 1878 den 1900 yıllarına kadar planlı olarak Osmanlı eserlerini yok etme işi devam etmiştir. Camilerin minareleri yıkılmış kilise vs. amaçlarla kullanılmaya başlanmıştır.

Özetle gücünüzü, birliğinizi, dirliğinizi kaybettiğinizde yerinizi alanlar ister 500 isterse 1000 yıllık kültürel mirasınız olsun sizi tarihten silmek ve kendi kültürlerini yerleştirmek için bunu yaklaşık 30 yıl gibi kısa sürede halledebilirler.