Mahmut Haldun SÖNMEZER

Mahmut Haldun SÖNMEZER

[email protected]

KENDİ BÜYÜKLÜĞÜMÜZÜN FARKINA VARALIM

22 Ocak 2018 - 16:04 - Güncelleme: 22 Ocak 2018 - 18:30

~~KENDİ BÜYÜKLÜĞÜMÜZÜN FARKINA VARALIM

Fransa Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ni toplantıya çağırmış. İşittiğimize göre, bugün acilen toplanıyorlarmış. Toplansınlar. Dostları(!) onları ancak  alışverişte görür. Çünkü bu saatten sonra toplanmalarının zerre mesâbesinde önemi yok artık bizim için. Ayrıca, çıkacak kararın da nezdimizde hiçbir bağlayıcılığı olamaz. Olmamalı da zâten.
1974’te de Türkiye yine benzer bir durumla karşılaşmıştı. 20 Temmuz’da başlayan harekâta, Batılı dostlarımızın(!)  çağrılarına uyarak, iki gün sonra son vermiştik. Peki, sonuç ne oldu? Bize hiç de dürüst davranmadıkları, her zaman olduğu gibi işi sürüncemede bıraktıkları için, ağustos ortalarında ikinci harekâtı yapmaya mecbûr kaldık. Çünkü o zaman da aynı taktiği uygulayıp bizi oyalamaya kalktılar. Bundan cesâret alan EOKA çeteleri de yeniden Türk köylerine saldırmaya başladı. Ve sonuçta biz, yine kendi göbeğimizi kendimiz kestik. Yaşananlar artık bize bir ders olmalı ve târihin bir kez daha tekerrür etmesine fırsat vermemeliyiz.
Hiç kimse şundan korkmasın: Ya Batı dünyası bir olup karşımıza dikilirse. Dikilirlerse dikilsinler. Onlar ancak masa başında bize gözdağı verebilirler. Diplomatik açıdan baskı yapabilirler. Bunun da şu dakikadan sonra hiçbir ehemmiyeti yoktur bizim için. Ambargo koymaya kalkarlarsa da bundan en başta kendileri zararlı çıkar. Ve Batı’nın tasallutundan bezmiş, tutunacak bir dal arayan dünya milletleri de artık karşımızda değil, yanımızdadır. Trump’ın Kudüs kararını ıskartaya çıkartan BM’deki son oylama da bunu bize fazlasıyla göstermedi mi zâten?
Artık neticeyi süngülerin belirlediği Ortadoğu’da bunların hiçbirisi Suriye’ye asker sevk edip bizim karşımıza çıkmaya cesâret edemez. Bizimle bir sıcak savaşı göze alamaz. Nereden mi biliyorum? Bunlar can derdiyle kapılarını çalan üç tane mülteciye bile kucak açamadılar. Onlar için en ufak bir masraf ve zahmete bile katlanamadılar. Ortadoğu’ya asker sevk edip canlarını ve ekonomilerini mi tehlikeye atacaklar? Yönetimler böyle bir şeye tevessül ettikleri takdîrde ise, en başta kamuoyları karşılarına dikilir. Yeni açmazların içine düşerler.
Bugünden sonra roller değişmiştir. Eskiden onlar istediklerini yapar, bizse kınamakla uğraşırdık. Onlarsa bizim yüzümüze gülüp bildiklerini okurlardı. Bundan sonra onlar kınayacak, biz ise bu sivrisinek vızıltılarını duymazdan geleceğiz.
Hâriciyye kökenli merhûm siyâsetçilerimizden Kâmuran İnan Bey, bir Avrupalı meslektaşının kendisine söylediği şu sözü sık sık tekrar ederdi: “Herkes sizi büyük görüyor, sadece kendiniz dışında…” Ne dersiniz, artık soğuk savaş döneminin itiyâtlarından kurtulup kendi büyüklüğümüzün farkına varmanın zamanı gelmedi mi? Ayrıca karşımızdakiler de dev değil, hepsi birer cüce…