Kadir KESKİN

Kadir KESKİN

[email protected]

ŞEKER DAĞITAN ÖĞRETMEN

17 Ocak 2010 - 12:03

ŞEKER DAĞITAN ÖĞRETMEN

          Anadolu illerinden birinde ilkokul çocuklarına “Allah’tan şeker isteyin” diyen ilkokul öğretmeni şekerin verilmediğini görünce cebindeki şekerleri dağıttıktan sonra  “ Ben varım verdim, Allah’ta olsaydı verirdi.” diyerek şeker mantığıyla Allah’ın yokluğunu ispata çağıran şekerci öğretmenin yaşı yetmişi geçtikten sonra tevbe ettiğini,  Umre’ye gittiğini ve Umre dönüşüyle yaşadığı şehirde çok büyük bir yankı yaptığını 20.12.2002 tarihli ulusal basında öğretmenin yaşadığı şehirde büyük bir yankı yaptığı haberi yer almıştı.  Yine buna benzer bir olay da  Balıkesir’in  Ilıca kasabasında  N. Adlı bir  öğretmen de görevi sırasında aynı şeyleri söylediği,   ancak  emekliliği döneminde yakalandığı gırtlak kanserinde sesini kaybedince  karşılaştığı öğrencilerinden biri “Geçmiş olsun hocam” der demez, emekli öğretmen öğrencisine “ Ah yavrum!   Sesim varken Allah’ı inkâr ettim, sesim kayboldu onu buldum. Keşke şu anda o gür sesim olsaydı da herkese “ALLAH VARDIR diye bağıra bağıra haykırabilseydim.” diye yakınır.

           Bu olaylara bağlantılı olarak benim de buna benzer yaşadığım bir olayı burada anlatmayı uygun görüyorum. 1970 yılında öğretmen olarak görev yaptığım  Çanakkale’nin bir ilçesinde  Fen Bilgisi öğretmeni olarak beraber  çalıştığımız R. adlı arkadaşımız okulda ve çevresinde ateist olarak tanınırdı. Ve derslerde de ateistlik propagandası yaptığı için de sürekli soruşturma geçirirdi. Hatta 1970 yıllarında Afrika’da ilk kalp nakli Dr. Barnard tarafından yapıldığında sabahleyin öğretmen odasına büyük bir sevinçle girerek “ yaşasın ölüme de çare bulundu” diyerek bir nara atmıştı. O ses hala kulaklarımda çınlar.  Arkadaşımız katı bir ateistti. Hatta o yıl yapılan nüfus sayımında da kendini ateist olarak yazdırdığı için ilçede de R.’nin adı unutuldu.“ Tanrı Tanımaz” olarak anılmaya başlanmıştı.

         Zamanla birbirimizden tayin dolayısıyla ayrıldık. Uzun yıllar bu arkadaşımızın ateistliğini sürdürdüğünü duydum. Ama emekli olduktan sonra tevbe edip pişman olur ve mezun ettiği ve dersine girdiği bütün öğrencilerin isim listesini ve adreslerini çalıştığı okulundan alarak bulabildiklerine okul döneminde söylediği inkârcı sözlere itibar etmemelerini söyler.

         İnsan parası, sağlığı, makamı, şanı, şöhreti ve ünvanı varken ne oldum delisi olmamalı. Sahip olduğumuz her şey zamanla ters orantılıdır. Sahip olduğumuz hiçbir şey kalıcı değildir. Zamanla her şey teker teker alınmaktadır.

 

Geldi geçti ömrüm benim

Şol yel esip geçmiş gibi

Hele bana şöyle gelir

Göz yumup açmış gibi