Kadir KESKİN

Kadir KESKİN

[email protected]

Pişmanlığın En Kötüsü

08 Temmuz 2019 - 15:29

Pişmanlığın  En Kötüsü

Az ve yeterli servet, çok olan ve azdıran servetten iyidir. En kötü şey de ölürken yapılan mazeret beyanıdır. Pişmanlığın an kötüsü de kıyamet günü duyulan pişmanlıktır.

İtalyan Covanni sanayici bir ailenin tek çocuğudur.  Kuş sütü hariç el bebek, gül bebek  bir çocuk olarak büyütülür.  Gençlik çağına gelince de  fabrika kokusu  olmayan  arabaya binmezdi.   Bebekliği ve gençliği olabildiğince lüks hayat içinde geçti. Üretmeden tüketen bir genç olarak büyüdü. Ama bir taraftan da hepimiz için geçerli Sünnetüllah  ( Allah’ın Kanunu) saniye sekmeden hükmünü icra ediyordu. Sağlıklı anne-baba herkes gibi yaşlanıyor  peygamberimizin ifadesiyle  ihtiyarlığın  afetinin  belirtileri  kendini göstermeye başlıyordu. Netice de  90 yaşının üzerinde  bulunan baba yattığı hastanede  organ yetmezliği nedeniyle vefat etti. Onun ardından  eşinin   yokluğunun üzüntüsüne dayanamayan  annesi de birkaç ay sonra  o da  vefat etti.

 

 Hayatın hep böyle devam edeceğini sanan asilzade Covanni,  “duvara dayanma yıkılır, insana dayanma ölür .”    hesabı anne babanın arkasından kendini büyük bir boşlukta  bulur. Ama çok geçmeden pekmez tabağına üşüşen sinekler gibi etrafını kendisi gibi  hayta zengin paleleri  doldurur.  Vur  patsın, çal oynasın hesabı   o meyhane senin , bu meyhane benim  alkol uyuşturucu   her ne zararlı illet varsa  hepsine de  dalar çıkar  ve 37 yaşına geldiğinde   gölün suyu kurur babadan kalan net  7 milyon  avro ile Akdeniz sahillerinde bulunan  kat ve yatların hiç biri kalmaz. Elde avuçta  ne varsa hepsi biter..  Etrafındaki yiyici takım da  dağılır,  çevresinde kimsecikler kalmaz.37 yaşına kadar dünyanın en zengin delikanlısı olarak hayatını sürdüren  Covanni,  73 yaşına kadar da  sokaklarda dünyanın en sefil insanı  olarak yaşar. Velhasıl ahir ömrünün  son  36 yılını sokaklarda  yaşayarak hayatını sürdürür. Geçtiğimiz noelde bir kış günü  sokakta alkolik olarak yaktığı ateşte ısınayım derken, ateşin içine düşer ve yanarak ölür.

 

Steve Paul Jobs... Dünyanın en tanınmış kişilerinden... Apple'ın kurucusu,  Suriyeli  fakir bir ailenin evladı olarak dünyaya gelir. İki aileye evlatlık olarak verilir.  Zeki , azimli ve karalı bir insandır. Kısa zamanda Teknoloji dünyasının en önemli isimlerinden ve en zenginlerinden biri  olur. 56 yaşında yakalandığı  pankreas  kanserine yenik düşer ve  İphone 4 tanıtımından bir gün önce ölür. Bütün parası dünyanın en zengin adamını bir gün daha  yaşamasını  sağlayamaz.

. Hayatının son döneminde yüzleştiği ve farkına vardığı gerçekleri dile getirdiği son sözleri ise hepimize ders verir nitelikte;

"İş dünyasında başarının zirvesine ulaştım. Başkalarının gözünde, benim hayatım başarının somut bir örneğidir. Ancak, işi bir tarafa bırakırsak, çok az keyif aldım. Sonunda, zenginlik alışık olduğum hayatın sadece bir unsuru oldu.

Şu anda, hasta yatağımda yatıyorken bütün hayatımı hatırlıyorum. Anlıyorum ki tüm gurur duyduğum tanınma ve zenginlik solgun ve yaklaşan ölümün yüzünde anlamsızlaşıyor.  Ölümün yaklaşan çizgilerinde yaratanı hissediyorum.


Şimdi biliyorum ki, bir ömür boyu biriktirdiğimiz zenginlik bitecek. Zenginlikle ilgisi olmayan şeylerin de peşinden gitmeliyiz. Bundan daha önemli şeyler olmalı. Belki ilişkiler, belki sanat, belki de gençlik günlerimizin hayalleri.


Hiç durmadan zenginliğin peşinden gitmek, kişiyi benim gibi şaşırmış birisine çevirir.


Yaratan bize, herkesin kalbindeki sevgiyi hissetmek için duygular vermiştir. Zenginlikle gelen yanılsamalar değil, hayatım boyunca kazandığım serveti birlikte götüremiyorum. Ne götürebiliyorum, sadece aşkla çöktürülmüş anılar. Gerçek zenginlik sizi takip edecek, eşlik edecek, güç verecek ve devam etmeniz için ışık verecektir.


Sevgi binlerce mil seyahat eder. Hayatın sınırı yoktur. Nereye gitmek istiyorsanız gidin. Ulaşmak istediğiniz en üst noktaya ulaşın. Bu tamamen sizin kalbinizde ve ellerinizdedir.

Dünyadaki en pahalı yatak nedir biliyor musunuz? 'Hasta yatağı'... Birisini arabanızı kullanmak için, para kazandırmak için işe alabilirsiniz, fakat hastalığınızı taşıyacak birisini bulamazsınız.


Kaybedilen şeylerin telafisi olabilir. Fakat kaybolduğu zaman bulunamayan bir tek şey var o da 'hayat'... Ameliyata giden birisi, henüz bitiremediği bir kitap olduğunun farkına varır 'Sağlıklı Yaşam Kitabı'... Şu anda hayatın hangi evresinde olursak olalım, zaman içinde, perde iniyorken onunla yüzleşeceğiz.


Ailenize, eşinize, arkadaşlarınıza değer verin...

 

Bir de İzmir’den bizim zenginimizden söz ederek yazımı noktalayıyım.

 1961 yılının bir kış günü, sabah kaldığım Kestane Pazarı yurdudan oda arkadaşım Osman Okur’la okula giderken  gazete bayisinde Yeni Asır gazetesinin manşeti dikkatimi çekti. Gazetenin manşeti “ İzmir’in meşhur iş adamı milyoneri F.A. intihar etti.” Çocuk düşüncesiyle zengin adamın ne sıkıntısı olur ki diye merak ettim. Gazeteyi alacak para da yoktu yanımda. Arkadaşımla cebimizdeki parayı birleştirerek gazeteyi aldık. Arkadaşımla merakla okuduk. Manşetin altında milyonerin normal resmi ve resmin yanında kanlı banknotlar gözüküyordu. Haberin içeriği ise şöyleydi. İzmir’in meşhur milyoner iş adamı midesinden rahatsızlanır. İzmir’in, İstanbul’un en ünlü doktorlarına muayene olur, sonuç alamaz. Daha sonra yurt dışına  gider. Muayene olduğu klinikte kendisine ‘”Çok ilerlemiş bir kanser hastası olduğunu, tedavisinin mümkün olmadığını, son günlerini rahat bir şekilde yuvasında geçirmesini söylerler” . Morali bozulan iş adamı doğrudan İzmir’e gelir. Ve bankalarda ne kadar mevduatı varsa çeker. Alsancak’ta denize nazır evine gelir. Ailesine dinleneceğini söyleyerek kendisinin yalnız bırakılmasını söyler. Hanımı da eşinin istirahatı için çocuklarını alarak aynı apartmanda yan komşusuna çıkar. Yarım saat sonra apartmanda silah sesi duyulur. Eve koştuklarında yatak odasında can çekişirken “……….PARALARI!  SİZİ KAZANMAK İÇİN HAYATIMI HARCADIM. ŞİMDİ SİZ NİYE BENİ KAZANMIYORSUNUZ?” diyerek paralara küfreder ve kendi beylik tabancasını kafasına sıkarak intihar eder. O gazete manşeti ve resmi, hala arşivimdedir. Zaman zaman bu manşete ve kanlı paralara bakar, bazen derslerde de öğrencilerime gösterirdim. Para var, çare var zihniyetiyle yaşayan bir zenginin dramı.

 

Tarihte en korunaklı Şato ve surların yerini çağımızın en son teknolojisiyle donatılan güvenlik sistemleriyle korunan akıllı evler ve siteler almasına rağmen hayatı suikastla sonlandırılan kardeşlerimizin yanında  bu şato ve konaklarda  bir eli yağda , bir eli balda doktor kontrolünde  yaşayan  nice insanlar, doyamadıkları hayatın  sonu ile  yüz yüze geliyorlar.Lafı uzatmak istemiyorum. Yüce Rabbimiz Kur’an- Kerimde: “ Para, mal, şan, şöhret, makam, mansıpla ve evladın” da bir imtihan vesilesi olduğunu buyurmaktadır.

Kısacası bize bahşedilen “ HAYAT” ın da bir imtihan olduğunu unutmayalım.www.kadirkeskin.net