Kadir KESKİN

Kadir KESKİN

[email protected]

EĞİTİMDEN NE ANLIYORUZ?

28 Kasım 2015 - 21:32

EĞİTİMDEN NE ANLIYORUZ?

Cenab-ı Hak bana devlette,  cezaevlerinde, özel kolejlerde zengin ve zengin çocuğundan tutun da belediyelere ait dar gelirli aile çocukları için kurduğum Manisa’da MABEM, Somada SOBEM dershanelerinde de birebir fakiri ve fakir çocuğuyla birlikte, henüz bıyığı terlerken cezaevlerine düşen gençleri de yakından tanıma imkânı verdi. İzmir’de Karabağlarda sınıfta rahmetli Rabia Sevilay Durukan’ı öldüren 7. Sınıf öğrencisi H.K ile, Ankara’da Prof. annesini öldüren B. A. yı  ve daha nicelerini de  yakından tanıma imkanı verdi. Bugün zengin anne – babalar ile dar gelirli anne- babalar eğitimin bir yüzünü tanımaktadır.  O da çocuğun bütün maddi ihtiyaçlarını karşılamak. Buna çok kez yaşayarak şahit olmuşumdur. Öğrencinin herhangi bir yanlış davranışından dolayı veliyi okula çağırdığımızda, veli hemen otomatikman kendini savunmaya geçiyor. “ Hocam ben bunun her dediğini yapıyorum, hiçbir şeyini eksik etmiyorum, daha ne yapayım?”diyorlar.  İşte zurnanın  “ Zırt” dediği delik de burası.  Bugün maalesef çoğu anne babalar asıl yapması gerektiği şeyi ya bilmiyorlar, ya da bilmek istemiyorlar.

 Evet İstanbul’da bir holding sahibinin bu anlayışla kızı için her şeyi yapıp ta sonunda sonunda tabanca, tüfek kuşanıp sülalesiyle üç Mercedes araba ile Manisa’ya gelip, beni gecenin bir yarısında telefonla uyandıran babanın  “ ŞAFAĞIN SESSİZLİĞİNİ BOZAN TELEFON”  hikayesini Eğitim öğretim dedikleri kitabımdan okursanız sanırım yazacaklarıma hak verirsiniz.

Evet, dostlar eğitimin iki yüzünden bahsedeceğim bu yazımda. Evet, eğitimin bir yüzünü eksiksiz hatta fazlasıyla yerine getirdiğinizden asla şüphem yok. Geçenlerde benim gibi emekli bir arkadaşımla karşılaştım. Doğum gününde torununa “Ne hediye alayım? diye sorduğunda torunu:” Fark etmez” diye cevap veriyor. Sanırım arkadaşın torununun bu cevabı yazacaklarımın bir özetidir. Evet çocuklarımızın karnını tıka basa doyurmak, istediği marka giysiyi almak, eline son model telefonu tutuşturmak, cebinde de parayı eksik etmemek. Biraz ağır bir ifade olacak ama bir Rus atasözüne göre:  “ Çocuğunun her istediğini yerine getiren iyi bir evlat değil iyi bir domuz yetiştirmiş olur” Şimdi elimizi şakağımıza koyup düşünelim. Acaba biz ne yetiştiriyoruz. Maalesef bu konuda en büyük yanlışı anneler yapıyor. Çocuğun karakterinin oluşmasında en büyük faktör annelerdir. Annelerin merhameti sonunda ebeveynler için, toplum için sıkıntılara ve üzüntülere sebep olmaktadır.   İmanı, inancı, merhameti, büyüğe saygıyı, küçüğe sevgiyi, güçsüze yardım etmeyi, yeşili korumayı bütün canlılara merhameti,   doğal afet ve toplumsal olaylarda sel, deprem, savaş ve terör gibi hallerde nasıl hareket etmesi gerektiğini, kumarın, alkolün, uyuşturucunun da nasıl sinsi tuzaklar olduğunu çocuklarına anne babalar öğretmelidir. Eğer anneler babalar eğitimin bu yüzünü dikkate almazlarsa sonunda çok dizlerini döverler. Dövenleri çok gördüğüm için bunları yazıyorum. Hele anneler bu eğitim konusunda donanımlı olmalılar. Mutlaka kitap okumakla birlikte evlerine bir günlük gazete alıp, gazetede yanlış yapan insanlarla başarılı veya topluma yararlı insanların haberlerini keserek bir dosya yapıp zaman zaman çocuğuyla bu konuları onlara okutarak onların fikirlerini almalılar. Geçenlerde hava meydanında içi para dolu çantayı bulup müdürüne teslim eden temizlik işçisi, İstanbul Maltepe’de  işini iyi yapan ve temizlediği sokağa heykeli dikilen temizlik işçisi Gazi Ceran ile, bankamatikten para çeken yaşlı amcanın parasını elinden alıp kaçan gaspçının, hatta çocukların beyaz perdeden  filmlerden  tanıdığı  Öztürk Serengil, Cem Erman, Sami Hazinses  gibi ünlülerin kumarın pençesine  düşüp sonunda perişan olduklarını, Yeşilçamın ünlü  çocuk oyuncusu Mesut Ergin’nin  alkol yüzünden ününü yitirip Beyoğlu sokaklarında yatıp kalktığını, bir zamanlar Antalyanın  ünlü belediye başkanı  Tevfik Ulusoy’un meyhane, kumar ve gayri meşru hayatından dolayı  servetini kaybedip belediye başkanlığı yaptığı Antalyanın sokaklarında dilencilik yaptığı, bu tür yanlışları  veya yukarıda  bahsettiğim doğruları gazete  sahifelerinden veya internetten toparlayarak bir dosya yapıp zaman zaman çocuklarımızla  değerlendirip onların  fikirlerini alarak  gerekli aile eğitimi yapmaları   yanında  çocuklarımızın iç disiplinini sağlayacak vicdan eğitimi ve Allah inancını  ve imanını küçük yaşlarda iken gönül dünyasında pekiştirmemiz gerekmektedir.

Buraya kadar yazdıklarımla özet olarak siz anne babalara şunu söylemek istiyorum. Çocuklarınıza hayatın hep sırçalı yüzünü değil, öteki yüzü hakkındaki bilgilendirmeyi ihmal etmeyin. Çünkü insanlar doğal afet ve toplumsal olaylarda  (  deprem,  sel, savaş vs.)  birbirine yardım ediyor, destekte bulunuyor da alkol, uyuşturucu, kumar ve uygunsuz yaşamlarından dolayı sokağa düşen insanlara   hiçbir Allah’ın kulu  yardım etmiyor, yardımcı olmuyor.   Hiçbir anne-baba “benim çocuğum yanlış yapmaz diyemez” zaten yanlış yapan çocukların yanlışlarını en son anne babalar duyuyor ondan sonra da iş işten geçmiş oluyor. Çocuklarımıza hayatın hep yaldızlı ve sırçalı yüzünü gösterirsek sonunda ateş çocuğumuzla birlikte bizi de yakar.

Not:  Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nin davetlisi olarak köşe yazarımız Kadir KESKİN, 24 Kasımda Öğretmenler Günü  Kutlama programında  genç öğretmen adaylarına yaptığı  konuşmadan dolayı, Eğitm Fak. Dekanı Prof.Dr. Atalay KÜÇÜKBURSA, Rektör prof. Dr. Remzi GÖREN adına üniversitenin anahtarını teslim ederken.