Hüseyin HATIL

Hüseyin HATIL

[email protected]

29 EKİM'İN SIRRI

28 Ekim 2019 - 19:58 - Güncelleme: 29 Ekim 2021 - 11:55

29 EKİM’İN SIRRI

 

1. Dünya Savaşı,

Balkanlardan Kafkasya’ya, Suriye’den Yemen’e kadar bütün coğrafyamızda, er’inden komutanına kadar bin bir fedakârlıkla, yoklukla, vefasızlıkla süren kanlı dört yıl…

Dört yıllık kanlı mücadele sonunda, Mondros’ta bir gemide teslimiyeti kabul eden Cihan Devleti Osmanlı…

 

Yüz binlerce şehit.

Uzun süren mücadeleler sonucu, yorgun; yenilgi yenilgi büyüyen bir umutsuzlukla, vatanı savunmak için binlerce kilometre uzakta çarpıştığı halde, yöneticilerinin basiretsizliği yüzünden bugün öz evinin düşmana teslim edildiği gerçeğiyle yüzleşmek zorunda olan Mehmetçik…

İşte 30 Ekim 1918’te imzalanan Mondros’un özetidir aslında bu.

 

Mondros’un üzerinden henüz on beş gün bile geçmeden, İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan donanmalarının kudretli gemileri İstanbul Boğazı’na demirler. Çağ açıp çağ kapatan Fatih Sultan Mehmet Han Hazretleri’nin, İstanbul’u fethinden tam 465 yıl sonra, ilk kez İstanbul işgal altındadır.

 

Tam da o günlerde, Yıldırım Orduları Grup Komutanı olarak Adana’da bulunan Mustafa Kemal Paşa, Sadrazam Ahmet İzzet Paşa’nın Mondros Ateşkes Antlaşmasının gereğince, işgalcilere karşı konulmaması ve silahların teslim edilmesi gerektiğine dair telgrafına, eğer İngilizler İskenderun Limanı’na çıkmak isterlerse, ateş açacağını bildiren bir telgrafla karşılık verir. Bu telgraflar restleşmeye kadar varınca, Mustafa Kemal, Mondros’u tanımadığını ve karakterinin gereğince davranacağını bildiren son bir telgraf yazar. Bunun üzerine Yıldırım Orduları dağıtılır ve Mustafa Kemal Paşa İstanbul’a çağırılır.

 

13 Kasım 1918 günü, Adana’dan trenle İstanbul’a geldiğinde, yaveri Cevat Abbas’ın, Boğazda onlarca düşman gemisine bakarak, kederle ağladığını görünce, o meşhur sözünü söyler Sarı Paşa: “Geldikleri gibi giderler”

 

Emri altındaki askerlerin silahlarını işgal güçlerine teslim etmek yerine, bir kısmını Antep’e, bir kısmını Kuşbaşı Eşref’in Salihli’deki çiftliğine gönderen,

Komutası altında bulunan Ali Fuat Paşa’nın emrindeki 20. Kolorduyu da silahlarıyla birlikte yaya olarak Konya-Ankara civarına yerleştiren Mustafa Kemal’in;

Sadrazama “Mondros’u tanımıyorum, karakterimin gereğince davranacağım” telgrafını, Çanakkale’den Türk’ün ufkuna bir ışık gibi doğan genç bir komutanın, dindirilemez heyecanı olarak hafife alanlar, nasıl bir direniş azmine ve kararlılığa sahip olduğunu Kurtuluş Savaşı kazanıldığında anlamış olacaklardı.

 

9 Eylül’de Süvari Kolordusu Komutanı olarak İzmir’e giren büyük komutan Fahrettin Altay Paşa, 1925 yılında, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları için Çankaya’ya davet edilir. Bu davette, yıllarca omuz omuza mücadele ettiği Atatürk’e, Cumhuriyetin neden 29 Ekim’de ilan edildiğini, 29 Ekim’in sırrını sorar. 30 Ekim 1918’de Mondros Ateşkes Antlaşması imzalandığı o karanlık günlerde de, Adana’da yanında olan Fahrettin Altay’a, Atatürk fikir sancısı çektiği o günleri hatırlatır;

Ve elini masaya vurarak “Deyiniz ki tarihten silinmek istenen bir milletin ahıdır, öcüdür”

 

Mustafa Kemal, bin yıla yakın bu coğrafyaya hükmetmiş, beş bin yıllık tarihi olan Büyük Türk Milletini, 30 Ekim’de imzalanan bir antlaşma ile yok etmek isteyen emperyalizme, 29 Ekim’de cevabını vermiş, onlardan bir gün önde olduğunu tarihe nakşetmiştir.

 

Not:  29 Ekim, Türk’ün emperyalizmden aldığı intikamdır. Osmanlıcılık adına, Cumhuriyete ve Atatürk’e dair önyargılı yorum yapanlar bilmelidir ki; Mustafa Kemal ve silah arkadaşları seçkin Osmanlı subaylarıdır. Her alanda çağın gerisinde kalan ve hem içerden hem de dışarıdan büyük bir yıkıma tabi tutulan Osmanlı’yı ayakta tutabilmek için Trablusgarp’tan başlayarak, cephe cephe savaşmışlardır. “Türk, devletsiz olmaz” inancıyla,  basiretsiz yöneticiler eliyle yıkılan Osmanlı’nın küllerinden yeni bir Türk Devleti doğurmuşlardır.

 

Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, cumhuriyete giden yolda canını, malını, evladını, geleceğini hiçe sayan tüm kahramanların anısına saygıyla…
 

Ruhları şad, mekânları cennet olsun.

Cumhuriyet Bayramı kut’lu olsun.
 

Hüseyin HATIL

[email protected]

İnstagram: @mavinin_sairii

Twitter :@mavinin_sairii