Günnur IŞIK

Günnur IŞIK

[email protected]

XIV. YÜZYIL TÜRKİYE’SİNDE AZ BİLİNEN BİR OLAY; KATALAN İSTİLASI

01 Mart 2020 - 16:12

XIV. YÜZYIL TÜRKİYE’SİNDE AZ BİLİNEN BİR OLAY; KATALAN İSTİLASI

 

XIII. yüzyıl sonlarında Türkiye Selçuklu Devleti’nin siyasi manada bir etkinliğinin kalmaması ve Moğolların Anadolu’yu kendilerine bağlı bir eyalet haline getirmesi bazı olayları da beraberinde getirmiştir. Moğolların doğu ve iç bölgelere kendi nüfuslarını getirerek iskân etmesi Türk boylarının batı bölgelere göçünü hızlandırmıştır. Zamanla Ege ve Akdeniz kıyılarına ulaşan bu Türk boyları daha sonrasında beylikler halinde teşkilatlanmıştırlar. Yerleştikleri bölgeler Bizans sınırları olduğundan burada Bizans ile bazı mücadeleler yaşanmıştır. Paul Wittek aynı zamanda bu bölgeyi ganimet elde etmek için savaşmaya müsait bir bölge olarak tanımlar. Şartlar böyle olunca Anadolu’nun batısında Türklerin ilerleyişi hızlanmış ve kontrol edilemez duruma gelmiştir. Dönemin Bizans kaynakları Türklerin zamanla Ege kıyılarına kadar ulaştıklarını ve donanma inşa ederek adalara doğru akınlarda bulunduklarını aktarmaktadır.

Bizans, Türk ilerleyişini durdurmak için önce Alanların yardımını alarak saldırmış fakat istenilen sonucu alamamıştır. Bu süreçte Bizans’ın içinde bulunduğu durumun haberi Avrupa’da paralı askerlik çetesi olarak bilinen Katalan bölüğü komutanı Roger de Flor’a ulaşmıştı. Daha öncesinde Sicilya’nın Aragon Kralı III. Federico’nun safında II. Charles d’Anjou’ya karşı savaşan bölük bu mücadelenin Aragon kralı lehine sona ermesi ile beraber yeni bir maceraya atılmak için fırsat kollamıştı. Pachymeres Katalan bölüğünü "Savaşta canlarını pahalıya satan ve kendi yaşamlarıyla kumar oynamaya hazır adamlar" olarak tasvir ediyordu. Nihayetinde II. Andronikos ile görüşen Roger de Flor Türk ilerleyişini durdurma konusunda istekli olduklarını bildirmişler ve anlaşmaya varmışlardı.

Roger de Flor hizmetleri karşılığında verilen ücret dışında imparatorun yeğeni Maria ile evlenecek ayrıca bir de Megas Duks (μέγας δούξ) unvanı da alacaktı. Anlaşma yapıldıktan sonra 1303 yılında deniz yolu ile Konstantinopolis’e gelen Roger de Flor ve ekibi genellikle sorun çıkaran bir topluluk olduğundan imparator onları bir an önce Anadolu üzerine göndermek istiyordu. Geldikleri gün bir kavgaya karışan Katalanları Kyzikos’a (Erdek) gönderip burada bir süre konaklamalarını sağlamıştı fakat burada da bir süre talan ve yağma ile uğraştıkları olmuştu. Kyzikos’ta Türklere karşı saldıran Katalanlar bölgeye epey zarar vermişti. Burada birlikte savaştıkları Alanların, Katalanların kendilerinden daha fazla ücret aldıklarından haberdar olmaları üzerine karışıklık çıkmıştır. Bu olay üzerine Katalanlar önce Biga’ya (Pegai) sonra da Alaşehir’e (Philadelphia) üzerine yürüyerek Türklere büyük zararlar verdiler. Ayrıca Magnesia’da bir İspanyol Prensliği kurarak bölgeyi de üs haline getirmek istediler. Diğer bir diğer hedefleri de Kilikya bölgesine ulaşmaktı. Özellikle Roger de Flor’un Anadolu ve Ermeni Krallığı arasındaki sınır bölge olan “Demir Kapı”ya ulaşma ideali vardı. Bölgeye ulaştıklarına ve ticari faaliyet içinde bulunduklarına dair bazı resmi kayıtlar da vardır.

Katalanların Kyzikos’tan Anadolu içlerine doğru olan bu saldırıları Aydın, Menteşe, Saruhan, Germiyan, Karesi, Osmanlı ve Karamanlı beylikleri için büyük tehdit oluşturmuştu. Alaşehir’e ulaşan Katalanlar Sultanhisar (Nysa), Aydın (Tralles), Manisa (Magnesia), Kırkağaç (Khliara), Efes (Ephesos) şehirlerine saldırmışlardır. Katalanların bir süre sonra planlandığı gibi hareket etmeyip disiplinsizce davranmaları Bizans’ın geri dönmelerini istemesine sebep oldu. Verilen emri dinlemeyen Katalanlar daha sonrasında Lampsakos’a (Lapseki) geldiler ve 1304 yılının kış ayını Gelibolu’da geçirdiler. III. Federico’nun kardeşi Katalanların burada talan ve yağma sonucu elde ettikleri serveti duyunca Berenguar d’Entença’yı takviye bir kuvvet gibi gösterip Konstantinopolis’e gönderdi ve Roger de Flor burada Megas Duks unvanını Berenguar’a verdi. Roger de Flor ise Caesar unvanını aldı.

Katalanların Anadolu’ya olan saldırısı Türkler için epey çetin olmuştu. Yakup Bey hâkimiyetindeki Angir (Kiliseköy) yağmalanmış ve ardından Alaşehir’e doğru yol almışlardır. Sonrasında Saruhan Bey ile Danya kalesinde bir mücadele meydana gelmiş fakat Saruhan beyliği kuvvetleri yenilmiştir. Germiyanoğlu Yakup Bey yeniden saldırmak istese de büyük kayıplar vererek geri çekilmiştir. Katalanlar ise geri dönerken Kula şehrini ele geçirmişler ve sonrasında Lapseki üzerinden Gelibolu’ya geri dönmüşlerdir. Yakup Bey ise Alaşehir’i bu sayede 1314 yılında ele geçirerek vergiye bağlamıştır. Diğer Batı Anadolu şehirleri de eski sahiplerinin yani Türk beylerinin kontrolüne geçmiştir. Olaylar bu şekilde cereyan ederken Roger de Flor’un Bizans tarafından öldürülmesinden sonraki olaylar tamamen Türklerin lehine olmuştur. Katalanlar Roger de Flor’un öldürülmesinden dolayı Bizans’a karşı tepkili olduklarından Karesi beyliği Türklerinden yardım istemişlerdir. Talep üzerine 500 kadar Türk Gelibolu’ya gelerek Katalanlar ile beraber hareket etme kararı almışlardır. II. Andronikos’un oğlu IX. Mikhail ile Katalanlar arasında meydana gelen Apros savaşında Bizans ordusu yenilmiştir. Bu yenilgide en büyük sebep Bizans ordusundaki Halil adlı bir Türk’ün başını çektiği Turkopollerin taraf değiştirerek Katalanlar safına geçmesiydi. Daha sonrasında beraber Trakya’da yağmaya devam etmişlerdir. Anadolu’daki Katalan istilası sırasında görevli bir komutan olan Ramon Muntaner ise Cronica adlı eserinde Türk-Katalan dostluğundan bahsetmektedir. Katalanlar Türkleri dost olarak benimsemelerinin ardından hedeflerini Bizans’a yöneltmişler ve beraber yaptıkları akınlarda Türklere ganimet, pay vermişlerdir. Bu durum Bizans’ın Türk ilerleyişini durdurma çabalarını boşa çıkarmış ve ayrıca bir de Katalanlar ile uğraşmak durumunda bırakmıştır. Dolayısıyla Batı Anadolu’daki Türklerin bölgeye yerleşmelerini kolaylaştırmıştır.

Sonuç itibariyle Türk-İspanyol ilişkilerinin başlangıcı sayılabilecek bu olay başlangıçta savaş odaklı olsa da daha sonra meydana gelen yardımlaşma ve ortak hareket etme ile dostluğa dönüşmüştür. Ayrıca Osmanlı beyliğinin kuruluş devrine odaklanılan tarih yazımında çevredeki diğer olayları anlamak ve güç dengelerine olan etkisini analiz etmek için Katalan istilası üzerinde durulması gereken önemli bir ayrıntıdır.

Günnur IŞIK

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi YL Öğrencisi

 

BİBLİYOGRAFYA

Donald. M. Nicol, Bizans’ın Son Yüzyılları 1261-1453, çev; Bilge Umar, İş Bankası Yayınları, İstanbul, 2016.

Zerrin Günal Öden, “Bizans İmparatorluğu'nun Türklere Karşı Alan ve Katalanlar İle İttifakı”, İÜEFTD, 35, 1994.

Şebnem Atakan, Ramon Muntaner Kroniğinde Katalanlar ve Bizans, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, 2009.

Keith Hopwood, “Türklerin Anadolu’nun Batı Kıyılarını Fethi ve Katalan Kumpanyası”, çev; Serdar Çavuşdere, Tarih Okulu, 2, 2009.

Paul Wittek, Menteşe Beyliği, çev; O. Ş. Gökyay, TTK, Ankara, 1999.