Fuat YILMAZER

Fuat YILMAZER

[email protected]

KUŞATMA ALTINDAKİ TÜRKİYE SEÇİME GİDİYOR

26 Ocak 2019 - 22:25

KUŞATMA ALTINDAKİ TÜRKİYE SEÇİME GİDİYOR

 

                CFR (The Council of Foreing Relations) Amerika dış politikasının şekillenmesinde etkili olan bir kuruluş.

CFR Dış İlişkiler Komisyonunun 13 Kasım 2018’de hazırladığı “Ne Dost Ne Düşman/ ABD TÜRKİYE ilişkilerinin Geleceği” başlıklı raporda, “Türkiye artık dostumuz da değil, düşmanımız da değil” ifadesine yer verdi.

Rusya yüzyıllardır emeli olan sıcak denizlere inme arzusunu Suriye’de uyguladığı politika ile gerçekleştirdi ve deniz üssü kurdu ve Suriye yönetimini etkisi altına alarak asker konuşlandırdı.

İran’ın İsrail, ABD ve AB ülkeleriyle arası hoş değil. Bu nedenle yanımızda gibi görüntü veriyor.

Fransa, Almanya, İngiltere gibi ülkeler Türkiye’nin güvenliği ve Orta Doğu’nun şimdiki durumuna iyi gözle bakmıyorlar.

Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan, İslam dünyasını kendi taraflarına çekerek Türkiye’yi etkisizleştirmek için çaba gösteriyor.

Bunda da kısmen de olsa başarılı oluyorlar. Bu başarıda sadece anılan ülkelerin payı yok.

Irak işgal edilirken ABD ile bir olup “bir koyup beş alma” hayalleri güden Anavatan Partisi yönetimi ile Şam’da “Selahaddin Eyyubi’nin mezarı başında Fatiha okuyup, Emevi camisinde namaz kılacağız” hayaline kapılan şimdiki AKP yönetenlerinin de payı yüksektir.

                                           ***

 

Emperyalist ülkelerin bu duygu ve düşünceleri yeni değil, yüz yıl öncesine kadar gider. Kurtuluş Savaşımızda Mustafa Kemal ATATÜRK ve ona inanan, güvenen Türk Milleti “fakru zaruret” içindeyken bile bu oyunu bozmuştu.

Şimdi!!!

Kendimize soralım, Türkiye’nin etrafı neden çevrilmek isteniyor? Ve Çevirmek için neler yapılıyor?

Yapılmak istenen aşikâr,  Türk milletini güçleri yeterse, tarihteki şark politikalarını uygulayıp bu topraklardan göndermek ya da parçalayıp güçsüz iradesiz devletlerden biri haline getirmektir.

Nedeni sadece Türk olmamızdan mıdır?  Bu çok önemli bir sebep ama tek sebep olarak bunu gösteremeyiz.

Anadolu coğrafyası Asya, Avrupa ve Afrika kıtası üzerinde hassas bir noktadadır.  Ayrıca Türk’ün özelliği ve tarihi mazisi, mazide yaşananlar, bir diğer gerçekler.

Kısaca, yarınlarda Türklerin mazideki gibi olmalarından çekiniyorlar.

                                                         ***

Sovyet bloğundan bağımsızlığını kazanan Türk devletleri ile Türkiye direk ve yakın temas kursa Türk Birliği daha çabuk meydana gelemez miydi?

Bunun engellenmesi için gerekenleri yaptılar ve önüne bir Ermenistan Devleti çıkardılar ve destekliyorlar. Karabağ’ı işgal ettirip soykırım yaptırıyorlar ve engellemek gibi bir çaba göstermiyorlar.

Asırlarca İslam dünyasını adalet ve huzur içinde yönetmiş bir Türk Milleti var. Bazı Müslüman ülkelerin yöneticileri ve azınlık bazı gruplar haricinde Müslüman halk Türkü koruyucu olarak biliyor. Bu nedenle emperyalistlere göre İslam âlemi ile irtibatımızın kesilmesi için önümüze tampon devletlerin konulması şart. Onlar da Irak’ı işgal edip üçe böldüler, şimdi de Suriye’yi işgal ettiler üçe bölmek ve bir Kürt devleti kurdurmak için yoğun çaba sarf ediyorlar.

PKK otuz dört yıldır Türkiye’yi bölmeye çalışıyor. Bunları kim destekliyor? Biraz önce anlattığımız düşüncedeki devletler.

PKK’nın amacı ne? “Türkiye, Suriye, Irak ve İran’dan koparılacak ve adına Kürdistan dedikleri yerde bir Kürt devleti kurmak”

Onları kullananların amacı ne? Önemli coğrafyaya sahip bu dört ülkenin bölünüp, parçalanması, güçsüzleştirilmesi ve İsrail’e destek olacak yeni bir inançsız devletin kurulması”

                                                   ***

Türkiye maalesef bir kuşatmayla karşı karşıya.

Küresel sistem Türkiye’yi devre dışı bırakarak buralarda varlığını perçinlemek ve uzun süre buraları kontrolleri altında tutmak istiyorlar.

Bu gelişmeler olurken Türkiye rotasını kaybetmiş gemiler gibi gidiyor.  Bize neler yarar neler yaramaz, neler tehlike getirir neler sıkıntı vermez onun kararını da tam verebilmiş değiliz.

Türk’ün maziye uygun yaşaması düşüncesine sahip fikrin insanları parça parça olmuş durumda.

Bir arada tutma sorumluluğunu üstlenmesi gerekenler vazifesini yapmıyorlar, doğrudur ama senelerce onlarla yan yana olanlar, sihirli bir değnek değmişte uyanmışlar gibi başka kulvarlara leylekler misali göç ediyorlar.

                                                     ***

Bu gerçeklerin içinde Türkiye bir yerel seçime gidiyor.

İnşallah sağlıklı, kuşku bırakmayan bir seçim olurda Türkiye’nin gerçeklerine döneriz.

Konfüçyüs’ün bir sözü vardır, “ Dağı yerinden oynatacak adam, küçük taşları taşıyarak başlar” der.

Tabii ki seçilecek Belediye Başkanlarından şahsımız için değil milletimiz, toplumumuz için isteğimizde vardır.

Öncelikli beklentim seçilecek yönetim, Türk’ün geleceği olan gençleri boş işlerle uğraşmaktan, ülke sorunlarını tartışacak, düşünecek, milli ve manevi mazisini tanımaya çalışacak projelere imza atarlar.

Ulaşımla ilgili sorunların giderilmesi, ulaşımın 24 saat olması ama “güvenli” olmasını sağlamalarıdır. Güvenli olmadıktan, insanlar sokağa çıkmaya cesaret edemedikten sonra 24 saat ulaşım imkânı sağlanması hiçbir şey ifade etmez.

Sosyal konu ve alanlara ağırlık vermesi dileğimizdir.

Tabi en önemlisi adaletli olması, adil davranması ve bulunduğu yörenin gençlerine iş imkânını adaletli kullanması da gelecekteki seçimleri için gereklidir diye düşünüyorum.

Allah milletimize ve seçilecek başkanlara yardım etsin.