Tamer BÜKÜLEN

Tamer BÜKÜLEN

[email protected]

ÇAKALLIĞIN ESARETİ ASİL İNSANIN ELİNDE

01 Mayıs 2018 - 14:14 - Güncelleme: 01 Mayıs 2018 - 14:59

ÇAKALLIĞIN ESARETİ ASİL İNSANIN ELİNDE

 

Çakal ne demek az çok hepimiz biliriz; arkadan iş çevirmek, şerefsizlik yapmak, kurnaz olma gibi anlamlara gelen söyleyiş ve onu simgeleyen hayvandır. 

Çakallaşmış insana hangi insani vasfı lâyik görmek lâzım, bilinmesi zor muhâl zor.

Bu konuya hayvanat açısından bir göz atarsak eğer, çakalın çakallığını aslan üzerinden daha kolay irdeleriz:

“1.Çakalın özgürlüğü, aslan ayağa kalkana kadardır.

2.Çakallar güçlerini kalabalıktan alırlar, aslanlar ise yalnızlıktan.”

Yani korkaktır kalabalığa saklanır. Hilekârlığının kargaşada anlaşılamayacağını düşünür. Aslan onun gibi şerefsizler ile ilgilenmiyor göründükçe kendini özgür zanneder. Velev ki aslan ayağa kalkınca kaçacak delik, kurtulmak için yalan bahaneler aramaya başlar.

Kendini kuvvetli değil kurnaz, görünmez olabilmeyi maharet zanneder. Onun için “kuzunun bol olduğu yeri değil, sahipsiz kaldığı yerleri sever”.

Ama bir kurdu tuzağa düşürdüğünü düşünmek gafletinde olursa eğer, kurt zaferi her daim kendine öngördüğünden kurt nasıl kurtulacağını değil nasıl intikam alacağını düşünür.

En tehlikelisi ise dost bildiklerimizin çakallaşması maalesef, gülen yüzün arkasında ki şahsi hesapları sadece ve sadece -ne pahasına olursa olsun- kendi menfaatleri için, kullananları hoş görmek fazla safdillik olmaz mı?

 

Etrafta ki çakallara gelince;

Etrafta bu kadar çakal varken insanın obsesif olmaması ne kadar zor.

Ne tedirgin bir yaşayış.

Huzuru arada bul.

Güçlü olmak zorundayız.

Etrafında ki yakınlarını titizlikle seçmek zorundasın.

Eleğinin deliklerini ince tut.

…ve şu ilahi ikazı hiç unutma:

“Kişi dostunun dini üzeredir. Bu yüzden her biriniz, kiminle dostluk ettiğine dikkat etsin.”

 

Asil insanlarla dostluk nede güzeldir. “Asil azmaz bal kokmaz.” Asil insan karakterinin nişanesi olan asalet duygusu kaynak itibari ile vicdanın sosyal belirtisi olarak yaşamda ki fonksiyonunu topluma sunarken hissettirdiklerini şöylece gönüllere sermaye eder:

Asalet;

Büyüklerimizin ne kıymetli nasihatleri vardır. Onlardan yansımaları aksettiren hâller bize karanlıkları açan birer anahtar gibidir.

Meselâ “asaletlerin en güzeli güzel ahlâktır” sözü bunlardan biridir.

Paylaşım kelimesi lügatlerinde olmayanlar vardır cimriler gibi.

Cimri ile arkadaş olma “çünkü o, çok muhtaç olduğun bir zamanda, malını korumak için seninle alâkasını keser”.

“Günahkâr kimse ile arkadaş olma. Çünkü o, seni çok kıymetsiz bir şeye, kendi menfaatine satar.”

Seni hiçbir zaman satmayı düşünmeyen, senin malını kendi malı gibi koruyan gerektiğinde paylaşımcı bireylerle dolu bir toplumun huzuru hiçbir şeye değişilir mi?

Unutma, bu huzur dolu yaşamı sana ancak ve ancak asaleti şiar edinin asil insanlar sunabilir ve onlar çakallığı bertaraf edebilir.

 

Dilerim hayatımız boyunca çakallıktan medet uman insanlar yerine asil insanların pınarlarından sular içer ve bizlerde bu hayat anlayışının sakisi olma bahtiyarlığına erebiliriz. 

 

 

 

Emre Hanzade

[email protected]