Dr. Ceyhun DEMİRKOLLU

Dr. Ceyhun DEMİRKOLLU

[email protected]

ŞİN-BET (SHABAK) İSRAİL İÇ İSTİHBARAT ÖRGÜTÜ

16 Haziran 2018 - 08:19

 

ŞİN-BET (SHABAK) İSRAİL İÇ İSTİHBARAT ÖRGÜTÜ

 

Dr. Ceyhun DEMİRKOLLU*

 

 

Özet

İsrail’in İstihbarat ihtiyacı AMAN-SHİN-BETH ve MOSSAD üçlüsü tarafından sağlanmaktadır. Ancak iç istihbarat, Şin-Bet’in sorumluluğundadır. İsrail dışında Şin-Bet pek bilinmemektedir. Bu organizasyonun bilinirliği kendisinden sonra kurulmasına rağmen MOSSAD isminin gölgesinde kalmaktadır.

Şin-Bet yapısı itibarı ile AMAN ve MOSSAD’dan farklı istihbarat görevleri üstlenmiştir. İsrail içerisinde etkinliği yüksek bir organizasyondur.

Asıl görevi; İsrail yurt içi sahasında dâhili istihbaratın yürütülmesiyse de, diğer yandan yabancı diplomatların İstihbaratına karşı koymak ile marjinal grupları takip, tarassut ve sindirme görevi vardır.

Son dönem faaliyetleri bakımından uluslararası kamuoyunun dikkatini gittikçe daha çok çekmeye başlamıştır.

Şin-Bet’in iç istihbarata yönelik faaliyetleri İsrail’in Ortadoğu’daki etki alanlarından bağımsız sayılmamalıdır. Bu yetki derinliğininin hukuki alt yapısı günümüzde tartışma konusu haline gelmiştir. Şin-Bet’in hukuki zırhının gelecekte sorunlara yol açabileceği bizzat kendi yöneticileri tarafından bildirilmektedir. Bu aşırılık İsrail’in diasporadaki güvenliğini tehdit edebilecek kadar önemlidir.

Şin-Bet’in Filistinliler üzerindeki sindirme yöntemleri İsrail’in kalıcı ve meşru barışa değin niyetleri ile ters orantılı olarak algılanıp değerlendirilmelidir.

Bu çalışmanın amacı söz konusu örgütün genel hatları ile Türk kamuoyunca tanınmasını sağlamaktadır.  

Anahtar Kelimeler: Ortadoğu, Filistin, İsrail, Mossad, Şin-Bet, İstihbarat,

 

Giriş

Şin-Bet, Filistinliler tarafından Şabak diye de bilinen yurt içinde faaliyet gösteren istihbarat servisidir. 8 Şubat 1949 yılı resmi kuruluş tarihi olarak bilinir. Ancak 1920 yılında kurulan Haganah’ın devamı niteliğindedir. Organizasyonun İbranicesi Şerut-ha-Bitah'on ha-K'ali’dir. Genel Güvenlik Servisi anlamına gelmektedir.

Şin-Bet “Destek ve Operasyon” olmak üzere iki bölümden oluşur. İsrail derin devleti şeklinde tanımlanmasının sebepleri arasında; çok iyi Arapça konuşma zorunluluğu olan elemanlarının suikast ve işkence yöntemlerini ahlaki değerleri hiçe sayarak uygulamasından kaynaklanmaktadır. Bu yöntemler Haganah’ın İsrail kurulmadan önce şiddet uygulamaktan çekinmeyen milislerinin kurum kültüründen gelmektedir. İsrail’in ilk Başbakanı David Ben Gurion Şin-Bet’in kadrolarını bu milislerden devşirmiştir. Bu paramiliter guplar Filistinlileri yıldırmak yanında, mandater İngiliz askeri birimlerine de terör uygulamışlardır.

Mahkûmları konuşturmak için işkence yöntemini içselleştiren ve bu yöntemi kaçınılmaz sayan bir istihbarat örgütü ile karşı karşıya yız. Başlıca hedefleri İsrail vatandaşı olan Filistinlilerdir.

Örgütün zaman zaman aşırıya kaçan eylemleri ölümle sonuçlanmaktadır. Bu yüzden kurulan komisyonlar ise yumuşak sonuç raporları ile olayların zamana yayılmasına sebep olmaktadır.

Eski Şin-Bet görevlilerinin ifadelerine dayanılarak İsrail’in bu üç istihbarat biriminin ele alınarak incelendiği bir kitapta önemli detaylara rastlanmaktadır Eric ve El kaim’e göre;

Aman, askeri istihbarat ve sansür konularından sorumludur. Doğrudan Genel Kurmay Başkanı’na bağlıdır.

Shin-Beth, güvenlik ve İKK (İstihbarata Karşı Koyma) görevi vardır. Doğrudan Kamu Güvenliği Bakanı’na bağlıdır.

Mossad, yurt dışında istihbarat ve eylemlerde bulunur. Doğrudan Başbakana bağlıdır.

“– Aman, la direction du renseignement militaire, également responsable de la censure. Elle dépend directement du chef de l’état-major général et du ministre de la Défense. Aman est le service qui compte les effectifs les plus importants.

– Le Shin Beth, qui dépend du ministère de la Sécurité publique, se voit confier les tâches de sécurité intérieure et de contre-espionnage.

– Le Mossad, qui dépend directement du Premier ministre, constitue le service de renseignement et d’action à l’étranger” denmektedir (Eric ve El kaim, 2014).

 

Şin-Bet’in Hiyerarşik Dönüşüm Evreleri

1949'da Genel Güvenlik Servisi (Shabak veya Shin Bet), devletin iç güvenliğinden sorumlu olmasının yanı sıra ordu, karşı istihbarat konuları, yabancı ajanlar ve örgütlerden sorumlu bir askeri birlik olarak kuruldu. O dönemde, doğrudan Savunma Bakanı'nın yetkisine bağlı olarak çalışmıştır. 1950’de hizmet sivil otoriteye devredilmiştir.

1957, Shin Bet'in yeniden "yer altı organizasyonu" olarak faaliyet gösterdiği zamanlardır.

1963'te ise Başbakanlık Ofisi'nin doğrudan yönetimi altına girdi.

1983 yılında Lübnan Beyrut'ta ABD Deniz kuvvetleri’ne ait bir bina bomba yüklü kamyon saldırısına ugradığında 240’a yakın ABD denizcisi ölmüştür. Yine aynı gün 75 Fransız askeri benzer saldırıya uğrayıp ölmüştür. Şin Bet'in bu eylemden haberdar olduğu ve ABD'ye bilgi vermediği anlaşılmıştır. Ardından ABD’ye " Şin-Bet’in görevi istihbarat toplamaktır, ABD askerlerini korumak bizim alanımızda değil " demişlerdir.

Yine de 1986 yılına kadar gerçek standartlar olmadan yalnızca taktiksel olarak çalışılmıştır. "Otobüs 300" davası çok önemli bir kırılma noktasıdır. Otobüs olayı ile ilgili olarak İsrail Meclisi Knesset, Şin-Bet'in faaliyetlerini incelemek amacıyla Landau Komisyonu'nu oluşturdu. Landau Komisyonu birimin şiddet yöntemleri içeren uygulamalarda bulunduğunu tespit etmekle birlikte bunların kabul edilebilir ölçülerde sayılması gerektiği kararına vardı. Fakat bu olay İsrail kamuoyu vicdanında dahi destek bulmamıştır.

1986 sonrasında, yasalar çerçevesinde yeni davranış kuralları ve çalışma usulleriyle hukuki bir zemine kayan Şin-Bet (Shabak)'ın mesleki ve etik yöntemlerinin yeniden değerlendirilmesi için kapsamlı bir sürec başlatılmıştır. Yine de dâhili bir denetim mekanizmaları mevcuttur.

Ancak esas kırılma eski İsrail Başbakanı Yitzak Rabin’in Tel Aviv'de 4 Kasım 1995 akşamı uğradığı suikastın ardından iç güvenlik hizmetleri tamamen değiştirildi. Gerçekten de, bir Yahudi aşırı dinci tarafından gerçekleştirilen bu terör eylemi, halkın tartışmanın merkezinde yer alan ülkenin güvenlik organında ciddi bir başarısızlık olduğunu ortaya koydu (Darmon, A. 2015).

 

Şin-Bet’in Görev Alanları

Şin-Bet’in logosunda İbranice Magen Lo Yaare: Görünmez Kalkan yazmaktadır. Destek ve Operasyon Bölümü olarak teşkilatlanmıştır. Bu detaylar başka bir çalışmanın konusu olabilecek kadar geniş kapsamlıdır.

Şin-Bet İsrail elçilik ve görevlilerini, Başkan'ı ve özellikle İsrail Savunma Sanayini koruma ve güvenlik altına almaktan sorumludur. Ayrıca devlet kurumlarını tüm saldırılardan korumak görevi vardır. Devlet sırlarının ifşasının korunması da yine bu birimin sorumluğundadır.

İsrail ve Filistin topraklarında Arap kökenliler tarafından yapılabilecek terörist eylemlere karşı istihbarat toplayıp önceden önlem almak da başlıca görevleri arasındadır.

Arap olmayan diğer ülkeler ile de yakından ilgilenmek durumundadır. Bu yüzden diğer istihbarat birimlerine nazaran daha çok teşkilat, malzeme ve kadroya sahiptir.

Ancak marjinal-muhafazakar-sofu Yahudiler ya da değişik komünist gruplar da ilgi-etki alanları arasındadır.

Ayrıca özellikle İsrail sınırlarındaki Arap ülkeleriyle yine yakından ilgilenir.

1967 savaşından bu yana, Şin-Bet görevinin en büyük kısmını, Batı Şeria ve Gazze'de terörle mücadele ve istihbarat toplama ve yayımlama çarkını işletmeye ayırmıştır.

 

Şin-Bet’in Yöntemleri

Yargısız infaz ve işkence olarak tanımlanabilecek sayısız olay bu birimin siciline işlenmiştir..

İşkenceye Karşı Genel Komite adlı oluşum, 1988 yılında  İsrail Yüksek Mahkemesi'nde Şin-Bet'in işkenceleri ile ilgili olarak dava açmıştır.  Birimin şefi General Ami Ayalon  bu mahkemeye sunduğu raporda Şin-Bet’in Filistinlilere işkence yapmasının sınırlandırıldığı takdirde görevini yerine getiremeyeceğini beyan etmiştir. Bunun üzerine Yüksek Mahkeme, Ayalon’un beyanlarını haklı bularak İşkenceye Karşı Genel Komite’nin davasını geri çevirmiştir.

İsrail güvenlik servisi Şin-Bet'in eski başkanlarından Avi Dichter, ABD'de Brookings Enstitüsü'ne verdiği bir mülakatta terör şüphelilerine yönelik yapılan suikast uygulamalarının tamamının Başbakanın bizzat özel onayı olmadan yapılamayacağını ifade etmiştir.

İsrail’in bu istihbarat organizasyonunun BM tarafından kınanmasına varacak kadar aşırılıklara giden uygulamalarının gelecekte su yüzüne çıkması beklenmektedir.

Şin-Bet’in bu keyfi tasarruflarının soykırım ve uluslararası mahkûmiyete ve tazminata konu olabilecek kadar vahim boyutlarda olduğu değerlendirilmektedir.

 

Şabak Belgeseli Temel Konuları

Yapımcı yönetmenliğini İsam Billan’ın üstlendiği “GÖLGE TEŞKİLAT ŞİN BET” adlı Al Jazeera’nın belgesel filmi son derece çarpıcı tespitlere yer vermektedir (Ballan, İ. 2013). Bu belgeselin ana hatları gerçek yaşam kesitlerinden detaylara dayanmaktadır.

The Gatekeepers-Bekçiler Belgesel Filmi ve Şin-Bet Başkanlarının İfşaatları

 Errol Morris´in “The Fog of War/100 Yılın İtirafları”ndan esinlenerek yapılan film En İyi Belgesel dalında Oscar adayları arasına girmiştir.

Eski Şin-Bet başkanları, Avraham Shalom, Yaakov Peri, Carmi Gillon, Ami Ayalon, Avi Dichter, Yuval Diskin’in anlatımlarına yer verildiği belgesel niteliğindeki filmde bir çok ifşaata yer verilmektedir (Scott, A. O. 2012).

Bu röportajlara göre; birimin gizli niteliği onu aynı zamanda İsrail siyasi yapılanmasının bir parçası haline getirmiştir. Dolayısıyla bir anlamda politikacıların hatalarının sorumluluğunu Şin-Bet üstlenmektedir. Bu röportajlarda; Şin-Bet müdürleri bazı konularda son derece ahlak dışı yöntemleri olağan bir şekilde anlatmaktadırar. Bu olayları görevin doğası gereği normal sayarlarken politikacıların kendilerini kullanmalarına tepki vermektedirler.

Ayrıca bir ulusu sonsuza dek baskı ve kontrol altına almanın mümkün olamayacağını pişmanlıkla itiraf etmektedirler.

 

Avraham Shalom/1980-1986

Shalom; Altı Gün Savaşı’na şahit olmuştur. Birdenbire bölgeye hâkim olmaları sonucu düşmansız kaldıklarından bahsetmektedir. Anti-terör konusunda çalışma yapmalarına karşı ortada henüz gelişen bir terörist faaliyet bulamadıklarından yakınmaktadır.  Henüz terör gelişmemiştir. Ama yine de ön hazırlıkları olduğunu ifade etmektedir. Sonradan “şansları” dönecek ve terörizm tırmanacaktır. Bazı Museviler “Filistin Devleti” fikrini ortaya atınca bu fikre bayıldığını söylemektedir. Ancak terör artınca Filistin Devleti fikri ile uğraşmayı bırakıp, Batı Şeria ve Gazze ile deniz aşırı ülkelerde “terörizm” ile uğraşmaya başlamışlardır. Artık gerçek bir işleri vardır. Terörizmi kontrol altına almayı başarabilmişlerdir. Bu sayede yöneticiler de rahat nefes almışlardır. Ancak işgal yine de problemleri çözmemiştir. Sadece saldırılar azalmıştır. Aslında Filistinliler’in 67 yılının sınırlarına uygun yaşayıp yaşamadıkları konusunu Başbakanlar dikkate almamaktaydılar. En azından Meir ve Begin dönemlerinde durum böyleydi. Aralarında hiçbir fark yoktu. Ancak Perez dönemi yine de biraz farklı olmuştur. Şeklinde görüş bildirmektedir.

Avram dönemi, otoriter ve etkin bir yönetimin sergilendiği zamanlar olmuştur.

 

Yaacov Peri/1988-1995

Peri: yoğun biçimde aksanlı Arapça konuşma derslerinin bu dönemde önem kazandığını ve kurumsallaştığını anlatmaktadır. “Nablus’ta nereye bir taş atılsa ya bir kediye ya da bir teröriste denk gelirdi” demektedir. Bazen gecede yüzlerce kişiyi tutuklamışlardır. Bir stratejileri olmamasına karşın yüzlerce taktikleri vardır.

Köy meydanı veya cami avlularında topladıkları bir köyü perdeli bir minibüs içindeki maskeli itirafçıların önünden geçirerek “tanımlama” tekniği ile tespitler yapmaktaydılar. Böylece Ürdün ve Suriye’den gelen teröristler ele geçirilmiştir.

Kudüs’te Türklerden kalma bir hapishanenin şartları o kadar kötüydü ki insana “İsa’yı ben öldürdüm” dedirtecek kadar üne sahiptir. Şin-Bet tıkır tıkır çalışan sistemi ile on binlerce kişiyi sorgudan geçirmiştir. Birim iyi organize, etkili ve sistematiktir. Şin-Bet kendisine bir bölge tahsis edildiğinde burayı karış karış/didik didik elden geçirerek sonuç almaktadır. Arap casuslarından kendi insanı ve köyleri ile ilgili tüm bilgiler ilk elden alınmaktadır. Bunlar askeri hükümet merkezine gelenlerin anlatımlarından elde edilmektedir. Böylece kimin işe alınacağı belli olur. Bunlar bağlantıları güçlü olan ve her yere sızmada becerikli kişilerdir. Bu kişileri ailesine bile ihanet ettirmeye varacak ustalıkla eğitmek gerçek bir başarıdır. İşgal edilen yerlerden zamanında çıkılması gerektiğini itiraf ve tavsiye etmektedir.

Oslo antlaşması kendisi zamanında gerçekleşmiştir. Yasa dışı yerleşim, başka yasadışılıklara da örtülü olarak izin verildiği şeklinde algılanmaktaydı.

Peri, son derece çarpıcı ve cesur itiraflara dayanan tespitlerde bulunmaktadır.

 

Carmi Gillon/1994-1996

Gillon; “humint” yani insan kaynaklı ajan-toplama vasıtaları ya da sorgulama yolu ile haber-istihbarat çarkını işlettiklerini anlatmaktadır. Zaten görevinin ilk günü, Kudüs’te bir sorgu merkezinde başlamıştır. İstihbaratı buradaki sorgu yöntemleri ile kavramıştır.

1982’de Lübnan’ın işgalinde Şin-Bet, Gazze ve Batı Şeria’daki aynı yöntemleri uygulayarak casusları işe almış ve MOSSAD’ı tahtından etmiştir. Avraham Shalom o dönem çok popüler durumdaydı.  1994 yılındaki 5 No’lu otobüse ilk bombalama eylemi bu dönemde yapılmıştır. Beit Lid, Borsa ve 18 No’lu otobüs katliamları ardından gelmiştir.

O günlerde Hamas’tan Harizat isimli mahkûm O’nun döneminde “SARSMA” yöntemi uygulanırken beyni sarsılarak kafatasına çarpmış ve bebek sendromuna uğrayıp ölmüştür. Gillon Savunma Bakanı Michaael Ben-Yair ile bu konuda tartışmalar yaşamıştır. Gillon’a göre bu yöntem olaylarda yüzde yirmilik bir azalma sağlamaktadır..

Ardından El Fetih hücrelerinden biri, 1980 yılında El-Halil’de Sinagogdan çıkanlara saldırdı. Ardından otuz gün sonra intikam için Filistinli Belediye Başkanı Bassam Shaka’ya Nablus’ta, Karim Halaf’a ise Ramallah’ta saldırılmıştır. Yine El-Brief Belediye Başkanı İbrahim Tavil’in evinde patlayan bomba bir patlayıcı imha uzmanını kör etmiştir.

Peri bunu yapanların Yahudi eylemciler olduğundan emindir. Ancak Filistinliler üzerine odaklanıldığından bunun failleri ile ilgili bir arşivlemeleri yoktur. Bu bir istihbarat fiyaskosudur. Altı ay sonra görülmüştür ki bu Yahudi grup üst düzey konumlarda bağlantıları olan ideolojik bir gruptur. Grubun bağlantıları onlara dokunmayı zorlaştırsa da suçüstü seçeneği ortadadaydı. Kudüs’te bir Filistin otobüsüne bomba koyma planlayan grup takip edilerek adalete teslim edilmiştir. İki yüz elli kişiyi öldürmeyi planlayan aynı grup Mescid-i Aksa’nın kubbesini uçurma planları da yapmıştır. Çünkü onlara göre Mescid Yahudi Mabedi’nin üzerinde durmaktaydı.. Bu yıkım tüm İslam Âleminin İsrail’e savaş açması ve Yahudi azınlığın yok olması ile sonuçlanabilecek kadar küresel ölçekte karışıklık demektir.

Bu Yahudi mistik örgüt ARMAGEDDON’a hizmet ettiğine inanmaktaydı. Mesih’in gelişi ve Yahudi Krallığı böylece mümkün olabilecektir. Mahkeme lobilerin ve Knesset’in etkisiyle bu eylemcileri kısa sürede salıvermiştir. Sonuç olarak bu olay Şin-Bet’in sorgulanmasına yol açmıştır.

Yigal Amir adlı bir Yahudi ham sofu bu iklimin verdiği cesaretle Başbakan Rabin’i öldürmüştür. Fanatik Hahamlar sistemin derinliklerinden kendilerini göstermişlerdir.

Gillon, samimi ve gerçekçi değerlendirmeler yapmaktadır.

 

Ami Ayalon/1996-2000

Ayalon: barış anlaşma ve görüşmelerini yokmuş gibi hareket etme taraftarıdır. Ayalon, Rabin suikasti ile geleceğin ne denli karanlık olduğunu idrak etmiştir. Tarih değişmiştir. Barış çok uzaktır. Rabin suikasti Ayalon’un Şin-Bet’in başına geçmesi sonucuna yol açmıştır.

Şin-Bet büyük bir kriz yaşamaktadır. Koruması gereken Başbakan korunamazken daha ne anlatılabilirdi? Şin-Bet çökmüştür. Her anlamda köklü bir değişim şart olmuştur. Ama en zoru da Filistinliler ile işbirliği artık şart olduğu gerçeğidir. Artık iki toplumun eşit olmayan güçleri dengelenmiştir. İsrail F-16’ları karşısında Filistinli intihar bombacıları asimetrik güç dengesi haline gelmiştir.

Salah Shehadeh, Hamas’ta üst düzey bir yöneticidir. Şin-Bet onu yok etmek için evine bir tonluk bomba atmıştır. Bu operasyonda yanlış istihbarat masum sivillerin ölümüne yol açmıştır. Orantısız güç kullanımı sık uygulanan bir yöntemdir. Bu durum “kötülüğün sıradanlaşması”na yol açmıştır.

Peri, bu görev esnasında empatiye varan yaklaşımları içselleştirmiş görünmektedir.

 

Avi Dichter/2000-2005

Dichter: Mülteci kamplarından elde edilen bilgilerin yıllar sonra bile kullanılabilecek çok kıymetli temel arşiv verilerini olduğunu söylemektedir.  Ayrıca Arapçayı aksanlı konuşmak Şin-Bet mensubunun başlıca şartıdır.

Bu dönemde Hamas üyesi bir bomba yapım uzmanı olan Yahya Ayyaş cep telefonuna yerleştirilen bir bomba ile Şin-Bet tarafından öldürülmüştür. Dichter yüksek teknoloji ve daha planlı operasyonları sahada kullanmıştır.

Dichter, yalın ve sade yaklaşımlara dayanan son derece net analizleri ile dikkat çekmektedir.

 

Yuval Diskin/2005-2011

Diskin; Politikacıların operasyonel kararlarda sifır ya da bir kararı vermelerini kendilerinden talep ettiğini ifade etmektedir. Karar vericiler Şin Bet müdürlerine üç ve dört seçenekli harekât tarzları ile gelmemelerini, yap ya da yapma ikilemleriyle insiyatif almaya itildiklerini, böylece politikacıların sorumululuklarından kaçtıklarını ifade etmektedir. Diskin’e göre karar vermemek kolay görünmesine karşın bu en zor olandır. Teröristlerin yanında masum sivillerin de bu uygulamalar içinde zarar görmesinin yüksek olasılıklar barındırdığından söz etmektedir. Diskin “İsrail Savaşı Kaybederse” adındaki bir kitaptan çok etkilenmiştir. Diskin zeytinlerle kaplı Nablus’ta görev yapmıştır. Mültecilerle temas etmek Diskin’in çok sevdiği görev alanları arasındadır.

Bir Arap ajanı işe alıp ona kendisinin bile hayret ettiği işleri yaptırmak gerçek bir ustalıktır.

Yahudi yerleşimcilerin Hükümetin ne karşı çıktığı ne de evet diyebildiği bir örtülü izne işaret ettiği bilinmektedir. Bunu en iyi şekilde Şin-Bet bilmektedir..

Diskin, politikacıların bilinmeyen yüzlerini yaşanan gerçek olaylar ile ortaya koymaktadır.

1968 yılında yazdıkları ile İsrail’in Filistin’i işgalini eleştiren Lebowitz,  Filistin nüfusunu kontrol altına alınması çabalarının Şin-Bet devletini doğuracağını haykırmıştır. Ayrıca Şin-Bet’in hukuksuz tedbirlerinin tüm bir ulusun sicilini lekeleyeceğini öngörmüştür (Moreh, D. 2012). 2018 yılında geriye dönülüp bakıldığında, Lebowitz’in bu tespitleri kehanet olarak değerlendirilmemelidir. Yaşananlar O’nun salt dehası yanında kendi toplumunu ne kadar yakından tanıdığını da ortaya koyması bakımından dikkat çekicidir.

İstihbarat sadece istihbaratçılara bırakılmayacak kadar önemli bir faaliyettir. İstihbaratın sahibi onu politik arenada yönetebilecek kadar mahir ve ahlaklı birisi olmalıdır..

 

Sonuç

Özellikle bu çalışmanın temel aktörleri olan Şin-Bet müdürleri tüm “düşmanları” ile görüşüp barışı tesis etmenin gerekliliğini ısrarla vurgulamaktadırlar. Profesyonel istihbarat, düşman ile teması öngörmektedir. Askeri tedbirler tek başına barışı garantilememektedir. Onlara göre barış için karşılıklı güven tesisi şarttır. Bunu ilk idrak eden aktörler de istihbarat mekanizmalarının yöneticileri olmaktadır.

Şin-Bet müdürleri insanların hayatlarını cehenneme çevirdiklerini ve buna hakları olmadıklarını kabul etmektedirler. Terör bahanesi ile halka zulüm yapıldığını ve zalimlerden olduklarını itiraf etmektedirler.

Fakat önemli bir ortak kanaatleri daha vardır. “Politikacılara asla güvenme!” Çünkü suç ortakları onlardır..

Daha iyi bir siyasi gerçekliğin oluşturulabildiği ve içselleştirildiği sonucunun “zaferin ta kendisi”olması gerekmektedir. Bunu sağlayamamışlardır. Diğer bir deyişle İsrail tüm cepheleri fethetmiştir. Ama daha politik bir gerçeğe ulaşamadıkları için zaferleri yoktur. Bu bir Pirus zaferidir belki de..

İsrailliler güvenlik istediler. Daha çok intifada buldular. Filistinliler devlet istediler. Daha çok yerleşimci ile karşılaştılar. Bu paradoksu en başta fark edenler Şin-Bet müdürleri ile Filistinli istihbaratçılar olmuştur. Her iki toplumun egemen elitleri Şin-Bet’in evrildiği bu fikre uzak düştükleri oranda intifada ve yerleşimci ile karşılaşmaya devam edeceklerdir. Ne kadar sağduyu eksikliği varsa o kadar intifada ve yerleşimci olacaktır.

Şin-Bet en azından bunun anlaşılması için yapılmaması gereken her hatayı yapmıştır..

* Yazar.   Tel: +90 531 797 61 01        E-posta: [email protected]

Kaynakça.

Ballan, İ.(2013). “Gölge Teşkilat Şin Bet”. Al Jazeera: Al Jazeera Media Network Yapımcılık.

Darmon, A. (2015). “Defense”. Paris: Israël Magazine n°179 Yayınları

Denece, E. ve Elkaim,  D. (2014). “Les services secret Israeliens-Aman, Mossad et Shin Beth.” Paris: Tallandier Yayınları.

Moreh, D. (2012). “The Gatekeepers, Documentary”. İsrael: Dror Moreh Productions, Les Films du Poisson Cinephil, Wild Hearth Productions.

Scott, A. O.(2012). “Six Israeli Spymasters on a Shadowy Past and a Dark Future ‘The Gatekeepers,’ Documentary by Israeli Director Dror Moreh”. New York: The New York Times.