Celil ALTINBİLEK

Celil ALTINBİLEK

[email protected]

Türkçenin Sırları ve Nihat Sami Banarlı

23 Mayıs 2019 - 22:43 - Güncelleme: 23 Mayıs 2019 - 23:37

~~Türkçenin Sırları ve Nihat Sami Banarlı
     Şu fani dünya saadetleri içinde hiçbir şey, aziz Türk çocuklarına Türk dilini öğretmek kadar güzel hizmet değildir. Bu satırların yazarı Nihat Sami Banarlı ömrünü Türk kültürü ve diline adamış bir vatanseverdir.
     Nihad Sami,  Fatih’in Trabzon’u fethinde bulunmuş, Fatih’in bayraktarlığını yapmış bir aileden gelmektedir. Sonraki nesli ise İstanbul’a yerleşmiştir. O, 1907 senesinde İstanbul’da doğmuştur. Lise öğreniminde Türkçe derslerini Reşat Nuri’den,  tarih derslerini Mükremin Halil’den görmüştür. Üniversite eğitiminde Fuad Köprülü’nün yaptığı imtihanı kazanarak Edebiyat fakültesine girmiş, değerli hocalardan eğitim almıştır. Eğitim camiasında bulunmuş öğretmenlik ve idarecilik yapmıştır. Lise yıllarından itibaren yazmaya başlamıştır.  Edebiyat tarihi ve Türk kültürü üzerine araştırmalar yapmıştır. Türk dilinin sevdalısı ve savunucusudur. Çeşitli dergilere ve gazetelere yazılar yazmıştır. Yahya kemal ile dost olmuş, bu dev adamın yazılarını ve şiirlerini kitap haline getirmiştir.
     O’na göre; “Türkçeyi sevmek ve anlamak için, önce Türk milletini sevmek, milletimizin tarih boyunca emek verip yarattığı her millî eseri sevmek ve anlamak lazımdır.”
     Nihad Sami, çok titiz ve mükemmeliyetçidir. “Vatan çocuklarına bir milletin yarattığı ve yaşattığı dili, bütün güzellikleri incelikleri, yücelikleri ve güzel sesleriyle öğretmek gerekir. Belirli sloganlardan başka bir şey anlamaları imkânsız hale gelen taze kalabalıkları, bir değnekle istenilen yere götürülecek bir sürü haline gelmekten kurtarıp, evlatlarımızı her an daha çok duyan, düşünen, anlayan ve yaratan insanlar olarak yetiştirmek hedefimiz olmalıdır. Lisanın böylesine tılsımlı bir vasıta olduğunu bilmek ve bütün bunları bilerek, severek yapmaktır, çünkü dillerin bir ses güzelliği dalgalanıp bir duyurma, anlatma ve inandırma gücüne ulaşması kısa zamanda olmamış asırlar almıştır. Türk dili, bir imparatorluk dilidir, her dil imparatorluk dili olamaz.Türkçe faaliyette olduğu topraklardan kelime almış ve kelime vermiştir, bu onun gücünü oluşturur. Dışarıdan alınan kelimeler Türkçenin içinde, kendi karakterini ve söyleyişini oluşturmuş ve Türkçeleşmiştir.”
     Halid Ziya, “ Ben Türkçenin ezeli bir aşığıyım. Türkçeyi muhtelif devirlerde, muhtelif elbiselerle, muhtelif şekillerde ve sevgilimi o libaslar altında, kendi cevherinde sevdim.”der
     Bizi birbirimize bağlayan dil olmazsa halimiz nice olur. Bekâ meselemiz ancak Türkçeye sahip çıkmakla olacaktır. Çünkü diller milletlerin en aziz ve en kıymetli servetleridir.
     Dillerine sahip çıkan milletler yücelir ve güçlenirler. Kanada’nın Kübek Eyaletinin resmi dilini koruyan Dil Polisi mevcuttur, diline öncelik verip, ona sahip çıkar.
    Asırlar ötesinden Kaşgarlı Mahmud,“Türk dilini öğreniniz, çünkü Türklerin uzun süren saltanatları olacaktır.” demiştir.  Bu dilin gücü eğitim de dâhil çok şeye yeter, büyük bir geleceğimiz olacaksa, bu gelecek o birikime ve bu dile dayanacaktır. 
Celil Altınbilek                                   23.05.2019