Celil ALTINBİLEK

Celil ALTINBİLEK

[email protected]

Saruhan’dan Osmanlı’ya Manisa

26 Şubat 2018 - 00:07 - Güncelleme: 26 Şubat 2018 - 09:12

~~Saruhan’dan Osmanlı’ya Manisa
   Bu yazımızda Saruhan beyliğini kendi topraklarına katan Osmanlı Devleti ile olan değişim zamanlarından bahsedeceğiz.

Saruhan Beyliği ilk önce 1390 senesinde Yıldırım Beyazıd tarafından alınarak Osmanlı’ya katılmıştı. Yıldırım Beyazıd, Kosova Meydan Savaşında 1389 yılında suikaste uğrayan I Murad’ın oğludur.  Babasının ölümü üzerine Osmanlı tahtına çıkmıştı.
   XIV. yüzyıl başlarında, Anadolu’da birçok bağımsız Türk Beyliği bulunmaktaydı. Osmanlı’ zamanla gittikçe güçlendi ve öne çıktı. I. Murat diğer beyliklere üstünlük sağlayınca onları kendine bağladı(vasal yaptı). Ancak Yıldırım Beyazıd ise o beylikleri kendi sınırları içine dâhil etti.
   Yıldırım, Balkanlarda yeni yerler fethetmiş akıncı beylerinin gücü sayesinde o bölgeler kontrol altında tutulmuştu.  Fethedilen yerlerde aynı zamanda imar faaliyetlerinde bulunuluyor, yeni şehirler inşa ediliyor, yerli halka müsamaha gösteriliyor, yeni bir medeniyet oluşturuluyordu. Bayezıd, Selçuklular' ın mirasçısı sıfatıyla Anadolu'da birliği sağlamak düşüncesindeydi, Anadolu’da Saruhan, Aydın, Menteşe, Germiyanoğlu gibi beylikler ele geçirilmişti. İstanbul da tamamen köşeye sıkıştırılmış, bağlı hale getirilmiş, İstanbul’da anlaşmayla Türklerin yaşayacağı bir mahalle oluşturulmuş, cami yapılmış, imam tayin edilmişti. Ülke içende yeniden teşkilatlanmayla merkezi idare güçlendirilmiş, askeri ve mali yenilikler meydana getirmişti. İslam Dininin temsilcisi sıfatıyla Memluklu Halifesi tarafından Beyazıd’a Rum Sultanı unvanını verilmişti. Beyazıd’ın gözü pekliği, pervazsızlığı ve cesaretinin çok fazla olduğu dile getirilir. Çabuk kızdığı ve can yaktığı söylense de merhametli olduğu çokça belirtilir.” Onun karakter itibarıyla “dâhi” şahsiyetlerde görülen “uç sınırlar ve tezatlarla” dolu bir iç dünyası olduğunu söylemek yanlış olmasa gerekti.”(1) Bu davranışları neticesinde Ülkesi için yanlış durumlar ve zararlar da ortaya çıktı.

   Türk Devletini yıkmak için Hıristiyan âlemi birleşti ve bir ordu meydana getirerek yola çıktı. Haçlı ordusu geçtiği her yerdeki yağma, rezalet ve katliamlarla her şeyi yakıp yıkarak ilerliyordu.  Haçlılar, çok kalabalık ve kuvvetli bir orduyla önlerindeki Niğbolu kalesini kuşattılar. Yıldırım Beyazıd ordusunu toplayıp, kale komutanı olan Doğan Bey’in yardımına gitti.  Burada anlatılan bir hikâye Yıldırım’ın cesaretini gözler önüne serer. Kendisi düşman saflarına kadar çok yakınlaşır,  “yettim bre Doğan nicesin” diye bağırır. Göğü kaplayan bu yiğit sesin kaleye kadar ulaşması,  günümüze kadar efsane tadında anlatıla gelmiştir. Yıldırım, Niğbolu’da haçlı ordusunu bozguna uğratır ve Türk tarihinin şanlı zaferlerinden biri kazanılır. Bütün haçlı dünyasına karşı Niğbolu’da 1396 yılında elde ettiği galibiyet Yıldırım’ın şöhretini daha da arttırmıştı.

   Yıldırım, hedefi olan İstanbul’u fethetmek için kuşattı ve boğaza Anadolu hisarını yaptırdı. İstanbul kuşatma altındayken Timur tehlikesi baş gösterince muhasarayı kaldırdı. Timur da, Büyük Selçuklular 'ın ve İlhanlı’ların varisi olmak iddiasıyla Anadolu üzerinde hâkimiyet kurmak istemekteydi. 1402 Ankara’da Çubuk ovasında iki Türk Devleti karşı karşıya geldi ve Beyazıd yenildi.
   Ankara savaşındaki mağlubiyet Osmanlıyı böldü, fetret-karışıklık devri başladı ve büyümesi yarım asır ertelendi. Anadolu’da Osmanlıya katılan birçok beylik tekrar bağımsızlığını ilan etti. Bunlardan birisi de Saruhanlı Beyliğidir. Ancak bu bağımsızlık uzun sürmemiştir. Yıldırımın oğlu Çelebi Mehmet tarafından darmadağın olan ülkede birlik yeniden sağlandı. Böylece Saruhanoğulları’nın on yıl civarı süren geçici hâkimiyetleri sona erdi. Varlık ve mevcudiyetlerini aynı medeniyetin temsilcisi Osmanlı devletinde devam ettirdiler.
Celil Altınbilek                       

25.02.2017

1-Feridun M. Emecen, İhtirasın Gölgesinde bir sultan Osmanlı Araştırmaları / The Journal of Ottoman Studies, XLIII (2014), 67-92