Dedemin Masallarından
Dedemin masallarını dinlemiştim senden, dedemin masallarını, destanlarını…
*
Boz bulanık dereler akarken, boz baykuşlar öterken karanlık gecelerde, gecenin zifîrî karanlığı biterken, ışıkla bize bir yol göründü âniden…
*
Yıldızları ve gökyüzünü Tanrı’dır süsleyen, yeryüzünü sana emânet eyleyen. Emânete sâhip çıkmaktır murat, çıplağı giydirmek, fakiri doyurmak. Güçsüze yardım eden, sen Türk’sün budur senin tören…
*
Göç için hazırlandığımız demlerdi, yeni bir ateş sarmıştı bizi, Mustafa’nın nefesi, arttırmıştı bir kat daha gücümüzü, benliğimizi…
*
Ayrı, gayrı bir olduk, ayrı gibi gördüler oysa tek bir soy olduk…
Vaat edilmişti bize tek vatan, tek hükümran adâlet ve nizâmı görecekti cihan…
*
Hay geldi Tanrı’dan yola çıktık, atıldık güney ve batıya yedi koldan, Horasan’dan yolculuk, Azerbaycan, İran, Anadolu bu yürüyüşte yok hudut…
-
Pîrimiz idi Yesi’li Kara Ahmed; attığı okun peşi sıra yayıldık, Saru Saltuk, Hacı Bektaş, Geyikli Baba, Edebâlî Erenleri, işledi uzak, yakın, boş toprağı, canlı, cansız her varlığı…
*
Attılar harcını adâlet ve nizâmın, hayat buldu rüyâsı atamın; Alpaslan’da, Osman’da…
*
Elbet devam ederiz biz bu ruhla, yeniden cihanda…
Celil Altınbilek