Celil ALTINBİLEK

Celil ALTINBİLEK

[email protected]

Bilginler Halkın Yolunu Aydınlatır

31 Ekim 2019 - 20:34 - Güncelleme: 31 Ekim 2019 - 20:40

Bilginler Halkın Yolunu Aydınlatır.

     Türk kültür tarihinin en yüce eserlerinden biri olan Kutadgu Bilig, isminde belirtildiği gibi mutluluk veren bilgi demektir. Bilginlerin bilgisi halkın yolunu aydınlatır. Yazılışının 950 yılı olması sebebiyle eser ve yazarı Yusuf Has Hacip anılmakta ve çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir.

     1069 yılında Orta Asya’daki Türk Devleti, Karahanlı topraklarında yazılmış olan bu eserin, Karahanlı Hükümdarlarına sunulduğu bilinmektedir. Karahanlı Devleti, Müslümanlığı İdil Bulgarlarından sonra İslam’ı kabul eden ilk Türk devletlerindendir. Orta Asya’da yüzünü batıya döndüren Karahanlı devletiyle, o zamanlarda gücünün zirvesinde olan İslam devletleriyle de sıkı münasebetler kurulmuştur. Karahanlılar ve Gazneliler bu devrin kuvvetli Türk Devletleridir, ancak eserin yazıldığı sıralarda Karahanlılarda kargaşa başlamış bulunmaktadır. Buhara, Kaşgar(Ordu Kend), Balasagun, Yarkend mühim şehirlerdir.  Bu zamanlarda Türk Dünyası yeni bir kültür çevresine girmiş olup, bunda Türklerin İslâmı kabul edişleri de önemli bir yer tutmaktadır. Fakat Türkler kendi töre ve adetlerini yine de korumuşlardır.  Bilig’de canlılığını koruyan bu töre ve adetler anlatılmaktadır.

     K. Bilig’in üç nüshası vardır. Zamanındaki orijinal nüsha günümüze gelmemiştir ve yazıldıktan sonraki devirlere aittir. Bunlar biri Uygur,  ikisi Arap yazısıyladır. Uygur yazısı Orta Asya, Altın Ordu ve İran sahasındaki Türk devletlerinde kullanıldığı gibi 16 asırda Fatih devrinde İstanbul’da da kullanılmıştır.

     Yusuf Has Hacip, devrin canlı olan kültür çevrelerinde bulunmuştur, Arapça ve Farsça ile Türk töre ve adetlerini bilmektedir. Vezirlik yapmıştır. Eserini Kaşgar’da tamamlamış ve Tavgaç Buğra Han’a sunmuştur. Bilig’te konular çeşitli benzetmelerle anlatılmaktadır.

     Her türlü erdeme sahip, bilgili, fakat bulunduğu yerde kıymeti anlaşılamayan Aydoğdu, hükümdar Güğdoğdu’nun bilginlere, âlimlere, sanatkârlara değer verdiğini öğrenmiş ve ona hizmet etmek üzere yola çıkıp hükümdarın bulunduğu şehre gidip, hizmetine girmiş ve insanın iki dünyada da kutlu olması için eserini yazmaya başlamıştır:

Sözümü dört şey, kanun, kut, akıl ve akıbet üzere söyledim der.

     Adaleti temsil eden hükümdar olan Gündoğdu’dur,  ona, devletin ayakta sağlam durması ve iyi bir ad bırakması için yapacağı iyi işler ve adaletle hükmetmesi tavsiye edilmektedir.  Devleti, saadeti, geleceği temsil eden vezir Aydoğdu ile aklı temsil eden Ögdülmiş’in ise gerçekte yazarın kendisi Yusuf’tur.  Son benzetme ise akıbeti, sonu temsil eden Odgurmış’tır.

     Tanrı, insanı seçerek yaratmış, ona büyük erdemler vermiştir, ibadet şarttır, fakat bu tek başına amaç değildir.  İnsanın iyiliği, onun toplum içinde faydalı olup olmaması ile ölçülür. Hükümdar idarede akla ve bilgiyle, töre üzerinde hareket etmelidir. Vazifesinin hizmet etmek olduğu, adaletle hareket edilmesi gerektiği, gerçek kudretin kanunda olduğunu, ona veziri anlatır. Ancak hareket şekli akıl ile yapılmalıdır. Her türlü iyilik akıldan gelmektedir: Akıllı insan büyüktür.  İnsanı akıl meşale gibi aydınlatır. Devlet hastalanırsa ilacı akıl ve bilgidir. Ancak hayatın da bir sonu akıbeti vardır bu unutulmamalıdır.

     K. Bilig üzerine uzun çalışmalar yapmış R.R. Arat’a göre eser ne bir tarih, din, nasihatler kitabı değildir, Yusuf Has  Hacip,  insan hayatının anlamını tahlil ile, onun cemiyet ve devlet içindeki vazifesini tayin eden, bir hayat felsefesi kurmuş olan, en geniş manada bir âlim, fikir adamıdır.

      Günümüzde bile aklın ihmal edilebildiği düşünülürse, çağlar ötesinden bugüne ulaşan insanlığın yararına olan bu sözler-düşünceler ne güzeldir.

Celil Altınbilek                                           29.10.2019