Celil ALTINBİLEK

Celil ALTINBİLEK

[email protected]

ANAYASA ÜZERİNE TARİHİ NOTLAR

11 Eylül 2014 - 16:29 - Güncelleme: 11 Eylül 2014 - 20:34

Anayasa Üzerine Tarihi Notlar

Abdülaziz’in intihar süsü verilen ölümünden ve V. Murat'ın üç ay süren saltanatından sonra, II. Abdülhamid tahta çıkmıştır. Tahta çıkmadan önce de Mithat Paşa ve avenesine meşruti idare ve yeni anayasa için söz vermiştir.

 

Yeni anayasayı hazırlamak için Mithat Paşa yakını ve dostu Odyan Efendi’yi uygun bularak, Avrupa’ya gitmesini, oraların anayasalarını incelemesini ve bir anayasa hazırlamasını istemiştir.

 

Anayasa çalışmalarını bitiren Odyan Efendi, o Anayasa Taslağını, görüşlerini ve tasdikini almak için İngiliz Başbakanına göndermiş heyecan içinde oradan gelecek cevabı beklemeye başlamıştır. Bu sıralarda yapılan Tersane Konferansından dönen, Dışişleri Bakanı Saffet Paşa’yı alelacele yakalamış ve ona; Paşa, Anayasa taslağını İngiliz Başbakanı’na gösterdin mi? Bu konuda ne dediler diye sormuş. Paşa’dan aldığı cevap ise, çok hoştur…

Ne diyecekler ki, çocuk oyuncağı dediler… Paşam.

 

İşin hazin tarafı ise, bu hadisenin üzerinden bir asrın üzerinde zaman geçip, yirmi birinci asrın başında yeni anayasa taslaklarımızın, daha kamuoyuna detayları aksetmeden, incelenmek üzere Amerika’ya gönderildiğini ve bu konunun basına yansıdığını bilmem hatırlar mıyız?

Durum bu kadarla da kalmaz. Odyan Efendi, İngiltere Dışişleri Bakanıyla buluştuğunda, Ona Osmanlı Arazisinde yabancıların, azınlıkların, gayri Müslimlerin hukuku için istediğiniz teminatları bu anayasa yerine getiriyor. Bu Yeni Anayasayı, milletlerarası bir konferansta onaylamanızı istiyoruz, der.

Bu ne acı bir tekliftir. Bu nasıl bir hükümranlık hakkıdır düşünmek lazım..

Yine 2014 yılında, Avrupa Birliğine üye İngiltere, Birlikte, uygulanmakta olan bir kanunu, kendi ülkesine uygun bulmadığı için kabul etmez. İngiltere Adalet Bakanı’nın bu konuda söylediği söz ise çok takdire şayandır. Bu kanun benim ülkeme uygun değildir. Bana ne, Avrupa birliği kanunlarından…

Bizim ise Avrupa Birliğine girmek için bizim ülkemize ve şartlarımıza uygun olsun olamasın her kanunu nasıl da kabul ettiğimiz ortadadır.

 

Biz Tanzimatı ilan edip, kendi benliğimizden kopmuş ve Batı Kültürüne teslim olmuşuzdur.(1)

Bu teslim oluşun sonuçlarını tahmin edememişizdir. lakin edenlere de kulak asmamışızdır.10 Kasım1876 yılında İngiltere’de yayınlanan bir gazetede, Yeni Anayasa ile ilgili olarak; bundan böyle Osmanlı’da çeşitli milliyetler kendi dilleri ile yazacak ve eğitileceklerdir. Yakın zamanda, kendi muhtar (özerk) idarelerine kavuşacak, geri kalmış bir kültür olan Türkçe’nin engellerinden kurtulacaklardır. Diye bir yazı yayınlanır.

Bizim Anayasa macerasının başlangıcı böyledir. Lakin yeni bir devletin doğuşuyla meydana gelen 1924 anayasasıyla birlikte, günümüze kadar iki anayasa daha yapılmış ve onlarında çok önemli bir bölümü değiştirilmiştir.

Anayasamızda birçok değişiklik yapılmasına rağmen, hala memnuniyetsizlikler olduğu söylenmektedir. Acaba bugünlerde yapılması düşünülen değişiklikler, bir zaman geçtikten sonra yine, eskiden olduğu gibi memnuniyetsizlik ve eksiklikle itham edilecek midir?

Veyahut tarihi örneklerinde görüldüğü gibi, birlik ve beraberliği zedeleyici, bizden uzak, ülke menfaatlerine aykırı ve dertlere çare olmaz, daha da ürkütücü olanı, rakiplerimizi memnun edecek Yeni Anayasa’nın, ileride tarihin olumsuz hükmüne takılmaması en büyük temennimizdir.

Celil Altınbilek

 

 

(1)İlhan Bardakçı. İmparatorluğa Veda. Türk Edebiyatı Vakfı. S. 44

 

 

 

 

Anayasa Üzerine Tarihi Notlar

Abdülaziz’in intihar süsü verilen ölümünden ve V. Murat'ın üç ay süren saltanatından sonra, II. Abdülhamid tahta çıkmıştır. Tahta çıkmadan önce de Mithat Paşa ve avenesine meşruti idare ve yeni anayasa için söz vermiştir.

 

Yeni anayasayı hazırlamak için Mithat Paşa yakını ve dostu Odyan Efendi’yi uygun bularak, Avrupa’ya gitmesini, oraların anayasalarını incelemesini ve bir anayasa hazırlamasını istemiştir.

 

Anayasa çalışmalarını bitiren Odyan Efendi, o Anayasa Taslağını, görüşlerini ve tasdikini almak için İngiliz Başbakanına göndermiş heyecan içinde oradan gelecek cevabı beklemeye başlamıştır. Bu sıralarda yapılan Tersane Konferansından dönen, Dışişleri Bakanı Saffet Paşa’yı alelacele yakalamış ve ona; Paşa, Anayasa taslağını İngiliz Başbakanı’na gösterdin mi? Bu konuda ne dediler diye sormuş. Paşa’dan aldığı cevap ise, çok hoştur…

Ne diyecekler ki, çocuk oyuncağı dediler… Paşam.

 

İşin hazin tarafı ise, bu hadisenin üzerinden bir asrın üzerinde zaman geçip, yirmi birinci asrın başında yeni anayasa taslaklarımızın, daha kamuoyuna detayları aksetmeden, incelenmek üzere Amerika’ya gönderildiğini ve bu konunun basına yansıdığını bilmem hatırlar mıyız?

Durum bu kadarla da kalmaz. Odyan Efendi, İngiltere Dışişleri Bakanıyla buluştuğunda, Ona Osmanlı Arazisinde yabancıların, azınlıkların, gayri Müslimlerin hukuku için istediğiniz teminatları bu anayasa yerine getiriyor. Bu Yeni Anayasayı, milletlerarası bir konferansta onaylamanızı istiyoruz, der.

Bu ne acı bir tekliftir. Bu nasıl bir hükümranlık hakkıdır düşünmek lazım..

Yine 2014 yılında, Avrupa Birliğine üye İngiltere, Birlikte, uygulanmakta olan bir kanunu, kendi ülkesine uygun bulmadığı için kabul etmez. İngiltere Adalet Bakanı’nın bu konuda söylediği söz ise çok takdire şayandır. Bu kanun benim ülkeme uygun değildir. Bana ne, Avrupa birliği kanunlarından…

Bizim ise Avrupa Birliğine girmek için bizim ülkemize ve şartlarımıza uygun olsun olamasın her kanunu nasıl da kabul ettiğimiz ortadadır.

 

Biz Tanzimatı ilan edip, kendi benliğimizden kopmuş ve Batı Kültürüne teslim olmuşuzdur.(1)

Bu teslim oluşun sonuçlarını tahmin edememişizdir. lakin edenlere de kulak asmamışızdır.10 Kasım1876 yılında İngiltere’de yayınlanan bir gazetede, Yeni Anayasa ile ilgili olarak; bundan böyle Osmanlı’da çeşitli milliyetler kendi dilleri ile yazacak ve eğitileceklerdir. Yakın zamanda, kendi muhtar (özerk) idarelerine kavuşacak, geri kalmış bir kültür olan Türkçe’nin engellerinden kurtulacaklardır. Diye bir yazı yayınlanır.

Bizim Anayasa macerasının başlangıcı böyledir. Lakin yeni bir devletin doğuşuyla meydana gelen 1924 anayasasıyla birlikte, günümüze kadar iki anayasa daha yapılmış ve onlarında çok önemli bir bölümü değiştirilmiştir.

Anayasamızda birçok değişiklik yapılmasına rağmen, hala memnuniyetsizlikler olduğu söylenmektedir. Acaba bugünlerde yapılması düşünülen değişiklikler, bir zaman geçtikten sonra yine, eskiden olduğu gibi memnuniyetsizlik ve eksiklikle itham edilecek midir?

Veyahut tarihi örneklerinde görüldüğü gibi, birlik ve beraberliği zedeleyici, bizden uzak, ülke menfaatlerine aykırı ve dertlere çare olmaz, daha da ürkütücü olanı, rakiplerimizi memnun edecek Yeni Anayasa’nın, ileride tarihin olumsuz hükmüne takılmaması en büyük temennimizdir.

Celil Altınbilek

 

 

(1)İlhan Bardakçı. İmparatorluğa Veda. Türk Edebiyatı Vakfı. S. 44