GEÇ KALINMIŞ ERKEN UYARI

Önce anlamaya çalışalım:
4 milyon ne idüğü belirsiz kalabalığı alacak bir devlet örneği tarihte de zor bulunur.
Devlet olmayan peşmerge bile bölgesine bin kişi almadı.
Devletler önce vatandaşlarını ve kurdukları düzeni gözetirler.
Bir vatandaşı için kıyameti koparan devletleri biliyoruz.
Daha dün Amerika bir papaz için bize savaş açar gibi yüklendi.
Almanya Türk asıllı bir gazeteci vatandaşı için üzerimize çullandı. 
Ve bizi utandıracak şekilde bağıra çağıra aldılar.
Bunlar ajandı, tamam, ama normal vatandaşları için de yaparlar.
Yoksa insanlarını bir arada tutamaz, tasada, kıvançta birlikten bahsedemezler.

4 milyon kişi değil bizi bütün Avrupa'yı bozacak bir nüfus çoğunluğudur.
Elbette yardım edelim ama yardım böyle olmaz.
Entegresyon kolay değildir.
Çatışma kaçınılmazdır.
Bizdeki gibi vatandaşın önüne geçirilmesi ise büsbütün vahim sonuçlar doğurur.
Özel imtiyaz tanınması kabul edilemez.
Bunu anlamamak olmaz.
İnsanlıkla, dinle imanla, iyi niyetle anlaşılması mümkün olmayan bir durumdur.
Ülkeye iyilik değildir.
Kimseye iyilik değildir.
Herkes zarar görür ve düşman sevinir
Düşmanın bütün gücünü harcasa yapamayacağı bir kötülüktür.
Bunu görmemiz, soğukkanlıca üzerine gitmemiz ve çare düşünmemiz lazımdır.

Vehametin kaynağı bellidir.
Bunu bilmezsek aldanırız.
Geçen gün eski milletvekili bir tanıdıkla konuşurken bunu söylemek zorunda kaldım. 
Dedim ki:
"Anladık, ""Burası Türk Ülkesi" denmesinden rahatsızlık var.
Türk'ten rahatsızlık var.
Yalnız, rica ederim Türk'e, ülkesine ortak aramaktan vazgeçilsin!
Bölmekten, parçalamaktan, kızıştırmaktan, kavga ettirmekten vazgeçilsin!
Koca tarihi inkârdan, değiştirmeye çalışmaktan vazgeçilsin!
Atalarımız İstiklâl Savaşı verirlerken dünyaya şöyle haykırmışlardı:
'Bu millet (ülke) tarihte Türktü, bugün de Türktür, gelecekte de Türk kalacaktır!'
İş oraya varırsa biz yine çok acı çekerek işin içinden çıkarız!
Azıcık iyi niyet varsa Allah rızası için düşünsünler ve işi oraya vardırmasınlar!"